BIST 9.949
DOLAR 35,27
EURO 36,73
ALTIN 2.985,87
HABER /  GÜNCEL

Baykal'dan, Erdoğan'a tarih dersi

Baykal, CHP Grup toplantısında, Erdoğan'a "Sen Lozan'ı konuşmadan önce okuda önce bir tarih öğren" dedi.

Abone ol

Baykal: "Denktaş'a yaklaşımı Türkiye Başbakanı'nı yakışmamıştır" CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın Kıbrıs konusunu Türkiye'de konuşmasından rahatsızlık duymasını anlamakta güçlük çektiğini belirterek, ''Bu yaklaşım Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına yakışmamıştır''dedi. Baykal, CHP Grup toplantısında yaptığı konuşmada, Annan planınında öngörülen tedbirlerin 19 yıllık bir süre için geçerli olduğunu ve bu yaklaşımın altında 19 yıl sonra bile AB'ye girememe ihtimalinin yattığını söyledi. Kıbrıs konusunda dile getirdikleri gerçeklerin bazı çevrelerce eleştirildiğini hatırlatan Baykal, ''Bunları söylerken sosyal demokrasiye, solculuğa ters mi düşüyorum? Bunları söylemek bizim görevimiz, kimse bizi komplekse sokmaya çalışmasın''dedi. Başbakan Erdoğan'ın Kıbrıs konusunda gazetelere sansür uyguladığını ve bu konunun konuşulmasından rahatsız olduğunu öne süren Baykal, şunları söyledi: ''Başbakan, (Rauf Denktaş Türkiye'de bazı marjinal gruplara değil Kıbrıs'ta konuşsun) demiş. Türkiye'nin Başbakanının, Türkiye ve Kıbrıs için böylesine önemli bir konuda, yaşamı boyunca Türkiye ile ilişkiler içinde Kıbrıs politikasını sürdüren bir insanın, KKTC Cumhurbaşkanının konuşmasından niye rahatsız olur, bunu anlamak mümkün değildir. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına yakışmamıştır. Bunu söylemek ne demokrasi ne insanlık anlayışı ile bağdaşmaz. ''ÖNCE BİR TARİH ÖĞREN...'' Başbakan bir yandan Sayın Denktaş'a konuşma yasağı getirmiş, bir yandan da konuştuğu gruplara marjinal diye saldırarak rencide etmiştir. Marjinalliği bir ayıplama ve suçlama konusu olarak sunması hiç şık olmamıştır. Başbakan Annan planı konusunda bir duygusal tedirginlik içindedir.'' Baykal, Başbakan Erdoğan'ın Annan Planına karşı çıkanlara karşı (Ben de size Lozan'ı konuşurum) sözünü kullandığını hatırlatarak, ''Lozan'ın neyini konuşacaksın, tarihi hiç bilmediği ortada. Sen Lozan'ı konuşmadan önce oku da önce bir tarih öğren. Lozan, Türkiye'nin bağımsızlığını kazanma belgesidir. Annan Planı ise kaybedilen haklar ve teslimiyet belgesidir'' dedi. AB'nin tarihin ne başlangıcı ne de sonu olduğunu, 50 ya da 80 yıl sonra ne olacağının belli olmadığını belirten Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Referandumda neyin oylanacağı belli değildir. 9 bin sayfa belge var, daha çoğu Türkçeye çevrilemedi. Kıbrıs'ın Anayasası oylanacak. Siz TBMM'nin üyeleri olarak KKTC'nin Anayasası'nı biliyor musunuz? AKP'liler, bakanlar, biliyorlar mı? KKTC parlamentosu, hükümeti ve Cumhurbaşkanı Denktaş biliyor mu? Böyle bir şey olur mu? Böyle birşey iyi olabilir mi? Referandumda KKTC'den hayır oyu çıkarsa bunun sonucunda Türkiye'ye yönelik bir suçlama anlayışının ortaya çıkması asla kabul edilemez. Referandum eğer tek bir kararı içeriyorsa o zaman ilan edin sonucu şimdiden. Eğer iki taraftan da evet çıkmazsa yapılacak tek şey KKTC'nin tanınmasını sağlamaktır. Bunun dışında yapılacak hiçbir şey yararlı olmayacaktır.'' Baykal, ''Annan Planı ile Kuzey'in Türk yurdu olmaktan çıkarılmaya çalışıldığını'' iddia etti. Baykal, ''Kuzeyi Türk yurdu olmaktan çıkarmaya yönelik adım atarsanız biz de çıkar deriz ki (Siz Kıbrıs'ta tabloyu değiştirmeye çalışıyorsunuz. Haksız, yanlış bir iş yapıyorsunuz)'' dedi. Baykal, CHP TBMM Grubu'nun öğleden sonra gerçekleştirilen basına açık bölümüne girerken, gazetecilerin, İstanbul Milletvekili Kemal Derviş'in MYK ve Genel Başkan Yardımcılığından istifasıyla ilgili soruları üzerine bir değerlendirme yapmadı. Deniz Baykal, iç ve dış gelişmeleri değerlendirmek üzere kürsüye çıkan Baykal, dün toprağa verilen Sakıp Sabancı ile ilgili duygu ve düşüncelerini dile getirdi. Sabancı'ya rahmet, ailesi ve yakınlarına da sabır dileyen Baykal, konuşmasında öncelikle Irak konusuna değindi. ''IRAK HAREKATI SADECE ASKERİ OLARAK BİLE BAŞARISIZ'' Irak'a yönelik harekatın siyasi değil sadece bir askeri harekat olarak da son derece başarısız olduğunu belirten Baykal, Hükümet'i bugün gelinen noktayı o günden görememekle suçladı. ''CHP'nin açık tavrı olmasaydı bugün Türkiye o bataklığın içinde olacaktı'' diyen Baykal, Irak olayından herkesin çıkarması gereken dersler bulunduğunu söyledi. ''Türkiye, Irak savaşına katılsaydı bugün ne olurdu''nun çok iyi düşünülmesi gerektiğini kaydeden Baykal, iktidarın bugün gelinen noktayı o günden değerlendiremediğini söyledi. Şimdi de Türkiye'nin önünde bir Kıbrıs meselesi bulunduğunu belirten CHP Lideri Baykal, ''Kıbrıs'ta olayın özü, barış isteyip istememe, çözüm isteyip istememe meselesi değildir'' dedi. Kıbrıs'ta herkesin barış ve çözüm istediğini kaydeden Baykal, durumun bu olmadığının farkında olduklarını ifade etti. Şimdi sorunun çözümü için bazı gerçeklerden yola çıkmak gerektiğini vurgulayan Baykal, şunları dile getirdi: ''Bu gerçek Kıbrıs'ta iki toplum olduğudur. Bu iki toplum tarih boyunca, kendi kimliklerini korumaya devam etmiş, dillerini, dinlerini, anlayışlarını ve ayrı birer toplum oldukları yönündeki tercihlerini yüzyıllar boyunca sürdürmüşlerdir. Bu iki toplum 1974 yılında Kıbrıs'ta iki ayrı coğrafyaya kavuşmuşlardır. Eskiden Kıbrıs'ın tümü Rum coğrafyası konumundaydı. İçerde küçük küçük Türk köylerinden oluşan Türk varlığı, kimliğini, sürdürmeye çalışıyordu. Sürekli gerginlikler, çatışmalar yaşanıyordu. 1974 yılında Kıbrıs'ı fiilen Enosis yaparak Yunanistan'a bağlama girişimi görülünce o anda anlaşmalara da dayanarak duruma el konulmuştur. Büyük bir teşhir hareketi yoktur ama savunma güdüsüyle Rumlar Güney'de toplanmıştır, Türkler de Kuzey'de. Ve Kıbrıs adası tarihinde ilk kez Türklerin ve Rumların iki ayrı bölgede kalıcı coğrafyaya yerleştiği bir yapıya kavuşmuştur. Ve bu durum 30 yıldan bu yana devam etmektedir. 30 yıldan bu yana Kıbrıs'ta savaş yoktur, çatışma yoktur. Ama, bir sorun vardır. Nedir sorun? Kuzeyde yaşayan Türkler her türlü mal varlıklarını Güney'de bırakmışlardır. Güney'de yaşayan Rumlar her türlü mal varlıklarını Kuzey'de bırakmıştır. Bu çözülmesi gereken bir hukuk sorunudur. Adaletin gereği bu sorunun çözülmesi, tazminatların ödenmesi, insanların yaşanan tarihi olaydan kayıp vermemelerinin sağlanması için gerekli mekanizmanın oluşturulması lazım.'' KIBRIS'TAKİ TABLOYU DEĞİŞTİRMEYİ ÇALIŞMAK Barış arayışının bu tatmine yönelik olabileceğini, bunun gereğinin de konuşulup görüşülebileceğini belirten Baykal, ''Ama barış arayışı bu ikili oluşumun Türklerin Kuzey'i kendilerine yurt tutmaları gereğini, Rumların Güney'de yurtlarını oluşturma gereğini değiştirerek, Güney'deki Rumların bir kısmını Kuzey'e getirir yerleştirirseniz ve Kuzeyi Türk toplumu olmaktan çıkarmaya yönelik adımı atarsanız biz de çıkar deriz ki, (Siz Kıbrıs'ta tabloyu değiştirmeye çalışıyorsunuz. Haksız, yanlış bir iş yapıyorsunuz)'' diye konuştu. Türklerin nüfusuna oranla daha çok yer işgal ettiği söyleniyorsa, bunun da oturulup konuşulabileceğini kaydeden Baykal, ''Ama diyorsanız ki (Kuzey bir Türk yurdu olmaktan çıkarılacak, Güney bizim yurdumuzdur. Kuzey de ortak yurdumuzdur. Sizin kendi yurdunuz olmayacak) derseniz ve bunu da uluslararası çözüm, anlaşma diye ortaya çıkarırsanız, Bu bir ilk adımdır. Kuzey'e gelecek Rum nüfusu ebediyen yaşayacaktır. Bu bir süreçtir. 20 yıl sonra bu başka bir noktaya doğru gider'' dedi. Kıbrıs'ta Türklerin kendi yurdunda yaşamaya devam etmesinin sağlanması, hiç olmazsa bir süreç konması gerektiğini ifade eden Baykal, yeni bir yapı ortaya çıkıncaya kadar herkesin kendi yurdunda yaşamaya devam etmesi gerektiğini söyledi