BIST 9.414
DOLAR 34,42
EURO 36,34
ALTIN 2.845,17
HABER /  GÜNCEL

Baykal'dan hükümete ağır itham

Baykal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, AK Parti'yi yerden yere vuran sözler söyledi..

Abone ol

''Bugün Kıbrıs, yarın başka olacaktır'' diyen Baykal, ''Sizi bazen umut vererek, bazen ağırlık koyarak yönlendirmeye başladıkları anda bugün hiç düşünemeyeceğiniz temel haklardan vazgeçme noktasına gelmeniz kaçınılmaz olacaktır'' dedi. Baykal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Kıbrıs sorunu konusunda gelinen aşamayı değerlendirdi. CHP'nin bu konuda taşıdığı tavrın önemi olduğunu bildiklerini kaydeden Baykal, konuyu bu sorumluluk duygusu ile değerlendirdiklerini ifade etti. Kıbrıs'ta bir takvime bağlı olarak mutabakatın ortaya çıkmasının kaçınılmaz hale geldiğini belirten Baykal, artık Kıbrıs'ta bir çözümün son safhasına gelindiğini söyledi. Baykal, öngörülen müzakere sürecinin çözümü garanti ettiğini belirterek, sözlerini özetle şöyle sürdürdü: ''Annan Planı temelinde bir çözüme angajeyiz. Bu Türkiye açısından yeni bir noktadır. Bu Türkiye'nin geçmiş dönemde izlediği politikaların tümünün dışındadır. Nedir bunun sakıncası, bu ne açıdan bir sorun doğurabilir? Bunun netleştirilmesine ihtiyaç vardır. Annan Planı, 1974'de ortaya çıkan yeni Kıbrıs gerçeğini değiştirmeyi öngören bir plandır. 1974'te ortaya çıkan Kıbrıs gerçeği nedir? Kıbrıs'ta yaşayan iki ayrı toplumun içiçe yaşamaktan çıkıp iki ayrı coğrafyada, bölgede kendi başlarına yaşamaya başlamalarıdır. 1974'de olan budur. Güney'de olan Türkler Kuzey'de, Kuzey'de olan Rumlar Güney'de toplanmışlardır. Bu durumun sonucu, Kıbrıs'ın barış ve istikrar içine girmesi olmuştur. Son 30 yılda Kıbrıs'ta tam bir barış, huzur ve istikrar yaşanmıştır. Bu 30 yılda anlamlı hiçbir çatışma olmamıştır. İnsanlar huzur içinde, can ve mal güvenliği içinde yaşamışlardır. Şimdi bir barış arayışı sözkonusu olacaksa temel alınması gereken bu Kıbrıs gerçeğidir. Buradan yola çıkarak bir barış anlaşmasının yapılması en doğru yaklaşım olabilir. Maalesef Annan Planı bunu temel almamış, bunu değiştirmeyi öngörmüştür. Bizi rahatsız eden budur.'' ''UYUMLU, İŞBİRLİKÇİ'' CHP Genel Başkanı Baykal, Türkiye'nin AB'ye ''Uyumlu, işbirlikçi, kendi haklarından vazgeçmeye hazır, söz dinleyen bir ülke konumuna girerek daha kolay kabul edileceğini, o nedenle bu konular üzerinde çok fazla konuşulamaması'' gerektiğini düşünenler olduğunu bildiklerini de kaydetti. Osmanlı İmparatorluğu'nun gerileme döneminde sadrazamlar ile nazırların uyum çabaları sergileyerek ilişkileri sürdürdüklerini anımsatan Baykal, şöyle konuştu: ''Sadrazamlar ve hariciye nazırları daima bu tip esneklikler göstererek, yumuşaklıklar sergileyerek, uyumlar ortaya koyarak gün geçirip zaman kazanarak bu son dönemi idare etmişlerdir. Osmanlı devlet adamları arasında Rusya ile ilişkileri sağlamakla mahir devlet adamları kategorisi çıkmıştır, İngiltere ile ilişkileri sağlamakta mahir olanlar kendisini göstermiştir. Son dönem böyle geçmiştir ve bunun bizi getirdiği nokta Milli Mücadele noktasıdır. Bıçağın kemiğe dayanma noktasıdır. Yeni Türkiye Cumhuriyeti bu noktalarda çok dikkatli olmuş, Lozan'la birlikte Türkiye büyük devletlerin baskılarına boyun eğerek, onların gönlünü yaparak, durumu idare eden ülke olmaktan çıkmış, hakkı, hukukunu, uluslararası camiada yerini bilen, başkalarına ve kendilerine saygılı bir ülke olmuştur. Şimdi bu çizginin bozulmaya, kırılmaya başladığını görüyoruz. İçine girdiğimiz yeni dış politika dönemi talimat alma, söz dinleme, uyum sağlama, boyun eğme dönemidir. Bugün Kıbrıs, yarın başka olacaktır. Siz bu yöntemle sonuç alma içine girdiğinizde bunun sonu yoktur. Sizi bazen umut vererek, bazen ağırlık koyarak yönlendirmeye başladıkları anda bugün hiç düşünemeyeceğiniz temel haklardan vazgeçme noktasına gelmeniz kaçınılmaz olacaktır. Biz Lozan'la başlayan Türkiye Cumhuriyeti'nin onurlu, bağımsız, barışçı, hukuka saygılı, kendisine saygılı kimliğini savunmaya devam edeceğiz. Gelinen nokta hazin bir yaklaşımı ortaya koyuyor.'' ''KIBRIS'IN DOKUSUNU DEĞİŞTİRME'' Annan Planı'nın uygulanması durumunda Kuzey Kıbrıs'ın kapısının yeniden Rumların yerleşmesine açılacağını ifade eden Baykal, sınır düzeltmesi dolayısıyla 40 bin Türk'ün de yerlerinden ayrılacağını söyledi. Baykal, bunun toprak düzeltmesinin ötesinde olduğunu, Kıbrıs'ın dokusunu değiştirme anlamına geldiğini ve sonuçlarının da uzun vadede ortaya çıkacağını kaydetti. Bir toprak kavgasının, coğrafya çekişmesinin anlamı olmadığını, varolan gerçeklere saygı göstererek uluslararası barışı güvence altına alacak arayışlara gereksinim olduğunu bildiren Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Annan Planı'nın bu anlayışla hazırlandığını söyleme imkanı maalesef yoktur. Bu yalın gerçektir. (Canım nereden çıkarıyorsunuz, neden söylüyorsunuz bunları? Ağzımızın tadını kaçırma, bak bütün dünya bizi alkışlıyor, bize iyi yaptığımızı söylüyor. Bırakın yolumuzda yürüyelim). Yürüyün kardeşim, yürüyün, ama yürüdüğünüz yerin bu olduğunu da unutmayın. Tarihi yaşamış insanlar olarak hepimiz bunun ne anlama geldiğini biliyoruz.''