CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Odatv Davası'nda avukatı aracılığıyla ifade verdi.
Abone olDeniz Baykal Odatv Davası'nda ifade verdi, taciz iddialarını komplo olarak değerlendirdi. Soner Yalçın'ın Halk TV satışıyla ilgili kendisinden aracı olmasını istediğini de anlatan Baykal, birilerinin ısrarla siyasetten ayrılması için çok iğrenç komplolor tertiplediği iddiasında bulundu.
Odatv Davası'nı gören İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinin tanık olarak talimatla ifadesinin alınmasına karar verdiği CHP Antalya Milletvekili ve eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Ankara'daki talimat duruşmasına katılmazken, sorulara avukatı aracılığıyla yazılı yanıt verdi.
SONER YALÇIN İLE GÖRÜŞMESİ
Baykal, mahkemenin Halk TV'nin satışı, devri veya kiralanması konusundaki sorusuna Soner Yalçın ile Meclis'te birkaz defa görüştüğünü ve hissadarları tanıdığı için kendisinden aracı olunmasının istendiğini anlattı.
Baykal, davanın sanıklarından İklim Ayfer Kaleli'nin iddialarını da cevapladı. Kaleli'nin kendisinden ısrarla randevu talep ettiğini ifade eden Baykal, görüşmede Halk TV'nin devrine ilişkin herhangi bir konunun gündeme gelmediğini kaydetti. Telefon görüşmesinde ifade edildiği gibi "Yarın tekrar görüşeceğiz. Başka bir yerde olacak o yarın. Beni de götürüyor yanında' kısmı tamamen gerçek dışı olduğunu savunan Baykal, aynı konuşmada geçen, 'Sonra tohum attım. Kısa süre sonra ekecem, biçicem, şimdilik bir şey yok' ifadelerinin anlamı çeşitli yorumlara açıktır." ifadesini kullandı.
TELEFONDAKİ SENARYOLAR
Baykal, beyanında, Kaleli'nin Mümtaz İdil ile yaptığı telefon görüşmesinden "hiçbir taciz olayının olmadığı, haberlik bir şey olmadığı, gayet olağan bir görüşme olduğunun açık olarak anlaşıldığını" belirterek, şunları kaydetti:
"İklim Ayfer Kaleli, Ahmet Mümtaz İdil ile yaptığı telefon konuşmasında, 'Yarım saat muhabbet ettik, yani haberlik bir şey yok, sonra tohum attım, kısa sürede ekeceğim, biçeceğim, şimdilik bir şey yok' dedikten sonra, dinlendiğini bildiği Barış Pehlivan ve Hüseyin Soner Yalçın ile yapmış olduğu telefon görüşmelerinde kasten kendisine yönelik taciz edildiği iftirasında bulunmuştu. Bu ikinci senaryonun benim açımdan hiçbir geçerliliği yoktur. Böyle bir senaryoyu CHP yönetimine ve Odatv yönetimine aktardığından da haberim olmamıştır. Bana yaptığı ziyaret sonrasında defalarca telefonla arayarak ilişki geliştirme çabalarını sürdürmüştür. Buna karşılık ben hiçbir zaman kendisini telefonda aramadım, hiçbir görüşmem veya karşılaşmam olmadı, buluşma önerilerinin tümünü de geri çevirdim."
"SİYASİ HAYATTAN ÇEKİLMEM İÇİN..."
Baykal, Kaleli'nin "asılsız iddia ve iftiraları" üzerine açtığı tazminat davalarında mahkum olduğunu belirterek, buna ilişkin kararları sıraladı. "Kaleli'nin basına taşıdığı iddia ve iftiraların gündeme geldiği tarihin son derece önemli olduğunu" kaydeden Baykal, "Zira o tarihler, milletvekilliği adaylarının listesinin oluşturulduğu döneme denk gelmektedir. Birileri ısrarla Türk siyasi hayatından çekilmem için ellerine geleni yapmakta ve çok iğrenç komplolar tertiplemektedirler. Taciz iddiası ve iftirası da onlardan biridir" ifadelerini kullandı. Baykal, sanıklardan Yalçın Küçük'ü üniversiteden tanıdığını, ancak bahsedilen Küçük'ün el yazısı notlarına ilişkin bilgisinin bulunmadığını bildirdi.