CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye'de 17 Aralık raporunun alkışlandığını belirtti. ''Raporun bir sürü yanlışı var" diyen Baykal, asıl tehlikeyi söyledi.
Abone olCHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye'de 17 Aralık raporunun alkışlandığını belirterek, ''Raporun bir sürü yanlışı var. Ama asıl tehlikesi şu: Türkiye alkışlarsa bu raporu düzeltme şansını kaybeder'' dedi. Baykal, yaptığı yazılı açıklamada, 17 Aralık'tan bugüne kadar yaşanan gelişmeleri ve yapılan yorumları değerlendirdi. 17 Aralık'ın medyanın büyük çoğunluğu ile hükümetin birlikte elde ettiği bir sonuç olduğunu kaydeden Baykal, ''Medya bu sorumluluk duygusu içinde şimdi bir sıkıntı yaşamaktadır. 'Aman bu iyi bir tablodur' diye anlatmaya çalışıyorlar. Ne yazık ki 17 Aralık'tan bu yana Türkiye'de bazı gazeteler mürekkeple değil, vıcık vıcık yağla çıkıyor'' dedi. Baykal, şu anda Türkiye'de yaşanan siyasi tartışmanın can alıcı noktasının ''Canım sen Avrupa'dan daha iyi mi bileceksin. Bizim Avrupa ile ilişkimizin ne olacağını'' diyenlerle, ''Avrupa ile ilişkimiz, Avrupa'nın içinde yer alan ülkelerin her birisinin kurduğu ilişki gibi olmalıdır. Onların hiç birisinden daha azını kabul etmeyiz'' diyenler arasındaki farklı anlayış ve değerlendirme olduğunu kaydetti. Baykal, şöyle devam etti: ''17 Aralık'ta Brüksel'de Türkiye'ye verilen güzergah, tam üyelik haritasının güzergahı değildir. Bunun bizi götüreceği yer AB'ye tam üyelik değil, ikinci sınıf ilişkileri olan, ikinci halkada yer alan ülke konumunda olmaktır. Bizi ikinci sınıf bir Avrupalı üye konumuna, Avrupa vagonunun ikinci mevkiine yerleştirme çabası var. Durumu bu açıklıkta tahlil etmek lazım. 3 Ekim için 'tarih aldık' deniliyor. Artık herkes biliyor ki 3 Ekim tarihine karşılık, 3 Ekim'e kadar Kıbrıs'ı tanıma taahhüdünde bulunduk. Alınan tarih ne için? Türkiye'ye kesilen bilet neyin karşılığı? Tam üyeliğin mi? Bunun böyle olmadığı iyi bilinmelidir. Milyonlarca Türk vatandaşının Avrupa'ya gitmek için vize kuyruklarında beklemesini, büyükelçilikler önünde sabahlamasını AB'ye tam üyelik diye anlayan varsa, hem kendisini hem milyonlarca insanımız kandırıyor, onların umutlarıyla, beklentileriyle oynuyor demektir.'' KIBRIS KONUSU Baykal, 17 Aralık Raporu ile Kopenhag Kriterleri arasında olmayan ve daha önce şart olarak öne sürülmeyeceği belirtilen Kıbrıs konusunun şimdi ön şart haline getirildiğini savundu. Kıbrıs'ta elbette çözüm olması gerektiğini, ancak KKTC, Londra, Zürih anlaşmalarının yok sayılmaması gerektiğini ifade eden Baykal, KKTC konusunda da samimi olunması gerektiğini kaydetti. Baykal, ''Örneğin, ABD 2 tane uçak indirsin KKTC'ye. İngiltere ticari ilişkileri başlatmaya karar versin. KKTC yetkililerini muhatap alarak karşılıklı bir ziyaret yapsın çağırsın bakalım Denktaş'ı şartlar hemen değişir. Ama bunun için hükümetin de hükümet gibi düşünenlerin de teslimiyet politikasından vazgeçmesi lazımdır'' dedi. Kalıcı kısıtlamalar, derogasyonlar, ucu açık müzakere ve tarım dahil fonların kullanımı ile tam üyelik konusunda da kararlı ve ilkeli olmak gerektiğini kaydeden Baykal, şunları kaydetti: ''Ciddi olalım, taleplerimizi yapalım, haklarımızın arkasında duralım. Haksızlığa maruz kalırsak bunu sürekli hatırlatalım. Susarak, teslim olarak, verilenle yetinerek Türkiye Avrupalı olamaz. Türkiye'de 17 Aralık raporu alkışlanıyor. Raporun bir sürü yanlışı var. Ama asıl tehlikesi şu: Türkiye alkışlarsa, bu raporu düzetme şansını kaybeder. Önüne ne konulmuşsa onu kabul eder. Hükümet ile aramızdaki fark bu.''