BIST 9.887
DOLAR 35,20
EURO 36,65
ALTIN 2.962,62
HABER /  GÜNCEL

Baykal'dan Kıbrıs açıklamaları

Derviş Eroğlu Türkiye'deki temaslarını sürdürüyor. Eroğlu Baykal'la bir araya geldi. CHP Lideri Ankara Antlaşması'nın ek protokolünün kırılma noktası olduğu görüşünde.

Abone ol

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Ankara Antlaşması'nın ek protokolünün imzalanmasının, Kıbrıs davasında bir kırılma noktası olduğunu ifade ederek, ''Bu imzayla, Türkiye ilk kez, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi olarak, fiili bir oluşum olarak kabul ettiği siyasi yapıyı, Kıbrıs Cumhuriyeti olarak kabul edecektir'' dedi. KKTC Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Derviş Eroğlu, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı, parti genel merkezinde ziyaret etti. Türkiye ve KKTC'nin anamuhalefet partileri liderlerinin buluştuğu ziyarette konuşan Baykal, Kıbrıs sorunu ile ilgili yaşanan gelişmelerden rahatsızlık duyduklarını dile getirdi. Baykal, 3 Ekim öncesinde, ''Türkiye'nin AB ile üyelik müzakerelerine başlamasının ön şartı olarak öngördüğü Ankara Protokolü'nün genişletilmesini sağlayan anlaşmanın imzalanması ve bu protokolle Türkiye tarafından Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Kıbrıs Cumhuriyeti olarak kabul edilecek olmasının'' olumsuz etkiler doğuracağını belirtti. ''Bu protokolün imzalanmasıyla, Türkiye'nin Kıbrıs sorunuyla ilgili temel tezlerinin, hukuki temellerini zaafa uğratacağından kaygıduyuyoruz'' diyen Baykal, Türkiye'nin Kıbrıs'taki temel hukuki dayanağının Londra ve Zürih anlaşmaları olduğunu anımsattı. Baykal, Türkiye'nin bu anlaşmalara dayanarak, 1974'te Kıbrıs'taki fiili bir darbe sonucunda askeri müdahale yaptığını hatırlatarak, şöyle konuştu: ''Bunu, uluslararası haklılık zemininde yaptık. Londra ve Zürih felsefesi Kıbrıs'ta iki toplumun yaşıyor olduğunu kabul eden bir felsefedir. Atılması söz konusu olan bu imzayla, Türkiye ilk kez Güney Kıbrıs Rum Yönetimi olarak, fiili bir oluşum olarak kabul ettiği siyasi yapıyı, Kıbrıs Cumhuriyeti olarak kabul edecektir. Bunu kabul ettiğimiz anda, o cumhuriyetin temelinde belirleyicilik hakkımız kalmayacaktır. Bunu kabul ettiğiniz anda, orada söz söyleme hakkınız ortadan kalkacaktır, Kıbrıs'taki Türk toplumunun siyasi şahsiyetini kimseye kabul ettiremezsiniz. Türkiye, Güney Kıbrıs'ı bağımsız bir devlet olarak kabul ettiği bir noktaya, bizim imzamızla gelmiş olacaktır. Bundan sonra Londra, Zürih mantığıyla, Kıbrıs davasını devam ettirmenin etkisi çok ciddi şekilde ortadan kalkacaktır.'' ''KİMDEN GÜÇ ALINARAK İMZA ATILACAK?'' ''Biz bundan sonra Kıbrıs davamızı neye dayandıracağız'' diye soran Baykal, bu tablonun, çok kritik olduğunu ifade etti. Baykal, bu imzanın, Kıbrıs davasında bir kırılma noktası olduğunu savundu. Deniz Baykal, Türkiye'nin bugüne kadar, Kıbrıs konusunda, TBMM, hükümet, MGK gibi kurumlarıyla dayanışma içerisinde olduğuna işaret ederek, ''Yarın atılacak bu imzanın arkasında, hangi devlet kurumu var, kim var? Bunu merak ediyorum. Nereden, kimden güç alınarak bu imza atılacak. Meclis, bugüne kadar hep bunun tersini söylerdi, şu ana kadar da öyle söylemeye devam ediyor. Arkasında, Bakanlar Kurulu kararı var mı, MGK'da konuşuldu mu, Meclis'te ele alındı mı'' sorularını yöneltti. Baykal, bunların hiçbirisinin olmadığını ifade etti. CHP Genel Başkanı, bu anlaşmanın, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla Brüksel'deki büyükelçi tarafından atılacağını, ardından ''Sen imzala, biz kılıfına uydururuz'' denileceğini, TBMM'nin de bu emrivakiyi onaylamak zorunda bırakılacağını öne sürdü. Türkiye'nin, anlaşma imzaladıktan sonra havaalanlarını ve limanlarını Güney Kıbrıs'a açmayacağını söylediğini belirten Baykal, ancak AB'nin, Türkiye'den, AB üyesi diğer ülkelere havalimanlarını ve limanlarını açtığı gibi, Güney Kıbrıs'a da açmasını isteyeceğini kaydetti. ''Türkiye, AB ile ilişkiler uğruna, bunun, nasıl ve ne zaman sonuçvereceği belli değilken, Kıbrıs davasında çok önemli bir ödünü verme durumundadır'' diyen Baykal, burada herkesin sorumluluk üstlenmesi gerektiğini belirtti. EROĞLU'NUN SÖZLERİ Derviş Eroğlu da Kıbrıs konusundaki endişelerini paylaşmak için bu ziyaretleri gerçekleştirdiklerini söyledi. Annan Planı tartışmalarının artık geride kaldığını ifade eden Eroğlu, Türkiye'nin bu plana ''evet'' dediği halde, kuru bir sempati aldığını, plana ''hayır'' diyen Rumlar'ın ise ödüllendirildiğini kaydetti. Önceden, Rumlar'ın bu plana hayır diyeceklerini bildiklerini dile getiren Eroğlu, Annan Planı ile oluşan tablonun ortada olduğunu belirtti. Eroğlu, bu aşamadan sonra Rumlar'ın masaya getireceği planlara evet diyemeyeceklerini, çünkü Rumlar'ın Türk askerlerinin Kıbrıs'tan çekilmesini, Kıbrıs'ta yaşayan Türkler'in Türkiye'ye geri gönderilmesini isteyeceklerini vurguladı. Eroğlu, bu nedenle kendilerinin, ''uzlaşmayan taraf'' olarak sunulacağını ifade etti.