BIST 9.627
DOLAR 35,25
EURO 36,70
ALTIN 2.967,25
HABER /  POLİTİKA  /  CHP

Baykala o ölümcül soru sorulabilir mi?

Eyüp Can, Monica Lewinsky skandalı sonrası medya ile Clinton arasındaki anlaşmasının nasıl bozulduğunu yazdı.

Abone ol

Hürriyet yazarı Eyüp Can, bugün köşesinde Monica Lewinsky skandalı sonrası Amerikan medyası ile Başkan Clinton arasındaki  centilmenlik anlaşmasının nasıl bozulduğunu anlattı.

Eyüp Can, "Monica Lewinsky skandalı patladığında Amerika'da öğrenciydim. Bir derste Amerikan medyasının bu skandalı ele alış biçimini inceledim." diyor ve  takip ettiği süreci "bir yıl boyunca Amerikan medyası Clinton-Monica ilişkisiyle yattı kalktı." şeklinde yorumluyor.

Can,"ABD Başkanı Bill Clinton ne zaman Beyaz Saray'da bir ülkenin lideriyle basının karşısına çıksa konu dönüp dolaşıp Lewinsky skandalına geliyordu" diyor ve devam ediyor:

"Her defasında Amerikalı gazeteciler o en ciddi konuların ve konukların arasında skandala ilişkin bir soru soruyor ve basın toplantısının bütün seyri değişiyordu. Bir ara Clinton devlet başkanları ile basının karşısına çıkmamayı bile düşündü. Ama olamazdı..."

CLİNTON İLE CENTİLMENLİK ANLAŞMASI

Eyüp Can sonunda bulunan formülü de şöyle anlattı: "Beyaz Saray'a akredite gazeteciler, Clinton yabancı devlet başkanlarını misafir ederken soruşturmayla ilgili soru soramayacaklardı..."

Ancak bu centilmenlik anlaşması bile işe yaramamıştı. Can köşesinde 6 Şubat 1998'de Beyaz Saray'da yapılan basın toplantısında yaşananları  şöyle anlattı:

"Clinton gayet rahat konuğunu ağırlıyor...
Konuk devlet başkanı iki ülke ilişkilerine dair çok ciddi açıklamalar yapıyor...
Ve gerçekten de gazeteciler soruşturmaya ilişkin sorulardan uzak duruyor...
* * *
Tam o sırada CNN Beyaz Saray muhabiri Wolf Blitzer elini kaldırdı...
Clinton kendinden emin Blitzer'e döndü.
Blitzer en ciddi ses tonunu takınarak önce iki devlet başkanının görüşmesine ilişkin kısa bir yorum yaptı, arkasından "Sayın Başkan merak etmeyin misafirinizin yanında soruşturmayla ilgili bir şey sormayacağım. Ben çok daha insani bir şeyi merak ediyorum" dedi...
Ve Amerikan basın tarihine geçen o "ölümcül soruyu" sordu...
"Monica Lewinsky'nin hayatı bu olaydan sonra sonsuza kadar değişti. Ailesinin hayatı da öyle... Merak ediyorum acaba bu durumla ilgili siz ne hissediyorsunuz? Bir de şu an eğer bir şey söyleyecek olsanız Monica Lewinsky'ye ne derdiniz?"
* * *
Clinton hiç beklemediği bir anda, hiç beklemediği birinden, hiç beklemediği bir şekilde gelen bu ölümcül soru karşısında resmen afalladı.
Uzun bir sessizlik oldu...
Sonra zoraki bir gülüşle Blitzer'e acı acı "That's good! That's good!" diye seslendi.
"Sorun çok çok iyi ama şu an yorum yapmak istemiyorum" diyebildi...
Medya günlerce Clinton'ın basın toplantısındaki o en çaresiz halini yayınladı.

LEWİNSKY SKANDALI İLE BAYKAL KIYASLANAMAZ

"Lewinsky skandalı ile Baykal'ı CHP Genel Başkanlığı'ndan hiç hak etmediği bir biçimde istifaya sürükleyen kaset skandalını karşılaştıracak değilim." diyen Can, "iki olay, iki ülkenin medyası ve iki toplum arasında elbette farklar var. Ama Deniz Bey'in şu günlerde hiç aklından çıkarmaması gereken bir gerçek daha var." diyor  ve devam ediyor:

"Maalesef bu olay hiç beklemediği anlarda, hiç beklemediği kişiler tarafından, hiç beklemediği şekillerde karşısına çıkarılacak...
Baykal daha işin başında bunu düşünerek istifa etti.
Şimdi herkes "Geri dönecek mi?" diye soruyor...
Bence cevap Blitzer'in Clinton'a beklenmedik bir anda sorduğu "Monica'nın hayatı sonsuza kadar değişti..." cümlesinde gizli."