BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.968,40
HABER /  POLİTİKA

Baykalın Erdoğan için dileği!

Baykal grup toplantısında AKP Türk milleti sözünden utanıyor diye başladı ve Erdoğan'ı nerede görmek istediğini ağzından çıkardı.

Abone ol

İNTERNETHABER

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal grup toplantısında gündemi değerlendirirken hayli sert sözler kullandı. Açılımı eleştirdi. Nutuktan bir alıntıyla "devam etmek hıyanet olur" dedi. Ak Parti'nin açılım yüzünden ülkeyi birbirine kattığını söyledi. Hükümetin "Türk milleti" sözünden utandığını belirtti ve "İstiklal Marşı yazarı Mehmet Akif Ersoy Arnavut kökenliydi" diyerek millet olgusuna gönderme yaptı.

Ardından sözü ifade vermeye giden 3 eski kuvvet komutanına getirdi. "Komutanların savcının önüne çıkması hukukun üstünlüğünü gösterdi. İnşallah günün birinde başbakanların da hukukun önünde hesap vereceği günlerin gelmesinin özlemi içindeyiz" diyerek en büyük dileğini de açıkladı.

Baykal Meclis'te şöyle konuştu.

İŞLER ÇIĞRINDAN ÇIKTI

İçinde bulunduğumuz tablo Türkiye'nin nasıl büyük bir tehdite maruz kaldığını gösteriyor. Ülkemiz tarihin en vahim sıkıntıları yaşamaktadır... Bu sıkıntılar ekonomik sıkıntılar bu sıkıntı karşısında hiçbir anlam taşımıyor...

İnsanların devletine, hukukuna güvenerek onurlu başı dik yaşama hakkının yavaş yavaş ortadan kalktığını görüyoruz... Türkiye derin bir ayrışmaya gidiyor.. .Türkiye kendi kendisinden kaygı duyar bir kuruma sürükleniyor. Bunun altında Türkiye'yi bir süreden beri çok tehlikeli istikamete sokmuş olan iktidarın anlayışı yatmaktadır...

İşler çığırından çıkmaya başladı.

DEVAM ETMEK HIYANET OLUR

Bir üniversiteli öldü, dün Serap'ı kaybettik. Bu acılar derken, 7 şehit haberi... Bu noktadan sonra halen hiçbir şey olmamış gibi bu yola devam etmek bilinmelidir ki artık gaflet olmaktan, dalalet olmaktan çıkmakta, Mustafa Kemal'in nutkunda söylediği gibi hıyanete dönüşmektedir.

BİRKAÇ AY İÇİNDE ÜLKE BİRBİRİNE GİRDİ

Yaşanan bu olayları sineye çekmek kabul edilebilir değildir. Bu açılım durduk yerde, tarihi fırsat diye ilan edilerek başlatıldı. Sayın Cumhurbaşkanı hiçbir can kaybı yaşamadan, sadece siyasi adımlar atarak Türkiye'yi bu terör belasından kurtarmanın mümkün olduğuan inandığını söyledi. Daha birkaç ay geçti. Geldiğimiz nokta ortadadır. Bu politikayı ortaya atanların nerede yanlış yaptıklarını tartışmaya ahlaki bir mecburiyetleri yok mudur? Türkiye'yi tarihi fırsat diye ayağa kaldırıp, birkaç ay sonra Türkiye'ye birbirine girmiş, ülke kentleri yangın yerine dönmüş, vatandaşlar arasındaki sevgi, güven bağı derinden sarsılmış bir Türkiye ortamına gelmiş olmamızın sorumluluğu durduk yerde çıkıp da 'tarihi fırsat' diye yola çıkmayı önerenlerin sorumluluğunda değil midir? Biz nedir bir anlatın bakalım dedik. Ne bize ne kamuoyuna anlatan olmadı, inandırıcı bir model duymadık.

PKK İLE AKP'NİN İŞBİRLİĞİ

Bu PKK ile AKP'nin işbirliği ile ortaya konulmuş bir projedir. PKK, Öcalan talimatla o insanları buraya gönderdi. Peki o insanlar PKK'dan koparak mı buraya geldi? Hayır! Biz buraya Öcalan'ın talimatıyla geldik, barış elçisi olarak geldik. Barışsa o şiddet, terör niye var? PKK kendisini kapatacak mı? Silahtan vazgeçecek mi? Hayır silaha devam... PKK silahı bırakmadığı halde AKP PKK'yla müzakereye devam ediyor.

HİÇBİR DEVLET BUNU YAPMADI

Hiçbir devlet, kendisiyle silahlı mücadele girişmiş olanlanla onlar silahı bırakmayı kabul etmeden müzakere etmemiştir. Ne ispanya'da, ne İngiltere'de böyle olmuştur. Bir elinde kalaşnikof, bir tek Türkiye'de bu yapılmıştır. PKK'nın amacı bölmektir, bu açıktır. Ama bölmeye gücü yetmiyor. Türkiye'deki Kürt kökenlilerin ezici çoğunluğu bölünmeye müsaade etmiyor, o yüzden gücü yetmiyor.

AKP PANİKTEDİR

Ama AKP öyle bir hata yaptı ki; sanki o insanların temsilcisi elinde silahlı PKK'ymış gibi davrandı. AKP bugün paniktedir. İzlediği politikanın karşısında makul, kabul edilebilir bir değerlendirme yapabilmiş değildir. Bugün ortaya çıkan tablo AKP'nin istediği politikanın doğal sonuçlarıdır. AKP umutla bu istikamate girmiştir, PKK'nın projesinin değişmediğini bile bile girmiştir. Ucu açık demiştir. Bu iş bir yerde bitmeyecek demiştir. Bugün bunu yaparız, yarın senin beklediğini yaparız, anayasayı değiştiririz demiştir. Anayasa değişikliğinin anlamı, Türk milleti anlayışını ortadan kaldırmayı müzakere edebiliriz demiştir.

AKP TÜRK MİLLETİ'NDEN UTANIYOR

AKP'nin grup başkanvekili, Anayasadan Türk milleti sözünü çıkarabiliriz demiştir. Bunlar kendilerini ne zannediyorlar? Bir sor bakalım o sözcük anayasaya nasıl girmiş? İngiltere'de, İtalya'da, Almanya'da anayasaya bir bak bakalım! Kaç tane Alman sözcüğü geçiyor... Fransa'da Cezayir kökenli olan da, İtalyan kökenli olan da Fransız'dır! Zidan dahil... Almanya'da Alman'dır. Onların Alman olmaktan bir utancı yok, Fransızların Fransız olmaktan utancı yok. Ama AKP yöneticilerinin Türkiye'de Türk milleti lafından utancı var.

MEHMET AKİF ARNAVUT KÖKENLİ
HABERAL'IN KAÇMA ŞÜPHESİ Mİ VAR?
ERDOĞAN DA MAHKEMEYE ÇIKSA!

[PAGE]



MEHMET AKİF ARNAVUT KÖKENLİ

Bu tanımın arkasında ırkçılık aramak asıl ırkçılığın kendisidir. Hepimiz bu milletin parçasıyız. Kökümüz, kökenimiz ne olursa olsun... Hatay'daki Arap kökenli vatandaşım da bu milletin bir parçasıdır, Sakarya'daki Çerkez kökenli vatandaşımız da bu miletin bir parçasıdır. Mehmet Akif Arnavut kökenli... İstiklal Marşı'nın yazarı!... Nereye gidiyoruz, iktidar bunu nasıl kabul ediyor. Bu yanlıştır, ortadan kalkması gereken de bu iktidarın kendisidir.

7 ŞEHİDİ DE Mİ HAZMETTİRECEKSİNİZ?

Hazmettire hazmettire kabul ettireceğiz diyorlardı. 7 şehidi de mi hazmettireceksiniz. Tüm Türkiye gözyaşı döküyor, Serap'ın arkasından tüm Türkiye gözyaşı döküyor. Türikye yangın yerine dönmüş, içişleri bakanı diyor ki "Açılıma aynen devam ediyoruz"

HABERAL'IN KAÇMA ŞÜPHESİ Mİ VAR?

2004 yılında emekliye ayrılmış olan komuta kadrosu ifade vermeye çağrıldı. Onlar da gittiler, ifadelerini verdiler. Elbette hukuk her şeyin üstündedir. Kim olursa olsun, herkes hukukun karşısında eşittir. Herkes hesabını verecektir. Komutanların ifade vermesi hukuk saygımız bakımından bizi memnun etmiştir. Ama tüm komuta kadrosu toptan böyle bir davanın içindeyse Türkiye nasıl bir travma yaşıyor? Eğer bunlar suç üstü yakalansa, tamam! Ama ifade verildi, çaylar içildi, sonra komutanlar serbest bırakıldı. Kaçma şüphesi bulunmuyor diye serbest bırakıldı denildi. Haberal'ın, Balbay'ın, Hilmioğlu'nun kaçma şüphesi mi var?

BAŞBAKANIN DA YARGI ÖNÜNE ÇIKACAĞI GÜNLERİN ÖZLEMİ İÇİNDEYİZ

Komutanların savcının önüne çıkması hukukun üstünlüğünü gösterdi. İnşallah günün birinde başbakanların da hukukun önünde hesap vereceği günlerin gelmesinin özlemi içindeyiz. Türkiye'de herkes hesap veriyor mu? Komutanlar veriyor, yargıçlar da veriyor. Hatta bir başsavcı 26 yıl istemiyle mahkemeye verdi. Lojmanda kameriye kurarak imar kirlenmesine yol açmış. Başka ne yapmış? Orasını karıştırmayın! Nelerden dolayı suçlanmadığını araştırırsanız, tablo çok net çıkar. Elbette herkes hesap verecek, ama yargı kurallarıyla işleyecek. Bugün bunun yapıldığını söylemek imkanı kalmamıştır.

O BELGEYE NE OLDU?

Türkiye'yi ayağa kaldıran o belgeye ne oldu? İstanbul'a gitti, fotokopiymiş dediler, dava açılmaz dediler bıraktılar. 4,5 ay sonra işte ıslak imzalı belge diye postaya koymuş gönderdi. Aylar geçti, tanık olarak ifade veririm dedi. Niye çağırmıyorsunuz. Adli Tıp ne dedi. Evet o isme ait imza olabilir diye mütaala verdi. Bu 3 kişiden 2'si bir hafta önce Nevşehir'den oraya gelmiş... 3.'sü de ben yöneticiyim, idarecilik görevim gereği imza attım. İmza sahibi eldivensiz tutmuyor. Çünkü parmak izim o belge üzerine çıkmasın, çünkü o imza benim değil diyor. Uzmana göndermek yok. Ankara'daki mahkeme bize gönderin, diyor, Hayır diyorlar. Bir mahkeme görüyor, öbürü görmüyor. Onun işi bitti. 2-3 hafta ıslak imza diye suçladılar, karaladılar, bitti. Şimdi bir başka belge, sonra başka bir belge...

DTP'Yİ KAPATMA DAVASI

Anayasa mahkemesi bugün DTP'yi kapatmayı konuşuyor. Bu siyasetçileri ilgilendiren bir konu değil. Ama günlerdir bu konuda açıktan tehditler, şantajlar, baskı altına alma uğraşları... Türkiye yasalarını işletemez, kanunlarını çalıştıramaz, hukukuna sahip çıkamaz bir noktaya doğru sürükleniyor. Bunu çok tehlikeli bir nokta olarak görüyorum. Elbette hukuk saygısını her türlü tehdite karşı ayakta tutan insanlar vardır.

AÇLIK BİR YANDA, ZENGİNLER BİR YANDA

Türkiye'de bir paradoks yaşanıyor. Bir yanda açlık varken, bir yanda zenginler türüyor. Son 10 ayda borsada yüzde 150 kazanç sağlanmış. Birileri buradan nemalanıyor. Olağanüstü bir dünyada çok az ülkede görülebelicek bir durumla karşı karşıyayız. Aynı zaman süreci içinde Türkiye işsizlikte rekor kırıyor, borçlar artıyor, ekonomi yüzde 6,5 daralıyor, çiftçi perişan oluyor.