CHP milletvekili Deniz Baykal, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Şike Yasası'yla ilgili tavrını yakından izliyor
Abone olCHP eski Genel Başkanı, Antalya Millevekili Deniz Baykal, HSYK'yla yaşanan tartışmanın asıl sorumlusunun da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğunu belirten Baykal, şike yasasıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu:
"Cumhurbaşkanı'nın ne yapacağını merakla bekliyoruz. Vetosunun arkasında durup, bunun kişiye özel bir yasa olduğu gerekçesini, yeniden önüne gelmesinin ardından Anayasa Mahkemesi'ne götürüp götürmeyeceğini göreceğiz"
İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik düzenlenen operasyonun ardından destek için İzmir'e gelen ve dün akşam katıldığı düğünde nikah şahitliği yapan CHP eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, bu sabah da kahvaltının ardından gündemdeki konuları değerlendirdi.
Basın mesuplarıyla tek tek görüşüp, sorularını yanıtlayan Baykal, Meclis'te bir kez daha kabul edilen şike yayasıyla ilgili olarak, "Cumhurbaşkanı'nın ne yapacağını merakla bekliyoruz. Vetosunun arkasında durup, bunun kişiye özel bir yasa olduğu gerekçesini, yeniden önüne gelmesinin ardından Anayasa Mahkemesi'ne götürüp götürmeyeceğini göreceğiz" dedi.
'HSYK TARTIŞMASINDA SUÇLU ERDOĞAN'
HSYK ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki karşılıklı süren açıklamalara da değinen Deniz Baykal, şunları söyledi:
"Burada bizim muhatabımız HSYK değil, Başbakan. Başbakan Erdoğan büyük bir inatla gittiği refarandunla, HSYK ve Anayasa Mahkemesi'nin yapısını değiştirmiştir. Bu kurumları siyasetin etkisi altına çekmiştir. Anayasa değişiklik paketinin içerisine bunları sakladı. Hukuk ve adalet tartışmalı noktaya geldi. Deniz Feneri davasında savcılar değişti. Almanya'daki mahkemelerin asıl suçlu olduğunu söylediği kişiler tahliye edildi. Yapı değişmeseydi bu tahliyeler olurmuydu? 'Yetmez ama evet'çiler bunu düşünmeli. Evet diyenlerin şikayet etmeye hakkı yok. Bunun sorumlusu Başbakan'dır. Bu gerçeği kimse görmezden gelmesin. CHP bu olumsuzlukları Başbakan'a, iktidara anlatacaktır. Bunu HSYK ile CHP Genel Başkanı arasındaki bir tartışmaymış gibi düşünmek, büyük haksızlıktır."
'TUZAK FARKEDİLDİ'
Dersim olaylarının yeniden gündeme gelmesiyle yaşanan parti içi tartışmalara değinen, bu tür konularla CHP'ye tuzak kurulduğunu dile getiren Deniz Baykal, "Bu partide daima tartışmalar olur, oluyor. Bu tartışmaların sonunda parti, çizgisinin ne olduğunu en doğru şekilde belirler. Yine öyle tartışmalı bir noktadan geçtik. CHP'ye kendi içinde kendi kimliğini tartıştırmak isteyen, kendi siyasi değerlerini, kendi siyasi kimliğini, fikirlerini, kendisine tahrip ettirmek istiyen tuzağın işletilmekte olduğunu görüyorum. Bize düşen buna alet olmamaktır. Partimiz de bu tuzağa düşmemiştir, bu tazağı kavramaya başlamıştır" dedi.
İZMİR'LE HESAPLAŞILIYOR
İzmir Büyükşehir Beyediyesi'ne yönelik operasyonu da değerlendiren Deniz Baykal, şöyle konuştu:
"Operasyonların yargının kendi hukuki değerlendirmeleri sonucunda, yolsuzluklar karşısında ortaya çıktığına inanmayı çok isterdim. Keşke hukuk yargıç, savcılık bu konuları tarafsız, bağımsız ve adil inceleyip, ortaya çıkan bugular karşısında hukuka ve yolsuzluklara karşı yapsaydı. Ama bunları düşünme olanağımız kalmadı. Hukuk siyatin içine düşmüştür. Siyaset hukukun içine yerleşmiştir. Böyle olaylar kamuoyunda sorgulanmalı. Araştırılması, sorgulanması gereken pek çok konu ortada dururken aslında hiçbir somut gerekçe olmadığı halde gözaltına alınmalarda, çifte stantardın olmadığını düşünmek mümkün değil. Çifte standart bir hukuk var. İzmir'de herkesin sevdiği Belediye Başkanı acemi bir siyatci değil. Çalışma arkadaşlarını yakından tanır, bilir. Belediye kamu kuruluşu, vergi kaçırarak kişinin cebine kişisel kazanç girmez. Amaç, bürokrasi suçu bulmak. Mızrak çuvala sığmadı. İzmirle hesaplaşma duygusu var, acı bir tablo yaşanıyor."