BIST 9.954
DOLAR 35,20
EURO 36,69
ALTIN 2.972,00
HABER /  GÜNCEL

Baykal maganda demekte ısrarcı!

Erdoğan bu kelime yüzünden onu mahkemeye verdi ama Baykal ısrarcı. Erdoğan'ın sözlerini hatırlattı ve sordu: "Maganda üslubu değil mi?"

Abone ol

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal partisinin grup toplantısıda konuştu. Başbakan Erdoğan'a "Başbakan olmuşsun ama adam olamamışsın" diyen Baykal "Bir üslup ayarlaması yaptım. Başbakan olduğunu hatırladı" diye konuştu. Başbakanın sözlerini hatırlatan Baykal "Bu üslup maganda üslubü değil de nedir" diye konuştu.

İşte Baykal'ın açıklamaları: 

MAGANDA DEMEKTEN DAHA DOĞAL NE OLABİLİR
 AKP’li bir görevliye 'beni şimdi küfrettireksiniz' dedi, askerlik için 'yan gelip yatma yeri değildir' dedi, Mersin’deki çiftçiye 'ananı da al git' dedi. Çiftçinin halini soran vatandaşa 'devlet hep size mi çalışacak' dedi. Bir başbakanın uslubu bunlar arkadaşlar. Bakın arkadaşlar bu usluba, kendisine demiyorum, bu usluba maganda uslubu demekten daha doğal ne olabilir.

6 YIL ÖNCE BİZ SÖYLEMİŞTİK

Bugün 1 Mart’da ABD askerlerinin Irak’a yönelik askeri harekatı için sınırlarımızdan geçmesini talep eden tezkerenin CHP öncülüğünde reddedilmesinin yıl dönümüdür. 6 yıl geçti. 2003 de kimler ne söylüyordu, ne yapıldı ortaya ne çıktı? Uluslararası meşruiyet kazanmamış bir operasyona katılmasının doğru olmayacağını söylüyorduk. Şu anda ABD’nin yeni yönetimi  yeni bir yönetim var.askerlerinin Irak’tan çekilmesinin doğru olduğunu söylemektedir, bunu söyleyerek seçim kazanmıştır.

GAZZE İÇİN AĞLADINIZ IRAK İÇİN NİYE AĞLAMADINIZ?

Gazze’deki insanlara karşı hunharca bir saldırı gerçekleştirildi. Hepimiz buna büyük bir isyan duyduk. Ama Gazze’deki insanlar için duyduğumuz öfkeyi neden Irak’ta öldürülen milyon insan için hissetmedik? Gazze’deki insanlar için gözyaşı dökeceksiniz ama Irak'ta insanlar için bunu hissetmeyeceksiniz bu büyük bir tutarsızlıktır.

TÜRKİYE KRİZİ EN AĞIR YAŞAYAN ÜLKE

Ekonomide gelişmeler kaygı verici. Daha dün Başbakanlığın önünde bir emekli polis memuru tabanca ile eylem yaparak krize dikkat çekmeye çalıştı. Devletin emekli bir polisinin ne hale düştüğünü orada görmek durumunda kaldık. Bu tablo Türkiye’yi küçülen bir ekonomi gerçeğine götürmüştür. Bu tablo sürdürülemez. Bugün Türkiye’yi kendisi ile benzerlik gösteren ülkelerle kıyaslayınca, ülkenin krizi en ağır taşıyan ülke olduğu görülmüştür. Bunun bedelini de vatandaşlar ödüyor. Peki hükümet ne tedbir alıyor? Maalesef hiçbir şey yok.

 SEÇMENE VATANDAŞLIK NUMARASI UYARISI
 Sandığa gidince eğer nüfus cüzdanında vatandaşlık numaranız yok ise oy kullanamanıza yönelik zorluk çıkarılması muhtemeldir. Sıkıntı duymamaları için bütün vatandaşların nüfus cüzdanlarında vatandaşlık numarasına bakmalarını söylüyorum. Bu sorunu çözmenin iki yöntemi vardır.

Ya nüfus müdürlüğüne gideceksiniz oradan mühürlü vatandaşlık numarası alacaksınız, ya da nüfus kağıdına bu numarayı işletin. Maalesef seçime çok dağınık bir ortamda gidiyoruz. İnsanların çoğu oturduğu yerle alakası olamayan bambaşka yerlere yazılmışlardır.

SANA SİYASETİ BIRAK DİYEN YOK

Biz bu şikayetleri söyleyince Başbakan çıktı dedi ki "muhalefet partilerinin çözümü varsa söylesinler, yapmazsam siyasi hayatımı noktalamaya hazırım" dedi. Bunun söyleniş tarzında bir garabet var. "Sen söyle uygulamazsam siyaseti bırakırım" Bu nereden çıkıyor? Sana "siyaseti bırak" diyen yok. Burada bir sıkıntı var, tedbir umurunda değil. Kavga çıkartmak, hır çıkartmak istiyor. Bu garabeti gördük ama görmezden geldik. İktidar bizi çağırmış çare istiyor. Söylemeyelim mi? Hakkımız yok mu? Böyle bir çare aranacaksa elbette iktidar ve muhalefet bir araya gelecek, çok doğal değil mi? Bizde bu sorumluluk duygusu içerisinde önerilerimizi bir kez daha ortaya koyduk. 

BAŞBAKANA ÜSLUP AYARLAMASI YAPTIM 

Bu öneriler kamuoyunda ilgiyle karşılandı. Ama baktık başbakan uslubunu bozdu. Ne biliyorsanız söyleyin diyen başbakan çok yakışıksız bir uslupla yanıt verdi. "Çok fırın ekmek yememiz lazımmış, git ehlinden öğren öyle gel" gibi yanıtlar aldık. Bunun üzerine bende bildiğiniz gibi başbakana bir uslup ayarlaması yapma ihtiyacı hissettim. Başbakanın uslubuna yönelik bir ayarlama yaptım. Sanırım yararlı oldu.

BAŞBAKAN OLDUĞUNU HATIRLADI

Başbakan sanırım heyecanlandı, söyleyeceklerim var ama söylemiyorum dedi, ben de çok memnun oldum, sanırım Başbakan olduğunu hatırladı. Başbakana bunu hatırlatmış olduk. Başbakan bize çok saygısız ve kırıcı bir uslupla yanıt verdi. Bu kızgın uslubunu kimse görmek zorunda değil. Saygı görmek istiyorsan saygı göstereceksin. 'Başbakana maganda uslubu yakışmıyor' dedik. Onun kişiliği ile ilgili bir niteleme yapmadım yapmıyorum, uslubu ile ilgili değerlendirmemi yaptım yapacağım, cevabını alır. CHP’nin cibiliyeti yok dedi. Adından bunlar nesepsiz dedi, yerli yersiz alçak ve şerefsiz demeye çalıştı. Uslup ne uslubu herkes görsün istiyorum.

4 KEZ MAHKEMEYE VERDİ, REDDEDİLDİ

Böyle bir usluba yaptığım değerlendirmenin ne kadar doğru olduğunu görüyorum. Başbakan beni 4 kez mahkemeyi verdi, dördü de reddedildi. 'Başbakana yalan söylüyor' dedim, başbakan mahkemeye gitti mahkeme onu reddetti. 'Sahtekarlık yapıyor' dedim, mahkeme bir şey yok dedi. 4 tane böyle dava çıktı arkadaşlar. Hepsi mahkemeden döndü. Ben kendisine bir kez dava açmadım. Başbakanın uslubu hepimizi ilgilendirir. Ancak başbakanın böyle bir konuyu açması demokrasimiz açısından oldukça iyidir. Başbakan artık sanırım daha nazik daha başbakanlığa yakışan bir uslubun içerisine girer.