BIST 9.646
DOLAR 35,22
EURO 36,75
ALTIN 2.966,26
HABER /  GÜNCEL

Baykal'dan Yüce Divan tehditi

Hükümet Rusya'dan alına doğalgazın ucuz olduğunu savunsa da CHP lideri Baykal aksi yönde. Baykal hükümete Yüce Divan'ı hatırlattı.

Abone ol

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye'nin Avrupa'nın en pahalı doğalgaz kullanıcısı olduğunun, Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan tartışma sonucunda ortaya çıktığını belirterek, ''Doğalgaz konusunda parmak hesabıyla kapattığınız hesabı,yarın Parlamento aritmetiği değiştikten sonra Yüce Divan'da vereceksiniz'' dedi. Baykal, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, ''Avrupa'da en ucuz doğalgaz kullanan ülke'' olduğunun, hükümet ve bakanlık yetkilileri tarafından yıllardır söylendiğini, ancak gerçeğin, Rusya ile Ukrayna arasında doğalgaz konusunda yaşanan tartışmadan sonra ortaya çıktığını ifade etti. CHP'nin, hükümetin icraatlarıyla ilgili ciddi bulduğu iddiaları, büyük bir sorumluluk çerçevesinde değerlendirerek Meclis gündemine taşıdığını; doğalgazla ilgili olarak geçen yıl, bu sorumluluk çerçevesinde gensoru verildiğini belirten Baykal, şöyle devam etti: ''Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan tartışma sonrasında, Türkiye'nin gazı 260 dolara aldığı ve bunun, Avrupa'nın en yüksek fiyatı olduğu ortaya çıktı. Yani koca Avrupa'da doğalgazı en pahalı tüketen ülke biziz. Biz Rusya ile çok özel ilişkiler yürüttüğümüzü ve ilişkilerin en üst düzeye çıktığını her yerde söylememize karşın, en pahalı fiyata gazı kullanıyoruz. Bu fiyat daha ortaya çıkmadan, hükümetin doğalgazda yeni fiyat değerlendirmesi yapmasının ardından, bu konuyla ilgili gensoru önergesi verdik. Önergemiz parmak hesabı ile reddedildi, bu görüşmeler ve sonrasında Türkiye'nin, Avrupa'nın en ucuz doğalgaz kullanan ülkesi olduğu Enerji Bakanı ve yetkililer tarafından söylendi. Bu, ibretlik bir olaydır. Ne oldu; hani en ucuz doğalgaz bizimkiydi... Siz parmak hesabı ile kapattığınız bu hesabı, yarın Parlamento aritmetiği değiştikten sonra Yüce Divan'da vereceksiniz.'' -KUŞ GRİBİ...- Deniz Baykal, Türkiye'nin büyük bir siyaset çalkantısının içinden geçtiğini, ülkenin geleceği açısından bu çalkantının röntgeninin çekilmesinin büyük bir fırsat olduğunu söyledi. Kuş gribi olayının da bu çerçevede değerlendirilmesi gereken çok önemli bir deneyim olduğuna dikkati çeken Baykal, yakın geçmişte tarım sektöründe yapılmaya çalışılan tasarrufun, daha büyük kayıplar olarak geriye döndüğünü belirtti. Sağlık, veterinerlik, aşılama, tohumculuk gibi sektörlerin ülkenin gündeminden çıkarıldığını; bu ilgisizliğin artık devlet politikası haline getirildiğini öne süren Baykal, ''Ne oldu o tasarruf diye harcanmayan paralar... O paralar yerine harcanıp gerekli altyapı çalışmaları yapılsaydı, bugün ekonomide yaşanan bu büyük kayıplar meydana gelmezdi'' dedi. -''SAĞLIK ŞEHİTLERİ''- Baykal, kuş gribinin ilk ortaya çıktığı Ekim 2005'de, CHP olarak konuya sahip çıktıklarını; vakanın görüldüğü bölgelere konunun uzmanı milletvekillerini göndererek rapor hazırladıklarını belirterek, iktidarın bu raporu ve önerilerini kesinlikle dikkate almadığını kaydetti. Grip vakasının ikinci kez ortaya çıkıp, ölüm yaşanması ve ekonominin allak bullak olmasının ardından, iktidarın o raporda yer alan bazı önerileri uygulamaya koyduğunu ifade eden Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bu sorumsuz yaklaşımlar, ve gerçekler karşısında hükümet dökülüyor ve bunun bedelini Türkiye ödüyor. Türkiye yumurta yemez hale geldi. 3 aydır bu kriz sürüyor, kimse tavuğun yüzüne bakmıyor. Entegre tesisler perişan halde. Sadece Çorum'un zararı bu krizde 500 milyarın üstünde. Ne oldu o harcamadığınız paralar... Herkesin akıllısı sen misin bu sektöre para harcamayarak kar edeceksin. Bu hükümetin her olaya yaklaşımı böyle. Hızlı trende de aynı yaklaşımı sergilediler. Kuş gribinden ölen 4 çocuk, hükümetin bu konuya sorumsuz yaklaşımı nedeniyle sağlık şehidi olmuşlardır. Çocukların ölümünün ardından Sağlık Bakanı, 'Zatürree' diye açıklama yaptı. Görevinin başında olması gereken Sağlık Genel Müdürü, 'Dini görevimi yerine getiriyorum' diyerek kaçtı. Senin asıl dini görevin, o çocuklara sahip çıkmaktı; kaçmak değil... Sonra da 'İstifa ettim' diye, çocuk kandıracak senaryolar yazdılar. Bu örnekler, Türkiye'nin ne kadar yanlış yönetildiğini ve kuşatıldığını ortaya koymaktadır.''