Cumhurbaşkanının tavrını örnek alınması gerektiğini belirten CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'dan Sezer'e övgü cümleleri: Kendisinin tavırları örnek alınmalı...
Abone olCHP Genel Başkanı Deniz Baykal, malvarlığını ayrıntılı bir şekilde açıkladığını belirterek, "Umarım herkes de hangi tarihte, neyi, kaça aldığını kalem kalem açıklayarak ortaya koyar. Açıklama tarzımın bir model olarak da yararlı olacağına inanıyorum" dedi. Baykal, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın’la görüşmesinden sonra yaptığı açıklama sırasında, basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı. Malvarlığı ile ilgili açıklamasının anımsatılması üzerine Baykal, malvarlığını hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak açıklıkta, kalem kalem ortaya koyduğunu belirtti. "Umarım herkes de hangi tarihte, kaça, neyi aldığını kalem kalem açıklayarak ortaya koyar. Açıklama tarzımın bir model olarak da yararlı olacağına inanıyorum" diyen Baykal, malvarlığının toplam değerine ilişkin soru üzerine "Bu konuda söyleyeceğim herşeyi söyledim söyledim" karşılığını verdi. "SEZER’İN TAVRI ÖRNEK OLMALI" Baykal, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in oğlunun Çankaya Köşkü’nde gerçekleştirilen nikah töreni sırasındaki elektrik parasını kendi cebinden ödediğine ilişkin habere dikkat çekilmesi üzerine de, "Cumhurbaşkanının bu konuda titizliği, duyarlılığı çok açık. Bu topluma örnek olması gereken bir tavır" dedi. Hazreti Ömer’in kendisini ziyaret eden dostuyla görüşmesi sırasında diğer mumu söndürerek kendisine ait özel mumu yakmasının, bir örnek olarak kuşaktan kuşağa anlatıldığını ifade eden Baykal, şöyle devam etti: "Bu dikkati, özeni sergileyen örnekleri görmek son zamanlarda güçleşmiştir. Buna ihtiyacımız var. Türkiye bu konularda dikkatsiz bir tavır takındığında çok büyük sıkıntılar çekti. Kamunun, toplumun hakkını gözeten, kollayan bir anlayışı iç dünyamıza, reflekslerimize yerleştirmeliyiz. Maalesef tam tersi ’bal tutan parmağını yalar anlayışı’ topluma egemen kılınmak isteniyor. Bu çok yanlış, çok sakıncalı bir durum. Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu konudaki dikkat ve duyarlılığını çok iyi biliyorum. Toplum artık böyle olaylara sahip çıkmalı, destek vermeli örnek yapmalıdır. Bir yandan bunları örnek alırken, diğer yandan buna ters düşen uygulamalar karşısında çok kararlı, net, caydırıcı bir tavrı sergileyebilmeliyiz. Tam tersine üçkağıtçılıklara, toplumun kaynaklarını kendi için kullanmalara, eşini dostunu, yakınlarını kollama koruma uygulamalarına cesaret veren bir tavır içinde ortaya çıkılıyor. Bu yanlıştır, bunu değiştirmek lazım." Baykal, bir gazetecinin kendisine atfen basında yer alan bir habere dikkati çekerek yönelttiği, "Kendinizi ve ekibinizi ’Çılgın Türkler’, iktidar partisini ’Yılgın Türkler’ olarak değerlendiriyorsunuz. Bunu biraz açar mısınız?" sorusunu şöyle yanıtladı: "Biz bir noktaya dikkati çekiyoruz. Türkiye’de yılgın olmayan, teslim olmayan, hakkına hukukuna, ülkenin yararına içtenlikle sahip çıkacak, onun için bedel ödemeyi göze alacak insanlara ihtiyaç var. Bu insanlara ’Çılgın Türkler’ deniyor. Biz kendimizi, ülkemizin yararı halkımızı çıkarları için mücadeleye ve gerekirse bedel ödemeye hazır insanlar olarak görüyoruz." UNAKITAN’IN VİLLASI Baykal, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın villalarının yıkılacağının anımsatılması üzerine de şunları söyledi: "Sorun Unakıtan’ın villa sahibi olup olmaması sorunu değildir. Sorun o bölgede yanlış bir imar düzeninin, orada mülk sahibi olanların rantını artıracak bir şekilde kabul edilmiş olmasıdır. Sorun, yakışıksız uygulamalar sonucunda oradaki imar tablosunun bozulmuş olmasıdır. Yıkarak oradaki olumsuzluğun bertaraf edilmesi sözkonusu değil. İmar planı değişikliğinin ortadan kaldırılmasıyla bu sağlanabilir. Yapılması gereken imar planı değişikliğinin eskiye döndürülmesidir. Bu olursa hata düzeltilir. Bu sadece Unakıtan değil oradaki tüm mülk sahipleri için geçerlidir." ŞENER’E ZARAR VERME KAYGISI Deniz Baykal, Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener’in Galataport ihalesiyle ilgili tavrına ilişkin değerlendirilmesinin soran bir gazeteciye, "Onu değerlendirdim. Artık bundan sonra Abdüllatif Şener’e zarar vermeye başlarım diye korkuyorum. Ben biraz daha değerlendirirsem onun Başbakan Yardımcılığı tehlikeye girebilir kaygısı içindeyim. Kendisine saygılar sunuyorum, selamlarımı iletiyorum" diye karşılık verdi. Baykal, ABD büyükelçisinin ziyaretiyle bağlantılı olarak ABD’nin İran’a yönelik tavrı ve bölgedeki gelişmelere yönelik bir soruyu da yanıtladı. Ortadoğu’da nükleer silaha sahip bir ülkenin ortaya çıkması olasılığının sadece ABD’yi değil, tüm dünyayı yakından ilgilendirdiğini belirten Baykal, kimsenin böyle bir gelişmeden memnun olmadığını söyledi. Bunun doğal karşılanmasının, göz yumulmasının kesinlikle söz konusu olamayacağını kaydeden Baykal, şöyle devam etti: "İran, nükleer teknolojiyi bilimsel, teknik ve insanı amaçlarla kullanma gayreti içinde olduğunu açıklıyor. Buna karşılık Avrupa Atom Enerjisi Komisyonu’nun, ABD’nin, AB ülkelerinin bunun bir nükleer silahlanmaya dönüşmesi olasılığı kaygısı var. Bunun çözümünün diplomatik yollarla bulunması gerekir. Ben büyükelçiden İran’a acil bir askeri müdahale hazırlığına yönelik bir izlenim almadım. Tam tersi bu konunun çözülmesi arayışında olduklarını ve bu konuda umutlu olduklarını ifade ediyor. Umarım uzlaşma, anlaşma arayışı sonuç verir " Baykal, siyasi partilerin oy oranlarıyla ilgili kamuoyu araştırmasına yönelik soruyu yanıtsız bırakırken, Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu başkanlarının açıklamalarıyla ilgili olarak da partisinin avukatının gerekli açıklamayı yapacağını söyledi.