BIST 10.025
DOLAR 35,20
EURO 36,68
ALTIN 2.960,92
HABER /  POLİTİKA  /  CHP

Baykal'dan Erdoğan'a kaset göndermesi

Baykal, genel başkanlığı bıraktıktan sonra ilk kez canlı yayına çıktı, hem hükümeti hem de yeni CHP'yi eleştirdi.

Abone ol
CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Kılıçdaroğlu'na yönelik Erdoğan'ın söylediği "CD'yle geldin" yakıştırmasının, doğru bir üslup olmadığını söyledi. Suriye'deki olaylarla ilgili olarak asıl hedefin İran olduğunu ileri süren Baykal, Türkiye'nin dış politikada gerçeklere dayanmayan bir politika izlediğini söyledi. Artarak devam eden terör olaylarının en önemli sebebinin Türk dış politikası olduğunu da iddia eden Baykal, bir takım çevrelerin PKK'yı bitirmek istemediğini söyledi.

CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal CHP Genel Başkanlığı bıraktıktan sonra ilk kez TV Habertürk ekranlarında gazetecilerin karşısına çıktı. Moderatörlüğünü Didem Arslan Yılmaz'ın yaptığı programda Ciner Medya Grubu Ankara Temsilcisi Muharrem Sarıkaya, Milliyet Ankara Temsilcisi Fikret Bila ve Zaman Gazetesi yazarı Bülent Korucu katıldı. 
 
CHP'deki yeni yapılanmaya karşı açıkça tavır koyan Baykal, Kılıçdaroğlu'nun yeni yönetiminin halktan karşılık bulup bulmadığının iyi araştırılması gerektiğini söyledi.

Kendisini yeni CHP'li olarak görmediğini de söyleyen Baykal, cumhurbaşkanlığı adaylığının söz konusu olmadığını açıkladı. CHP'de genel başkanlığının söz konusu olmadığını, böyle bir ihtiyacın da bulunmadığını ifade eden Baykal, arayış içerisinde olduğunu ve bir süredir hareketlenme içinde kendisine mecra aradığını söyledi. Kamuoyuyla paylaşmak istediği şeylerin bulunduğunu da anlatan Baykal, Türkiye'de çok ciddi bir müzakere yapılması gerektiğini ifade etti.   

"BÖYLE BİR İDDİA BAŞBAKAN İÇİN DE ATILABİLİR"

Yeni Anayasa çalışmalarında CHP'nin bulunmaması gerektiğini bunun bir aldatmaca olduğunu iddia eden Baykal, Kılıçdaroğlu'na yönelik "genel başkanlığa CD'yle geldin" yakıştırmasının da yanlış olduğunu söyledi. Erdoğan'ın bu sözlerinin yakışık almadığını ifade eden Baykal, konunun henüz aydınlatılmadığını bunun kendisi için üzüntü verici olduğunu aynı şeyin Başbakan için de söylenebileceğini iddia etti.

"ASIL HEDEF İRAN'DIR"

Ortadoğu'da devam eden karışıklık ve Suriye'de yaşanan olaylarda, Türkiye'nin gönüllü olarak kendisini basıncın içerisine attığını da söyleyen Baykal, hükümetin özellikle füze kalkanıyla ilgili  kritik bir karar aldığını ve ABD'nin Türkiye'yi bu karar konusunda zorladığını ima etti. 

Konuşmasında Suriye'deki olaylara da değinen Baykal, Suriye'nin diğer Arap ülkelerinden farklı olarak çok daha sağlam bir örgütlü rejim yapısının bulunduğunu söyledi. İran, Çin ve Rusya gibi ülkelerin Suriye'ye desteklerin devam ettiğini de hatırlatan Baykal, asıl hedefin Suriye değil İran olduğunu iddia etti. 
 
Suriye'deki olayların, ezilen insanların demokrasi isteklerinden dolayı da çıkmadığını da söyleyen Baykal şöyle konuştu; 
 
"Suriye'de yaşanan olay Suriye'nin kendi iç dinamikleriyle, Suriye içi süreçlerin işlemesiyle ortaya çıkmış bir olay değil. Olay Suriye'yi aşan bir olay. Elbette Suriye'de dikta rejimi egemen, köhne bir rejim. Günün anlayışı içinde böyle bir rejimi anlayışla karşılamak elbette sözkonusu değil. Elbette Suriye'de bu uygulamaya karşı yükselen bir tepki var, özgürük özlemi var, buna şüphe yok. Ama karşımızdaki olayı sadece Suriye'de ezilen insanlardan, demokrasiden kaynaklanan bir oluşum gibi algılamamız naif ve gerçeklerden uzak bir değerlendirme olur. 

"TÜRKİYE DIŞ POLİTİKASININ BEDELİNİ TERÖRLE ÖDÜYOR" 

Balkal son dönemde artan terör olaylarıyla ilgili değerlendirmesinde ise Türkiye'nin dış politikada izlediği siyasetin bedelini ödediğini söyledi. Türk dış politikasının, gerçekten kopuk ve temennilere dayalı bir politika izlediğini de ifade eden Baykal, hükümeti ve Davutoğlu'nu şu sözlerle eleştirdi:
 
"Türkiye'nin dış politikası bir miktar gerçeklerden kopuk, temennilere dayalı, bölgede büyük siyasi öncesi olacağı umuduna dayalı aktif dış politika olarak planlandı. Çok ayağı yerde yürütülmesi gereken işken, heveskerane ve amatör bir yaklaşım sergilendi. Maalesef bugün dış politikamızın parlak bir dönemini yaşamıyoruz. Çok ciddi sorunlarla karşı karşıyayız. Çok tehlikeli bir dış politika tuzağına sürükleniyoruz. İzlediğimiz dış politikanın terörde çok ağır bedelini ödüyoruz." 

"SİSTEM PKK'YI TASFİYE ETMEMİZE İZİN VERMİYOR"
 
Dünyanın hesabıyla Türkiye'nin hesabının paralel olması sözkonusu değil. Dünya bazı aletleri kullanıyor. Bu aletlerden bir tanesi PKK'dır. PKK'yı tasfiye etmemize sistem izin vermiyor. Sistem Talibanı tasfiye etmek için elinden geleni yapıyor ama Türkiye'nin PKK'yı tasfiye etmesine izin vermiyor. ABD PKK'nın tümüyle tasfiye etmesine izin vermiyor. Elbette destek veriyor anlamında söylemiyorum ama kullanıyor. Batının Ortadoğu politikasının Türkiye'nin çıkarlarıyla örtüşmesi sözkonusu değildir.ABD PKK'Ya karşı harekete geçmemize izin vermiyor.  

HABUR İÇİN SERT SÖZLER 
 
CHP'nin Meclis'in terör gündemiyle toplanması teklifine de destek çıkan Baykal, konunun mutlaka müzakere edilmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan'ın Habur ile terörün sırtını sıvazladığını da iddia eden Baykal, nihai bir mutabakat sağlanmadan terörle geçici işbirliği yapmanın doğru olmadığını ifade etti.

"OSLO GÖRÜŞMELERİ SKANDALDIR" 
  
Terör örgütüyle Oslo'da gerçekleştiği belirtilen görüşmenin de Türkiye için büyük bir skandal olduğunu iddia eden Baykal, PKK'nın mutlaka lojistik desteğinin ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi. Yürütülen politikalar nedeniyle etnik kimliğin en temel değer haline getirildiğini de savunan Baykal, KCK yapılanmasına zemin hazırlayan asıl unsurunda hükümet olduğunu söyledi. Baykal şöyle konuştu:
  
"KCK'yı ortaya çıkaran ortamı bu hükümet yarattı. Terörle mücadele çok hassas bir iştir. Önemli olan etkin mücadele. Bu mücadeleyi yasal ortamda da yapmak mümkün. Ben inanıyorum ki,  Türkiye potansiyeli ile gücüyle PKK problemini çözer. 70 milyonluk Türkiye bunun altında kalır mı? Foça'da patlama oldu, 20 dakikada 4 bin kişi kan vermeye koştu. Taksiler bu insanları bedava taşıdı. Olaylar hiçbir zaman toplumsal husumete dönüşmedi." 
 
"ALEVİLER DE DİYANET'TE TEMSİL EDİLMELİ"
 
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın idari ve siyasi bir yapılanma olduğunu söyleyen Baykal, Diyanet'in yeniden düzenlenmesi gerektiğini ifade ederek Alevilerin burada temsil edilmesi gerektiğini söyledi.