Erdoğan'ın 'uçağın pilotu işini biliyor' sözüne karşı Baykal, Başbakanı süvariye benzeterek şu ilginç sözü söyledi:
Abone olCHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''Pilotluktan çok süvariliğe yakıştığını'' ifade ederek, ''Eğer Sayın Başbakan'ın pilotluğu süvariliğinden daha iyi değilse vay başımıza...'' dedi. Baykal, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, ekonomide yaşanan gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasında Türkiye'nin IMF Programı'nın beşinci yılını yaşadığını belirten Baykal, bu programa başlanırken sorunların aşılmakta olduğu umudunun verilmesinin amaçlandığını kaydetti. Baykal, 2002 yılında programın ilk somut sonuçlarını verdiğini, enflasyonda iniş yaşanırken ekonomide de büyümenin de başladığını söyledi. AK Parti Hükümeti'nin bu tablo ile göreve başladığına dikkati çeken Baykal, ancak aradan geçen 1.5 yılda borçların azalmadığını, öneminin ve milli gelir içindeki payının arttığını ifade etti. Baykal, AK Parti Hükümeti'nin, bütün hükümetlerin 18 yılda yaptığı borcun yarısını 18 ayda biriktirdiğini kaydederek, ''Bunu, iyi, doğru kabul etmek mümkün değildir. IMF Programı uygulanmaya başladıktan 5 yıl sonra ekonomi kendi ayakları üzerinde durabilir, borçlar azalır bir duruma girmeliydi. Ama böyle olmadı'' dedi. ''TEDİRGİNLİKLER KENDİNİ GÖSTERMEYE BAŞLADI'' Baykal, ekonomi politikası ile ilgili tedirginliklerin kendini göstermeye başladığını, dış ticaretin kaygı verici yönde geliştiğini, ülkenin ''ithalatçı cenneti'' haline geldiğini anlattı. Dış ticaret açığının 12 ayda 25 milyar dolara ulaştığını ifade eden CHP Genel Başkanı Baykal, kriz öncesi dönemde açığın 27 milyar dolar olduğuna dikkati çekti. Bu tabloyu ''Tatlı söylemlerle geçiştirmenin mümkün olmadığını'' bildiren Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bu tablo karşısında sayın Başbakan (Merak etmeyin, uçağın pilotu işini biliyor) diyor. (Ortada bir tirbülans var, bu mühim değildir, pilot işini biliyor, pilot konuyu çözer) diye güvence veriyor. Umarım biliyordur. Ama ben Sayın Başbakan'ın pilotluktan çok süvariliğe yakıştığı kanaatindeyim. Allah Türkiye'yi korusun. Eğer Sayın Başbakan'ın pilotluğu süvariliğinden daha iyi değilse vay başımıza...'' Ekonominin temel gidişi ile ilgili ciddi kaygıların ortaya çıktığını yok saymanın mümkün olmadığını belirten Baykal, iyimser değerlendirmelerle sorunu yok sayan yaklaşımlarla bu durumun geçiştirilemeyeceğini söyledi. ''TBMM'NİN İZNİ ALINMALI'' Baykal, 8.5 milyar dolarlık kredinin kullanılması ile sorunun çözülmeyeceğini, erteleneceğini belirterek, bu paranın da borç stokuna ekleneceğini ifade etti. ''Sorunun çözümünü istiyoruz'' diyen Baykal, Türkiye'nin ebediyen IMF programı ile yönetilemeyeceğini, Endonezya ve Brezilya gibi ülkelerin IMF ile ilişkilerini gevşetmeye başladıklarını kaydetti. Kredinin siyasi şarta bağlı olduğuna dikkati çeken CHP Genel Başkanı Baykal, ''Bunu teknik ekonomik anlaşmanın uygulanması sadedinde anlaşılması mümkün değildir. Bu anlaşma için TBMM'nin izninin alınması gerekir'' diye konuştu. Baykal, anlaşmanın, Kuzey Irak'a asker göndermemeyi taahhüt ettiğini ve bu kararı hükümetin tek başına alamayacağını söyledi. Bakanların ''Krediyi alırız, ama gerekirse Kuzey Irak'a gireriz'' yönünde açıklamalar yaptıklarını kaydeden Baykal, bu konunun bakanların değerlendirmeleri ile geçiştirilemeyecek kadar önemli olduğunu kaydetti. Baykal, bölgede bölücü terör örgütü 6 bin PKK'lının faaliyet gösterirken, Türkiye'nin bölgeye asker gönderme hakkından vazgeçmesinin kabul edilemeyeceğini söyledi. TÜPRAŞ İHALESİ CHP Genel Başkanı Baykal, Ankara 10. Bölge İdare Mahkemesi'nin TÜPRAŞ ihalesi ile ilgili yürütmeyi durdurma kararı vermesini değerlendirirken de ''Hükümetin özelleştirme gemisi, PETKİM'in ardından TÜPRAŞ'ta da kayaya çarptı'' dedi. ''Tam bir özelleştirme fiyaskosudur'' diyen Baykal, hükümetin ülke gerçeklerinden habersiz bir şekilde yasalara aykırı olarak ihaleler yaptığını savundu. Baykal, TÜPRAŞ konusunda yaşananların ''Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın meşhur özelleştirme anlayışının iflası'' olduğunu söyledi. Baykal, iktidarın dokunulmazlıklar konusundaki yaklaşımını eleştirerek, ''Söylenenlerin hepsi boş, hepsi aldatmaca. 140 dosyadan bir tanesinin bile yargıya gönderilmesine gerek olmadığı kararı alınmıştır'' dedi. Baykal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Ortadoğu'da yaşanan gelişmelere değindi. Durumun ''artık çok acı bir nitelik kazandığını'' kaydeden Baykal, ''TBMM bu konuya yüksek bir düzeyde girmelidir. Olay artık seyredilebilir düzeyde olmaktan çıkmıştır'' diye konuştu. Konunun siyasi boyutunun yanı sıra insani boyutunun bulunduğunu ve insani duyarlılığını yitirmeyen herkesin yaşananlara tepki göstermesi gerektiğini ifade eden Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: ''İsrail'de halk ayağa kalkmış halde ama komşu ülkeler, o ülkedeki devlet adamları, hükümetler İsrail halkının gerisinden olaya bakıyor. Irak'ta yaşanan manzara da bizi çok rahatsız ediyor. Bu sürecin başından beri büyük bir dikkatle gelişmeleri değerlendirdik. Irak'ta gelinen noktada, ABD ve İngiliz güçlerinin oradaki gelişmeleri bundan sonra yönlendiremeyeceği ortaya çıkmıştır ve Irak'ta yeni bir yapılanma arayışı kendini göstermiştir. Bu yapılanma aşamasında Türkiye'nin ağırlığını, etkisini hissettirmesine mutlaka ihtiyaç vardır. Hükümet'in bu konuda seyirci konumundan mutlaka bir an önce çıkması gerektiğini düşünüyorum.'' DOKUNULMAZLIK DOSYALARI SÜMENALTI Deniz Baykal, konuşmasında TBMM gündeminde bulunan dokunulmazlık dosyalarından söz ederek, CHP'nin zorlaması, baskısı ve ısrarlı takibi sonucu komisyonların dokunulmazlık dosyalarını incelediğini savundu. İktidarın önceki iktidarlardan hiçbir farkının olmadığının anlaşıldığını öne süren Baykal, şöyle devam etti: ''Bugüne kadar ne yapıldıysa bu iktidar aynısını yapmıştır. Yine bütün dosyalar sümenaltı, hasıraltı, bütün dosyalar rafta...Bu bir aldatmaca. Siz Türkiye'de yolsuzlukların üzerine gidildiğini, hesap sorulduğunu söylüyorsunuz, niçin sizinle ilgili yargı sürecinin işlemesinden kaçınıyorsunuz? Niçin yargıdan korkuyorsunuz, niçin hesap vermekten kaçınmak zorundasınız? 140 dosyadan bir tanesinin bile yargıya gönderilmesine gerek olmadığı kararı alınmıştır. Kardeşim, hiç olmazsa benim dosyamı gönderin. Ben yargılanmak istiyorum. Niye benim dokunulmazlığımı kaldırmıyorsunuz? 'Biz senin yargılanmana izin vermeyiz, çünkü senin yargılandığın konunun bir önemi yoktur. Hatta şerefli bir suçtur, beraat edersin'... O zaman sen kendi dokunulmazlığını kaldır, 'Hayır, benim suçum evrak sahtekarlığı, nüfuzu kötüye kullanma... Belki ben mahkum olurum.' Olayın iç yüzü işte budur.'' Baykal'ın konuşması sırasında toplantıyı izleyen bir vatandaş İmar Bankası mağduru olduğunu belirterek, Baykal'ın kendilerine destek vermesini istedi. Deniz Baykal da bu konuda her zaman destek verdiğini ifade ederek ''Ancak siz kendinizi yanlış tarif ediyorsunuz. Siz İmarzede değilsiniz, siz AKPzedesiniz'' dedi. BAĞ-KUR VE SSK EMEKLİLERİNE YANLIŞ ÖDEME Deniz Baykal, Bağ-Kur ve SSK emeklilerinin maaşlarının bir hesaplama hatası nedeniyle yıllardan beri yanlış ödendiğini ve bunun yargı kararıyla da kanıtlandığını anımsattı. İktidarın bir an önce bu konunun gereğini yapmasını ve emeklileri mahkeme kapılarında sürünmekten kurtarmasını isteyen Baykal, ''Türkiye'nin katrilyonlarını oraya buraya çarçur edenler bir avuç emeklinin hakkını vermemezlik edemez. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste...'' diye konuştu.