CHP'nin oyunu arttırdığını savunan Aydın Candabakoğlu'nun, Baykal'ı eleştirenlere bir çift sözü var.
Abone olYerel seçim sonuçlarını değerlendirirken sol kesim tarafından şiddetle eleştirilen CHP lideri Deniz Baykal'a hiç beklenmedik bir yerden destek geldi. CHP'nin oyunu arttırdığını savunan Halka ve Olaylara Tercüman'ın genel yayın yönetmeni Aydın Candabakoğlu, bugünkü köşesini Baykal'ı eleştirenlere ayırdı. Yerel seçim sonuçlarının CHP açısından başarı olarak görülmesi mümkün mü? Genel Başkan Deniz Baykal'ın sonuçları değerlendirirken yansıttığı tablo, aralarında bizim de bulunduğumuz üçüncü kişiler tarafından öyle algılandı. Çünkü Baykal, yerel seçim sonuçlarının, bir önceki yerel seçimlerle karşılaştırılması gerektiğini savunuyor ve 'Eğer öyle bakılırsa, CHP'nin başarılı olduğu görülür' diyor. Baykal, özellikleri dolayısıyla yerel seçimlerin genel seçimlerden farklı olduğunu söylüyor. Bunda da son derece haklı. Yerel seçimlerde iktidar partisinin büyük avantajları olduğu bir gerçek. Seçmen psikolojisi, tercihini iktidardan yana kullanma yönünde oluşuyor. Aynı psikoloji, 'nasılsa iktidarı değiştirmeye yönelik bir seçim değil' noktasından hareketle, milyonların sandık başına gitmemesi şeklinde belirebiliyor. Bütün bunlara rağmen, anamuhalefet partisinin bir önceki yerel seçime göre oylarını artırmış olması bir kenara, genel seçimdeki oranını yakalaması 'başarı' olarak görülebilir. Nitekim Baykal, il genel meclisi oylarındaki yüzde 1'lik düşmeyi de, başta Eskişehir olmak üzere, seçimlere katılmadıkları yörelere bağlıyor. Gerçekten de CHP bu yerlerde seçime girmiş olsaydı, bu yüzde birlik farkı da kapatmış olacaktı. O halde, 'başarısızlık'tan söz etmek, hele hele bunu fırsat bilip parti yönetimine 'başkaldırı' nedeni saymak, olsa olsa CHP'deki 'kronik partiiçi muhalefet' alışkanlığının tekrarından başka bir şey değildir. CHP'nin asıl problemi de aslında burada. Yeni politikalar üretmek, neden daha başarılı sonuçlar alınmadığını sorgulamak yerine, her vesile ile parti yönetiminin hedef alınması ve yıpratılması, kuşkusuz seçmenin gözünden kaçmıyor. Sürekli muhalefet edilen bir yönetimin elindeki parti, halka güven veremiyor. Bu yönetim ister Baykal yönetimi olsun, ister başkasının, hiç fark etmez. Ama CHP'de yaşananlar hep kavga, hep yönetimi ele geçirme savaşları olunca, seçmen partiden de kaçıyor, sandıktan da. CHP'nin bu kısır döngü içinde yeni açılımlar getirmesi, yeni politikalar üretmesi veya halka yeni umutlar sunabilmesi mümkün olamıyor. Şimdi eğri oturup doğru konuşmalı. Bütün bu hercümerç içinde, bir partinin büyük başarılar sağlaması mümkün olabilir mi? Her şeye rağmen CHP'nin bir önceki seçimlerdeki oyunu yakalaması başarısız sayılabilir mi? Yani, CHP'nin başında Baykal değil de, dün birkaç yandaşını arkasına alıp Genel Merkez binası önünde parti yönetimini protesto eden eski milletvekili 'Beyefendi' olsaydı, pazar günü alınan sonuçlar çok mu farklı olurdu? Hiç sanmıyorum. Üstelik öyle tahmin ediyorum ki, CHP'nin yerinde saymasının önemli nedenlerinden biri, işte bu anlayışın bizzat kendisidir. Bakıyorumda, Baykal'ın yerine hemen birilerini 'atayanlar' bile çıkıyor. Şişli'yi kazananla, Türkiye'nin kazanılacağı zannediliyor. Politika o kadar kolay olsa, dört dönemdir bizim mahallenin muhtarlığını ezici bir çoğunlukla kazanan Hanımefendi'yi de önerirdim tereddüt etmeden. Ama mahalle muhtarı olmak, üstelik başarılı bir muhtar olmak, ilçe yönetmeye, il yönetmeye veya Türkiye'yi yönetmeye yetmiyor. Seçimler öncesinde Baykal'ın Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı için ikna edemediği biliniyor. Sarıgül'ün, ısrarlar karşısında 'Beni zorlarsanız, partiden istifa ederim' dediği konuşuluyor. Kendi açısından doğru bir politika sayılabilir bu tavır. Şişli'yi kazanması, İstanbul'u kazanabileceği anlamına gelmezdi çünkü. Ama şimdi birileri çıkıyor, 'Bakın Şişli'de madem seviliyor, Türkiye de sever' diyerek, Sarıgül'ü Baykal'ın yerine öneriyor. Merak ediyorum, CHP'nin başına Sarıgül gelirse, mesela dün Baykal'a 'Bu mağlubiyetin her zerresi size ve yönetiminize aittir, istifa edin' mektubu gönderen ressam Bedri Baykam, 'Tamam, işte liderimizi bulduk' diyerek muhalefetine son verecek mi? O dursa, ekran ekran dolaşarak mevcut genel başkanlarını hırpalamayı CHP'lilik sanan diğer muhalifler rahat duracak mı? Baykal'dan önce 'muhalifim, her şeye muhalif' kafasının değişmesi gerekiyor. NOKTA...Muhalefet alışkanlığı bir çeşit hastalıktır.