CHP Genel Başkanı Deniz Baykal malvarlığı tartışmalarında ağzını fena bozdu.
Abone olCHP Genel Başkanı Deniz Baykal, siyaset adamının hesap verebilmesi ve kazancını net bir şekilde ortaya koyabilmesi gerektiğini belirterek, ''Kimsenin kazancıyla meşgul değiliz. Meşru, helal kazanç helal olsun ama helal olmayan kazanç da haram, zıkkım olsun'' dedi.
Baykal, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin temiz bir siyaset yönetimine kavuşturulması gerektiğini söyledi. Türkiye'nin yolsuzlukların hesabının verildiği, siyaseti temiz, güvenilir bir ülke olarak insanlık aleminde yerini almasını gerektiğini kaydeden Baykal, dokunulmazlıkların kaldırılmasının Türkiye'de temiz bir siyaset döneminin açılmasının ön koşulu olduğunu belirtti. İşadamı-bürokrat-siyasetçi üçgenin kırılması gerektiğini, bu kısır döngü kırılmadan Türkiye'nin önünü açmanın mümkün olmadığını ifade eden Baykal, ''Bunu yapamadık, yapamıyoruz. Niye yapamıyoruz, güçlük nereden geliyor? Bir servet beyanının açıklanmasının günlerce, haftalarca geciktirilmiş olması, o güçlüğün yansımasıdır'' diye konuştu.
''Servet beyanı, yolsuzlukların ortaya çıkmasının sadece biçimsel, mütevazı bir unsurudur'' diyen Baykal, şöyle devam etti:
''Sen bir servet beyanı vermişsin, bundan dolayı savcı dava açmış, 'doğru değil' demiş. Bilirkişi de 'doğru değil' demiş. O arada iktidar değişmiş, yeni bilirkişi kurulmuş. Bilirkişi 'yok doğru' demiş. Ona göre bir karar çıkmış ve o karar Yargıtay'a götürülmemiş.
Yani seninle ilgili, servet beyanını daha önce doğru yapmadığına ilişkin açılmış olan kamu davası o konudaki şüphe, şaibe, kuşku sağlıklı, ciddi işleyen bir yargı süreci sonucunda noktalanabilmiş değil.''
Siyaset adamının hesabını verebilmesi,kazancını net bir şekilde kamuoyuna anlatabilmesi gerektiğini belirten Baykal, ''Kimsenin kazancının az ya da çok olmasıyla meşgul değiliz. Meşru, helal kazanç başımızla beraber. Biriktirdin, tasarruf ettin, kazandın, doğru yatırım yaptın, çalıştın... Helal kazanç helaldir ama helal olmayan kazanç da haram ve zıkkım olsun.'' diye konuştu.
-TRABZON'DAKİ OLAY-
Konuşmasında, Trabzon'da İtalyan rahibin öldürülmesine de değinen Baykal, ''Bu, Türkiye'ye yakışmamıştır. Bunun, Türkiye'nin kimliği ve İslamiyetin özüyle hiçbir ilgisi olmadığını hep birlikte ilan etmeliyiz. Ama şunu da sormalıyız; bu çocuklar hangi ortamda yetişiyor? Nerede yanlış yapıyoruz, bunun arkasında ne var? Çocuklarımıza neyi öğretiyoruz, özendiriyoruz? Kahramanları kimler?'' dedi.
Anayasa'da laiklik ilkesinin yer almasının 69. yıldönümü olduğuna dikkati çeken Baykal, laiklik ilkesinin özünde düşünce özgürlüğünün yer aldığını belirtti.
Laikliğin ortan kalktığı bir ortamda düşünce özgürlüğünün yerini dogmaların, dayatmaların alacağını ifade eden Baykal, Atatürk'ün, dünyada dini ve etnik kimliğe dayalı devletlerin ağırlıklı olduğu bir dönemde, laikliği temel ilke olarak benimsediğini anlattı. Baykal, şöyle devam etti:
''Bizim özümüzde bunlar var. Bizim özümüzde Mevlanalar, Hacı Bektaş Veliler, Yunus Emreler, Edebaliler var. Böyle bir toplum içinden gelen bir çocuğumuz, bir mabette din adamını öldürecek. Ah yavrum ah, kendine hiç sordun mu, bu cinayete acaba Mevlana, Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre ne der?
Böyle bir kültür içinden geliyoruz. Kültürümüzün yozlaşmasına, kültürümüze, değerlerimize bu kadar açık ihanet yapılmasına sessiz kalmayacağız. Ona göre bir eğitim, kültür politikası, siyaset anlayışını ortaya koyacağız.''