BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Baykal gelinen yerden memnun değil

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, AB'ye tam üyelik sürecinde AK Parti ile girilen yolun, Türkiye'yi ''tam üyeliğe götürmediğini'' savunarak, memnuniyetsizliğini dile getirdi.

Abone ol

CHP Lideri Baykal, yaptığı yazılı açıklamada, CHP'nin AB ile ilişkiler, tam üyelik, Kıbrıs ön şartı ve derogasyonlar konusunda söylediklerinin, içeride ve dışarıda her gün daha fazla kabul edilmeye başlandığını ifade ederek, ''AKP ve yandaşlarının telaşı, CHP'ye yönelik haksız, tutarsız ve ilkesiz suçlamaları arttı'' dedi. AB'ye tam üyeliğin ısrarlı savunucusu ve takipçisi olduklarını belirten Baykal, ancak AK Parti ile gelinen noktanın tam üyelik olmadığını, bu yolun Türkiye'yi tam üyeliğe götürmediğini savundu. Baykal, şunları kaydetti: ''Biz Avrupa planında, Avrupalılarla el ele Avrupa'yı birlikte yönetmek istiyoruz. Üvey evlat, sığınma eş muamelesi görmek istemiyoruz. Eşit üyelik, eşit hak istiyoruz. Ama AKP hükümetiyle yandaşları, bu süreçte, 'AB olmazsa Türkiye de yok, AB olmadığı zaman bir yaşam şansımız yok' havası yaratıyorlar. Türkiye'ye, eli mahkum bir şekilde, onlar ne takdir ederlerse öyle olmaya mecbur ülkeymiş gibi bir anlayış kabul ettirilmek isteniyor. Ama hükümet, göstermelik şovlardan da geri durmuyor. Bu hükümet bir yandan 'Gitmeyiz, kaldırmayız uçağı' diye konuşuyor, öte yandan Dışişleri Bakanı, Genelkurmay Başkanı'na 'Paşam perişan oluruz. Yalnız kalamayız, herkes bizi terk eder, ayakta kalamayız haberiniz olsun' diye teslimiyet, çaresizlik anlayışını açıklıyor ve ikna etmeye çalışıyor. Bu acziyeti, teslimiyet anlayışını yabancılar bilmiyor mu, görmüyor mu, okumuyor mu? Elbette biliyor ve görüyorlar. Hatta İsveç Başbakanı gibi çok şaşıranlar da oluyor. İsveç Başbakanı Sayın Persson diyor ki, 'Biz, Türkiye'nin kabul ettiği kısıtlamaları kabul etmezdik. Neden bu koşullarla kabul ettiler, direnmediler diye şaşırdık ve madem direnmiyorlar, kabul ediyorlar tamam öyleyse dedik.'' ''GÜVENCE VERMİŞTİNİZ'' CHP dışında kimsenin, 1999'da Türkiye'ye mektup gönderen Lipponen'e ''Ne oldu, siz Kıbrıs ön şart olmayacak diye mektup yazmış, güvence vermiştiniz'' diye sormadığını dile getiren Baykal, şöyle devam etti: ''Bunu, 6 yıl sonra Sayın Lipponen'e PES Heyeti Başkanı olarak CHP'ye geldiğinde ben sordum. 'Siz çok iyi bilirsiniz, mektubu siz yazmıştınız, Kıbrıs ön şart olmayacak demiştiniz, ama bakın ön şart diye önümüze getirildi' dedim. 'Hangi önkoşullardan bahsediyorsunuz' diyen ve benden 'Örneğin Kıbrıs' yanıtını alan Sayın Lipponen'in imdadına Papandreu yetişti ve 'Biz o dönem size tam üyelik verilmesi için çok çaba harcadık' dedi. Yani, bu ön şartı Papandreu görüyor, Lipponen görüyor, kısıtlamalar konusunda İsveç Başbakanı 'Niye direnmediniz?' diye şaşırıyor, ama bu hükümet ile yandaşları göz boyuyorlar, bayram ediyorlar, 'AB olmazsa olmayız, biteriz' anlayışını hakim kılmak istiyorlar. Bizim AB'siz çok büyük devrimleri, dönüşümleri gerçekleştirdiğimizi unutturmaya çalışıyorlar, Cumhuriyetin kazanımlarını yok saydırmak istiyorlar. Hiç kimsenin buna hakkı yok.'' ''TÜRKİYE, 40 YIL AB'YE KATKI VERDİ'' Baykal, 40 yıl boyunca AB'nin, Türkiye'ye bir katkı vermediğini, Türkiye'nin ise AB'ye çok büyük katkı verdiğini ifade ederek, şunları söyledi: ''Her şey bir yana, Türkiye'de Askeri müdahaleler oldu, demokratik rejimi askıya alma girişimleri oldu. Biz bunları kendi başımıza hallettik. Avrupa, askeri müdahaleyi yapanlarla kol kolaydı bizim karşımızda. Biz sürgünlere gönderildik, hak mahrumiyetlerine tabi tutulduk. Ama her aşamada kendi göbeğimizi kendimiz kestik. AB'nin desteğiyle falan demokrasi yapmıyoruz. Biz, demokrasiyi kendimiz yapıyoruz, kurumlaştırıyoruz. Türkiye'nin gücüne güveniyoruz ve bu inançla AB'nin bütün üyelerine tanınan hakları istiyor, önümüze konulan hak kısıtlamalarına, yeni önkoşullara karşı çıkıyor, üzerine düşen her görevi yapmış olmanın sorumluluğuyla, 'siz ne iseniz, biz de oyuz' diyoruz ve tam üyelikte ısrar ediyoruz.''