Deniz Baykal, Ek Protokol'de bulunan "Kıbrıs'ın tanımaması"nı gerçekçi bulmadı. Baykal, istemeden de olsa AB'nin isteklerinin kabul edildiğini belirtti.
Abone olCHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ''Son günlerde birbiri ardına yapılan açıklamalar maalesef, AB üyelik müzakeresini güçleştirecek yeni şartları öngörmeye başladı. Son açıklamalarla Kıbrıs sorununun çözümünü, AB'nin zihnindeki çözüme yönelik olarak ele almayı kabul etmiş görüntü vermeye başladık'' dedi. Baykal, geçen hafta annesi Ayşeana Böcek'i kaybeden Antalya'nın Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek'e, Uncalı Mahallesi'ndeki evinde taziye ziyaretinde bulundu. Deniz Baykal, burada gazetecilerin soruları üzerine, Alman hükümetinin bugün yaptığı Türkiye'nin Kıbrıs Rum Yönetimi'ni tanıma konusunda İngiltere'nin yaptığı hukuki incelemeyi beklediğine yönelik açıklamasını değerlendirdi. ''Son günlerde birbiri ardına yapılan açıklamalar maalesef Avrupa Birliği üyelik müzakeresini güçleştirecek yeni şartları öngörmeye başladı. Birbiri ardından çeşitli çevrelerden yapılan açıklamalar, Türkiye açısından üzüntü verici'' diyen Baykal, şunları kaydetti: ''Önce Fransa Dışişleri Bakanı'nın yaptığı açıklama, daha sonra o açıklamayı Başkan Chirac'ın desteklemesi... Daha sonra bize bugüne kadar yürekten destek veren Almanya Dışişleri Bakanı Fischer'in (yapılacak hukuki bir incelemeye bağlı Alman hükümetinin tavır takınacağını) ifade etmiş olması, daha önceki net kararlı çizgisini tereddütlü, her ihtimale açık bir noktaya doğru çekmesi, bu olumsuz gelişmelerin şu ana kadar ortaya çıkanlarından bir kaçı. Önümüzdeki dönemde bu doğrultuda yeni yeni olumsuz gelişmelerin ortaya çıkmasını beklemek lazım. Çünkü temelinde bir yanlışlık yapılmıştır.'' Kıbrıs sorununun çok karmaşık olduğunu ve sorunun çözümü için çok ciddi sıkıntılar bulunduğunu ifade eden Baykal, Türkiye'nin AB üyeliğinin de çok karmaşık bir sorun haline geldiğini savundu. Her ikisi de çok karmaşık olan iki konunun birbiriyle irtibatlanmasının her iki sorunu da olumsuz etkileyeceğini öne süren Baykal, ''Son açıklamalarla maalesef Kıbrıs sorunun çözümünü Avrupa Birliği'nin zihnindeki Kıbrıs sorunu çözümüne yönelik olarak ele almayı kabul etmiş görüntü vermeye başladık'' diye konuştu. Hükümetin, bir yandan AB ile ilişkileri geliştirmek isterken, diğer yandan da Kıbrıs sorununu onların anlayışıyla ele alınmasını içine sindirmiş göründüğünü savunan Baykal, şöyle devam etti: ''Bu bizi ciddi sıkıntılarla karşı karşıya bırakır. Bunun işaretleri ortaya çıkmaya başlamıştır. Hükümetin (hem protokolü imzalarım, hem tanımam tavrı) çelişkili, tutarsız ve sürdürülebilir olmaktan uzak bir tavırdır. Şimdi bu açmazlarla karşı karşıyayız. Maalesef Türkiye, AB ile ilişkilerini sürdürebilmek için bir noktada resmen de Kıbrıs'ı tanımak durumunda kalacak. Zaten bu doğrultuda çok ciddi bir adım atılmıştır. Protokolün imzalanması bu demektir. Hem AB ile ilişkileri sürdürüp, müzakere yapacağız, hem de AB'nin tam üyesi olarak Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tanımayacağız, ona ambargo uygulamaya devam edeceğiz. Bu çelişkiyi sürdürmek mümkün değildir. Birisi kırılacaktır. Kırılacak olan Türkiye'nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne yönelik politikasıdır.'' Bu hukuki araştırmayı İngiltere'nin yapacak olmasının bir umut kapısını açık tuttuğunu belirten Baykal, ''İngiltere bu konuda umut ederim iyi niyetle yaklaşacaktır ve oradan olumlu bir sonuç çıkma şansı da vardır'' dedi.