Kılıçdaroğlu'nun Adnan Menderes'in mezarını ziyareti ve orada söyledikleri, ana muhalefeti huzursuz etti.
Abone olCHP'de Menderes çatlağı. CHP tarihinde ilk kez bir genel başkanın Menderes'in mezarını ziyaret etmesi partide yankı uyandırdı. Ziyaret kamuoyunda CHP'nin günah çıkartması olarak görüldü. CHP'nin 27 Mayıs darbesine ve Menderes'in asılmasına çanak tuttuğu iddiası yeniden alevlendi.
İSİM VERMEDEN KILIÇDAROĞLU'NU UYARDI
İşte bu görüntüye Baykal, ''Bilinmelidir ki Adnan Menderes'i CHP idam ettirmemiştir, Menderes CHP'ye rağmen idam edilmiştir. Bu tarihi bir gerçektir'' sözleriyle tepki gösterdi.
Kılıçdaroğlu ne demişti? |
"Türkiye’nin barışa ve huzura ihtiyacı varsa -bu ezber bozmakla olacaksa- evet, ben buraya ezber bozmaya geldim. Tarih bize ders verdi. Dersimizi aldık, öğrendik. Kin ve nefreti eken hiçbir siyasal anlayış başarılı olamamıştır. |
Deniz Baykal, CHP Antalya Milletvekilleri Osman Kaptan, Yıldıray Sapan ve Arif Bulut ile Antalya Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası Başkanı Mustafa Erdem'i ziyaret etti.
Ziyarette gazetecilerin sorularını yanıtlayan Baykal, Adnan Menderes'in idamının yıl dönümünde Türkiye'nin bu konuya daha sıcak bir ilgi gösterdiğine dikkati çekti.
KENDİ ŞARTLARI İÇİNDE DEĞERLENDİRİLMELİ
Yaşanmış tarihi olayların, günün siyasi ihtiyaçları açısından sürekli değerlendirilmeye tabi tutulmasının doğal olduğuna işaret eden Baykal, siyasetin her an kendi şartları içinde tarihi yeniden değerlendirebileceğini ifade etti.
Bu durumu anlayışla karşıladığını kaydeden Baykal, bir Başbakan ve bakanlarının tartışmalı bir yargılama içinde, özel mahkemelere özel hakimler atayarak, özel bir yargılamaya uygulayarak idama mahkum edilmesinin kabul edilir olmadığını vurguladı.
Dönemin CHP Genel Başkanı İsmet İnönü'nün çok açık, net ve kararlı bir biçimde idamlara karşı çıktığını belirten Baykal, İnönü'nün idamın yanlış olduğunu açık bir şekilde o dönem ortaya koyduğunu kaydetti.
CHP ÖNLEMEYE ÇALIŞTI
Baykal, şöyle konuştu:
''O dönem CHP'nin sorumlu temsilcileri bu idamın çok büyük yanlışlıklara yol açacağını, siyasi hayatımıza kan bulaştıracak tehlikeli bir geleneği başlatacağını kaygıyla tespit etmişler ve ısrarla bu konuda güç sahibi olanlara yazıyla başvurarak, bu durumu önlemeye gayret etmişlerdir. İdamların yanlış olduğu bugün tespit edilmemiştir. Başından beri yanlıştır. Bilinmelidir ki Adnan Menderes'i CHP idam ettirmemiştir, Menderes CHP'ye rağmen idam edilmiştir. Bu tarihi bir gerçektir. CHP'nin idamda özel bir sorumluluğu yoktur. Elbette bu toplumun bir parçası olarak hepimiz ülkemizde bir Başbakanın idam edilmesinden dolayı üzüntü duyarız ve bu üzüntüden üzerimize düşen payı da alırız. Ama özel olarak CHP'nin bu idamdan sorumlu olduğu kanaatinin ortaya çıkması sakıncalı ve yanlıştır. Tarihi gerçeklere aykırıdır.''
Tarihi şahsiyetlerin olumlu ve olumsuz olan tartışmaya açık pek çok uygulamasının bulunduğunu, ancak o tartışmaları tarihin değerlendireceğini dile getiren Baykal, şunları kaydetti:
''İdam ve hukuk dışı yargılama, sözde ve göstermelik yargılama kabul edilebilir değildir. Maalesef bu olmuştur. Yasa, adalet tarihi açısından da utanç konusudur. Kararlar da ayıptır. İdam kararı hiçbir şekilde kabul edilemez. Adnan Menderes'in bu acı sonu dolayısıyla toplumumuzun gönlünde, zihninde başka bir yeri vardır. Mağdur edilmiş bir insandır. Siyasi nedenlerle idam ettirilerek büyük haksızlıklara maruz bırakılmış bir insandır. Halkımız onu büyük bir sevgiyle kucaklamıştır. Buna da saygı duymak lazımdır. Bu duygu bizi tarihi gerçekleri, o süreç içerisinde yaşanan siyasi tartışmaları ve idamın ta başından beri yanlış olduğu gerçeğini ve o idamın CHP'nin sorumluğunda gerçekleşmiş bir idam olmadığı gerçeğini görmemize engel olmamalıdır.''
TURGUT ÖZAL'IN MEZARININ AÇILMASI
Deniz Baykal, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, ölümüyle ilgili iddialar üzerine soruşturma yürüttüğü 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın mezarının açılarak inceleme yapılmasına karar vermesiyle ilgili de açıklamalarda bulunarak, mezarın açılmasının çok acı bir olay olduğunu söyledi.
Mezarın açılma kararının güven konusundaki eksiklikler ve zaafların 19 yıl sonra böyle bir kararla ortaya çıkmış olması açısından düşündürücü olduğunu dile getiren Baykal, şöyle konuştu:
''Özal'ın ölümünden sonra hangi şartlarla öldüğüyle ilgili gerekli incelemeyi, tatmin edici bir otopsiyi kapsamlı bir şekilde yapmamış olmamız, ölümle ilgili kaygıların siyasi sebepler dahil zaman içinde beslenip büyütülmesi, giderek bir savcılık kararını gerekli kılar noktaya gelmesi, toplumumuzun karar alma alışkanlıkları, sorun çözme alışkanlıkları ve olaylar karşısında gerekeni yapıp yapmama noktasında sergilediği tutum açısından bir öz eleştiriyi hak eden tablodur. Bir Cumhurbaşkanı öldükten sonra o anda makul bir kuşku olmasa bile gelecekte spekülasyonları önleme açısından güven verici bir otopsinin yapılması yerinde olurdu. Onun yapılmamış olması eksiklik olarak kendisini devam ettirdi. Toplumumuzdaki şüpheci, kuşkucu ve güvensiz tavır siyasi sebeplerle beslenerek olayı bu aşamaya getirdi. Şimdi 19 yıl sonra Cumhurbaşkanımızın neden öldüğünü araştırma zorunluluğu ile karşı karşıyayız. Çok acı ve üzüntü verici bir tablo. Bir Cumhurbaşkanının mezarında 19 yıl sonra rahat bırakılamamış olması da ek bir üzüntüyü beraberinde getiriyor.''
Yargının bu tartışmalara bir son verme ihtiyacı hissettiğini vurgulayan Baykal, ''Ciddi bir otopsi gerçekleştirmeden bu konuda nihai bir sözü söylemenin mümkün olmadığı ortaya çıktı. Acı bir tablo yaşayacağız. Gerçek bir süre sonra ortaya çıkacaktır. Umarım ondan sonra artık yapay kuşku tohumlarını ekme çabası, bu olayı sürekli gündemde tutma gayreti, kaşıma eğilimi ortadan kaldırılır'' diye konuştu.