BIST 10.682
DOLAR 32,53
EURO 35,16
ALTIN 2.469,23
HABER /  GÜNCEL

Baykaldan önemli bir soru

Aşık Mahzuni'nin "Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana" türküsü siyasette ortalığı duman etti. Erdoğan okudu, Baykal da şunu sordu;

Abone ol

Miting meydanlarında bu kez iki lider arasında "kuru soğan" kavgası yaşanıyor. Başbakan Erdoğan, Aşık Mahzuni'nin meşhur türküsünün "Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana" sözlerini okuyunca Baykal'dan soru geldi; "Yiğidi kim muhtaç etmiş kuru soğana"...

Baykal, partisinin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Murat Karayalçın, Çankaya Belediye Başkan adayı Bülent Tanık, milletvekilleri ve parti yöneticileriyle birlikte seçim otobüsüyle Ankara turuna çıktı.

Aşırı ilgi nedeniyle yürüyüş sırasında
çıkan izdihamda bir kameraman
bayıldı...

İZDİHAM YAŞANDI

Parti otobüsüyle genel merkez önünden hareket eden Baykal, Kızılay'dan geçerek Sakarya Caddesi'ne geldi. Baykal'ın Sakarya Caddesi'ndeki yürüyüşü sırasında vatandaşların ve basın mensuplarının ilgisi nedeniyle izdiham yaşandı. Aşırı kalabalıkta bir kameraman fenalaşarak baygınlık geçirdi. Kameramana vatandaşlar ve partililer müdahale etti.

Baykal'ın yürüyüşü sırasında vatandaşlar, ''Gökçek gidecek, Karayalçın gelecek'' sloganları attı.

KURU SOĞAN SORUSU

Sakarya Caddesi'nde bir lokantanın önünde oturan Baykal, burada gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Başbakan Erdoğan'ın dünkü mitingde okuduğu ''Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana'' dizelerinin de yer aldığı şiir hatırlatılarak değerlendirmesinin sorulması üzerine Baykal, şunları kaydetti:

İŞTE O ŞİİR

Mevlam gül diyerek iki göz vermiş
Bilmem ağlasam mı? Ağlamasam mı?
Dura dura bir sel oldum erenler
Bilmem çağlasam mı? Çağlamasam mı?

Milletin sırtından doyan doyana
Bunu gören yürek nasıl dayana
Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana
Bilmem söylesem mi? Söylemesem mi?

Mahzuni Şerif'im dindir acını
Bazen acılardan al ilacını
Pir Sultan'lar gibi dar ağacını
Bilmem boylasam mı? Boylamasam mı?
Mahzuni Şerif



"Mahzuni'nin o muhteşem dizelerini Başbakan'ın ağzından dinlerken herkesin aklına 'Yiğidi kim muhtaç etmiş kuru soğana' diye sormak geliyor. Gerçekten Türkiye'de yiğit muhtaç olmuş kuru soğana. Yoksulun sırtına vuran vurana ama yiğidi kim muhtaç etmiş kuru soğana? Bu soruyu unutmadan, o sözler akla bunu getiriyor.''

29 MART'TA BAHAR TEMİZLİĞİ

Seçimin 29 Mart'ta baharın başlangıcında gerçekleşeceğini ifade eden Baykal, ''Türkiye'de bir bahar temizliği zamanı gelmiştir. Baharda nasıl tazeleniyorsak Ankara'da da buna ihtiyaç var. Kiri, pası atmamız lazım. Ankara'da bunu hep beraber gerçekleştireceğiz'' dedi.

BAŞARISIZ OLURSA GİDECEK Mİ? Baykal'ın yanıtı kıvrak oldu... Haberin devamında...  

[PAGE]


BAŞARISIZ OLURSA GİDECEK Mİ?

Baykal, gazetecilerin ''Yerel seçimlerde AK Parti için bir kriter dile getirdiniz. CHP için kriteriniz var mı?'' ve ''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, başarısız olmanız halinde koltuğu bırakıp bırakmayacağınızı sordu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorularını şöyle yanıtladı:

Anadolu Ajansı foto muhabirinin
Baykal'ı lokma tatlısı yerken
yakaladığı bu an enteresandı...

"Biz siyaseti belli bir noktada bulunmak için değil Türkiye'yi belli bir noktada ilerletebilmek için yapıyoruz. Siyaset iktidarda da yapılır, muhalefette de yapılır. İktidar da saygın bir görevdir, muhalefet de saygın bir görevdir. Bu anlayışta olanlar için halka en etkin şekilde hizmet etmek temel anlayıştır. Bunun gereği daima yapılır. Ne olacaktı yani İsmet İnönü 1950'de seçimi kaybedince bırakacaktı, çekilecekti, ülkeyi demokrasiye taşıma konusundaki başöğretmenliğini gerçekleştirmeyecekti... Bizim anlayışımızda biz Türkiye için siyaset yapıyoruz. Biz Türkiye için muhalefet de yaparız, partinin başında da yaparız, içinde de yaparız, kenarında da yaparız. Önemli olan Türkiye'dir. Bunun için ben bu ölçüleri yapay, yanlış bir siyaset anlayışının sonucu olarak görüyorum ve önemsemiyorum.''

''ŞEKERLE BİR PROBLEMİM YOK''

Baykal, Başbakan Erdoğan'ın kendisine yönelik 'Höşmerim yesin ama çok yemesin sonra şekeri çıkar'' sözlerini değerlendirirken de şunları söyledi:

''Ben höşmerim yiyorum ama benim şekerim gayet normal. Şekerim yüksek değil. Şekerle bir problemim yok. Yani benim yediğim höşmerimden şeker yükselmiyor. Ama Başbakan'ın kafasında böyle bir anlayış olduğunu görüyorum. Sanıyorum Başbakan'ın yüksek şekeri, çok yemesinden kaynaklanıyor. Başbakan benim şekerimi bıraksın da milletin tansiyonuna baksın. Bu ekonomik kriz ortamında milletin tansiyonu çok tehlikeli şekilde yükseliyor. Bu işsizlik ortamında milletin tansiyonu çok tehlikeli şekilde yükseliyor. Buna bir çare arasın. Görevi benim şekerime teşhis koymak değil, benim öyle bir derdim yok, milletin tansiyonuna çare bulmaktır. Kendisine hatırlatmak isterim. Milletin tansiyonunu halletmek lazım. Milletin tansiyonunu da balyozla önlemenin imkanı yok.''