BIST 9.627
DOLAR 35,25
EURO 36,67
ALTIN 2.963,61
HABER /  GÜNCEL

Baykal'dan eleştirilere devam

Başbakan Erdoğan'ın "Kan üzerinden siyaset yapıyorlar" sözleri CHP lideri Deniz Baykal'ı fena kızdırdı. Baykal Bursa İl Başkanlığı'nda eleştirilerini sıraladı.

Abone ol

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal, etnik sorunun çözülmesiyle terörün ortadan kaldırılamayacağını belirterek, "Başbakanın bilmesi gerekir ki, demokratikleşme ve etnik sorunun çözümü doğrultusunda birtakım açılımlar yaparak terör sorununu ortadan kaldırmayı umut etmek, geçerli bir bekleyiş değildir" dedi. Deniz Baykal, başbakanın 'kan üzerinden siyaset yapıyorlar' eleştirisine ise, "Kan üzerinden siyaset yapsaydık, 1 Mart Tezkeresi'nden sonra başbakan o koltukta oturamazdı, başbakan işine baksın, asabını kontrol etsin, kan konuşmasın, kan akışını önlesin" diyerek cevap verdi. Partisinin Bursa İl Başkanlığı'nı ziyaretinde gazetecilerin sorularını cevaplandıran Deniz Baykal, CHP'nin 1998 yılında hazırladığı raporda "Kürt sorununa" değindiğini ifade ederek, "Biz bireysel hak ve özgürlükler, etnik kimlik bağlamında sorunu ortaya koyduk. Herkes etnik kimliğini açıklasın demiştik. 7 yıl önce hukuk sisteminde bu sıkıntı vardı. Bunun devlete tehdit oluşturmadığını ifade etmiştik. Türkiye'de artık kimsenin etnik kimliğini ifade etmesi yadırganacak bir olay değildir, ana dilini öğrenme garipsenecek bir olay değildir. Müzik yapma, kitap kaset çıkarması, televizyonda istediği dilde konuşması yadırganacak bir olay değildir. Bu iş aşılmıştır. Bu rapor onu söylüyordu" diye konuştu. Baykal, şimdi yapılan hatanın, etnik sorunla terörün birbirine karıştırılmasından kaynaklandığını öne sürerek, şunları söyledi: "Sakın ha terörle bu anlamda etnik sorunu birbirine karıştırmayın. Terör ayrıdır, etnik sorun ayrıdır. 'Biz etnik sorunu çözerek terörü çözeceğinizi zannetmeyin' diyoruz. Bu anlamda etnik sorunu çözme konusunda iyi niyetli adım atıldığı halde, terör sorunu çözülememiş. Demiryollarına, karayollarına mayınlar döşenmiş, bombalar patlamaya devam etmiştir. Demokratik ilerlenme sağlandığı halde, o ilerleme sağlansa da terör sorunu kalkmadı. Terör farklı kaynaklardan besleniyor. Onu bilelim. Ona karşı özel tedbir alalım. Ama bir insan hakkı olarak da özgürlükleri verelim. Ama başbakan, etnik sorunu, terör sorununun çözümü açısından bir çare olarak söylüyor. Büyük yanlış yapıyor. Hiç alakası yoktur. Terör örgütünün bu konudaki taleplerini önemseyerek, onları muhatap alarak müzakere ederek terör sorununu kontrol edeceğini sanıyor. Onlarla bu temasa yöneldiği anda, ne terör ne de etnik sorunla ilgili doğru bir çizgide durmayı başarıyor." "ETNİK SORUN AYRI, TERÖR SORUNU AYRI" Deniz Baykal, Başbakan Erdoğan'ın muhalefete yönelik, 'Kan üzerinden siyaset yapıyorlar' eleştirisine de Bursa'dan cevap verdi. Başbakanın kendisine yakışmayan bir üslupla muhalefeti suçladığını savunan Baykal, "Bu başbakanın içinde bulunduğu ruh çalkantısını yansıtıyor. Başbakan 1 Mart Tezkeresi'yle Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu'suna yabancı silahlı kuvvetlerin kalıcı bir biçimde yerleşmesini uygun gördü. CHP, bir tek insanımızın bir tek vatandaşımızın dahi burnu kanamasın diye büyük bir sorumluluk geliştirdi. Türkiye'yi bataklıktan kurtardı. Eğer biz, kan üzerinden siyaset yapsaydık, başbakan o koltukta oturamazdı. Başbakan, o kadar büyük hatalar yapıyor ki, Türkiye'yi Irak'a sokacak, yabancı kuvvetleri Türkiye'ye yerleştirecekti. Biz sadece Türkiye'yi değil, Türkiye'de iktidarı da bir büyük felakete sürüklenmekten bilerek alıkoyduk. Bizim anlayışımız gereğini yaptık" şeklinde konuştu. Baykal, 'demokratikleşme var' diye terörün sona ermeyeceğini ileri sürerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Başbakanın bilmesi gerekir ki, demokratikleşme ve etnik sorunun çözümü doğrultusunda birtakım açılımlar yaparak, terör sorununu ortadan kaldırmayı umut etmek, geçerli bir bekleyiş değildir. Demokratikleşmenin gereği vardır, gereken ölçüde gereken yerde bunu uygularsın, terör 'demokratikleşme var' diye sona ermez. Terör demokratikleşme talebiyle kontrol edilmez. O başka bir olay. Terörün arkasında bir siyasi proje var, o siyasi proje her şart altında takip edilir. Demokratikleşme bazen bahane, bazen talep. Gereğini yapalım. İnsan hakları, bireysel hak ve özgürlükler çerçevesinde yapalım. Ama bir etnik kesimi devletin muhatabı haline getirmeyelim. Etnik kesimleri devletle karşılıklı pazarlık yapar noktaya getirmeyelim. Dikkat edilmesi gereken nokta budur. Başbakan işine baksın, asabını kontrol etsin, sükunetini kontrol etsin. Bir başbakanın ağzından da kan sözleri çok yakışmıyor. Başbakan kan konuşmasın, kan akışını önlesin. Kanın akışını önlemek için yapması gereken şeyleri, Cumhuriyet Halk Partisi ona uzun süreden beri söylüyor. Bu konudaki eksikliklerini, zaaflarını söylüyor." Başbakanın patlayan mayınlar konusunda önemli adımları atması gerektiğini de kaydeden Baykal, "En büyük sorun yolların asfaltlanması. Yolların asfaltlanması, mayın döşeme konusunu engelliyor. Milli Savunma Bakanlığı'na, Genelkurmay'a sorarsanız, asfaltlanması gereken yol 4 bin 500 kilometre. Derhal bunların asfaltlanması gerekiyor. Kanı önlemek istiyorsa yolları asfaltlasın. Ekinlikte yol için trilyonlarca parayı bulan başbakanın, Güneydoğu'daki yollar için para bulamaması geçerli mazeret değil. Başbakan kan konuşmasın, kan akışını engellesin. Bunun için doğru politika koysun" açıklamasını yaptı.