BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  POLİTİKA

Baykal Erdoğan'ı Özal'la korkuttu!

Baykal bugün Ak Parti'ye yüklendikçe yüklendi. O konuda Erdoğan'ı da uyardı. "Özal da denedi, gördü" dedi.

Abone ol

CHP lideri Deniz Baykal Meclis Grup Toplantısı'nda konuştu. Ancak konuştukları değil konuşmadıkları haberdi.

Baykal'ın "Askeri savcının Balyoz Darbe planı gerçektir" açıklamasına ne diyeceği merakla bekleniyordu. Bu konuda tek bir söz etmedi. Sadece "darbe tehdidi olmadığı için bugün askerler tutuklanıyor" demekle yetindi...

Üzerine tek bir söz söylemediği diğer bir konu da AKP'yi ve Gülen'i bitirme belgesinin altındaki Albay Dursun Çiçek'in imzasının gerçek çıkmasıydı...

Baykal bu konuyu da es geçti.

Gündeminin çoğunu TEKEL işçilerine ve Anayasa değişikliğine ayırdı. Tekel işçileri için "Başbakanın yan gelip yatmanıza izin vermeyeceğiz, yetimin hakkını yedirmeyeceğiz üslubunu duydum mu cinler tepeme çıkıyor." diye konuştu.

 ÖZAL REFERANDUMA GİDİNCE NE OLDU?

1987'de askeri dönemin 5-10 yıllık siyasi yasaklarının kaldırılması aşamasında ANAP lideri Turgut Özal, 'referandum'a gitmiş, 'hayır' kampanyası yürütmesine karşın, yüzde 50'yi çok az aşan bir oyla referandumda 'evet' çıkınca erken seçime giden ANAP, muhalefetin güçlenmesine olanak vermeden ikinci seçimi kazanmıştı.

Böylece 1989'da Evren'den sonra Özal'a 'Çankaya yolu' da açılmıştı.

Özal 1989 sonbaharındaki cumhurbaşkanlığı seçiminden önce 'oyları düşmesin' diye mart ayında yapılacak yerel seçimleri öne çekebilmek için 1988'de bir kez daha referanduma gitmiş ve kaybetmişti.

1989 yerel seçimlerinde ANAP yüzde 21'e düşmesine karşın Turgut Özal, partisi tarafından Cumhurbaşkanlığına aday gösterilmişti.

Anayasa değişikliği için de "arkalarında 608 yolsuzluk dosyası var. Anayasa Değişikliğiyle yandaş yargı yapıp kendilerini güvence altına alacaklar ama iş referanduma gidecek" dedi. Referandum konusunda da Özal'ı örnek gösterdi. "Özal denedi, gördü. Milletimiz bu referandumu AKP konusunda bir hüküm vermek için değerlendirecek." dedi.

Baykal'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

İŞSİZLİK RAPORLARI ÇOK AĞIR
Sabah saatlerinde işsizlikle ilgili raporlar açıklandı. Ortaya çıkan tablo ekonominin hala çok ciddi şekilde sorun yaratmaya devam ettiğini, işsizlik üretmeye devam ettiğini gösteriyor. Tarım dışı işsizlik, yani köylerde ve kentlerde çıkan işsizlik daha vahimdir. Kentlerde yaşayan insan sayısı nüfusun 3'te 2'sidir. Tarımdaki gizli işsizlik dolayısıyla bu rakam daha aşağıya çekilmektedir. Olay çok ağırdır.
GENÇ İŞSİZ SAYISI 1 MİLYONUN ÜZERİNDE
2009 yılında işsiz sayısı resmi rakamlara göre 860 bin artmıştır. Bugün işsiz sayısı 3 milyon 471 bin rakamına ulaşmıştır. Geçen yıl tarım dışında çalışan 151 bin kişi işini kaybetmiş. Sanayi sektöründe işini kaybedenlerin sayısı 310 bin olmuştur.

Genç işsiz sayısı 209 bin artarak 1 milyonun üzerine çıkmıştır. Cumhuriyet döneminin en ciddi ekonomik ve sosyal çöküntüsü yaşanmaktadır. İşsizlik 2001 krizinden sonra yüzde 9,6 düzeyindeydi. Şimdi yüzde 14 olmuştur.
 
AKP'NİN RANTA DAYALI POLİTİKALARI YÜZÜNDEN
Bu tablo dünyada işsizliğin en ağır bir şekilde hissedildiği ülkelerin başında Türkiye'nin geldiğini göstermektedir. Bunun arkasında AKP'nin üretim ve insan odaklı değil, borsa, finans, rant odaklı politikaları yatmaktadır. Biz uzun zamandır anlatıyoruz. Tarıma ve hayvancılığa önem verilmediği için GAP bitiremediği için olduğunu anlatıyoruz.
 
TÜRKİYE'DE 15 MİLYON İNSAN YOKSUL
Yoksulluk tablosu da kaygı verici bir şekilde artmıştır. 4 kişilik bir ailesinin yoksulluk sınırı 820 liradır. Ama aynı şekilde 2010 yılı için asgari ücreti 604 lira olarak belirlenmiştir. 15 milyon insan sadece bu ölçüyle Türkiye'de yoksulluk sınırının altındadır. Asgari ücretten vergi alınmaktadır ve asgari ücretle yoksulluk sınırı arasında bir denge kurulamamış.
 
Memur ve emeklilere yapılan zamlar sadece ocak ayındaki TÜFE artışıyla gitmiştir. Yoksulluk temel bir problemdir. Daha dün felçli bir vatandaşımızın su parasını ödeyemediği için hapse girmek zorunda kaldığını gazetelerimizden üzüntüyle okuduk.
 
ÜLKENİN BORÇLARI 80 YILDAKİNİN İKİ KATI
Borç konusu yine önem kazanıyor. Türkiye tekrar borçlanma konusunda vitesi yükseltti. Bu beraberinde çok sıkıntıyı da beraberinde getiriyor. 2002'de hükümet devredildiğinde Merkezi Devlet borcu iki kat arttı. Türkiye'denin borç yılı 80 yıldakinin 2 katına çıktı. Ek olarak 80 yılda yapılanların tamamı satılmıştır.

FAKİRDEN AL ZENGİNE VER ÇARKI
Bu borçlar nasıl ödeniyor, faizle? Faizi kim ödüyor? Halk... Faizden kim karlı çıkıyor? İşte soru budur. Türkiyede yıllardır bu çark dönüyor. Faiz çarkı fakirden al, zengine ver çarkıdır. Bu AKP politikasıdır. Bu memleketten al, başka memlekete ver çarkıdır. Bir sömürü çarkıdır
 
AKP'DEN ÖNCE VE SONRA
İflaslar çok kaygı verici şekilde düzelmeye başladı. 2002 kasımında benzinin fiyatı 1 dolardı. Bugün 3.60 dolardı. Dış borç o gün 120 milyar dolardı, bugün 250 milyar dolar. Ekmek 20 kuruştu, bugün 50 kuruş. İşsiz sayısı 2 milyon, bugün 4 milyon... Ekonominin plançosu budur. Bu dündaya herkesin yatırım yaptığı bir dönemde ortaya çıkan bir tablodur.

BAYKAL'IN CİNLERİNİ TEPESİNE ÇIKARAN SÖZLER
İNTİHAR EDEN YARBAY SUÇSUZ ÇIKTI, ŞİMDİ NE OLACAK?
DARBE TEHLİKESİ OLMADIĞI İÇİN ASKER TUTUKLANIYOR!
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİN ARKASINDAKİ GİZLİ PLAN
ÖZAL DA REFERANDUMA GİTMİŞTİ, GÖRDÜ

[PAGE]


 
 
TEKEL İŞÇİLERİ KARARINA SEVİNDİK
Bugün bir karar dolayısıyla sevinçliyiz. Danıştay TEKEL işçilerinin haklı mücadelesine, bütün milletimizin duyduğu saygı ve anlayış doğrultusunda, hukukun işlediğini bir kez daha göstererek çok önemli bir karar almıştır. Tepeden inme 'size biray süre, kabul ederseniz edersiniz, etmezseniz hepinizi yok sayıyorum' dayatmasını reddetmiştir.
 
Bu kararla birlikte Kamunun çalıştırdığı işçilere karşı sorumlu olduğunu, silip atamayacağını, onların da hakları bulunduğunu ortaya koymuştur.
 
BUNUN ADI YENİLMEK DEĞİL
Bu bir fırsat olarak değerlendirilmeli. İşçi kardeşlerimiz 'haklılığımızı mahkeme tescil etti. Herkesi düşünmeye çağırıyoruz" diye bir karar almış ve çözüm için herkesi uzlaşmaya çağırmışlardır.
 
Bunun adı yenilmek değildir. İlla herkesin burnunu sürteceksin diye mi yola çıkacaksın. Yetmez mi bugüne kadar burnunu sürttüklerin, TEKEL işçisini bari rahat bırak.

CİNLER TEPEME ÇIKIYOR

Başbakanın yan gelip yatmanıza izin vermeyeceğiz, yetimin hakkını yedirmeyeceğiz üslubunu duydum mu cinler tepeme çıkıyor. İnşallah CHP iktidarından tüm bunların hesabını birer birer soracağız.

İNTİHAR EDEN YARBAY SUÇSUZ ÇIKTI

Türkiye'de en yüksek değeri adalet ve hak kavramı son yıllarda açıkça zedeleniyor. Kısa süre önce ortaya atılan bir temel iddia Deniz Kuvvetlerinde amirallere suikast planlandığı iddiasıydı. Belgeler, tutuklamalar, oldu. Suçlanan bir yarbay ikinci kez soruşturmaya konu olarak çağrılınca bir mektup bıraktı ve intihar etti. Yarbay Ali Tatar... Bu intihardan 19 gün sonra onun elinden çıkan yazı denilerek ortaya çıkan belge incelendi ve görüldü ki Ali Tatar'ın el ürünü değildi... Şimdi 19 gün sonra gerçek ortaya çıktı ki Ali Tatar'ın bu işle hiç ilgisi yokmuş.

Ali tatar'ın değil ama diğer teğmenlerin ilgisi vardır belki! Hayır, onların da el yazıları incelendi, onların da ilgisi yok. Peki o yazı oraya nasıl girdi, kim koyuldu? O yazı pekçok kişinin hayatını etkiledi, bir canı aldı. Ali Tatar'ın hesabını kim verecek? Niye o yarbayın intihar etmesine ilişkin bir süreç işletildi. Şimdi yaşanan olayların içyüzü bakalım ne zaman ortaya çıkacak? Bir süre önce kozmik odada incelem yapan hakimi izliyor diye birileri gözaltına alındı, bir şey çıkmadı. Suikast girişiminden ne çıktı? Hiçbir şey çıkmadı.

CUMHURİYET KANUNLARINI UYGULAYAN SAVCI HAPİSTE

Çok acıdır ki Erzincan'da Cumhuriyet kanunlarını uyguladığı için bir Cumhuriyet savcısı Ergenekon sanığı olmşutur. Herkes biliyor ki iktidarı rahatsız eden cumhuriyet kanunlarını uygulamasa, başbakan yardımcısı aradığında başüstüne deyip olayın üstünü örtse Ergenekon sanığı olmayacaktı.

Ergenekon davası 3 yılı tamamlamak üzere ama ortada hala hiçbir şey yok. İddianame var, hüküm yok. Kamuoyunu yönlendirme var, elle tutulur bir sonuç yok.

DARBE TEHLİKESİ OLMADIĞI İÇİN ASKER TUTUKLANIYOR
Türkiye’de bir darbe tehlikesini önlemek için askerler tutuklanmıyor. Türkiye'de bir darbe tehlikesi olmadığı için bugün askerler tutuklanıyor. Büyük hukuk cinayetleri işleniyor. Bunlara karşı toplum olarak gereken tepkiyi göstermeliyiz. Tepkiyi de sadece belli özelliği olan yüksek nitelikli ilgili olarak değil, haksızlığa maruz kalan herkesle ilgili olarak göstermeliyiz.
 
GİZLİ TANIKLAR İÇLER ACISI
Bugün Türkiye'de DGM devam ediyor. Tüm bunları özel yetkili savcılar yürütüyor. Ne demek özel yetkili? Temel yanlış budur. Herkese aynı hukuk uygulanmalı... Hukuk nasıl yıpratıldı anlatayım. Gizli tanık. Evet gizli tanık olabilir. ABD'de de var. Niye? Çünkü mafya tanığı öldürmesin diye... Türkiye'de iş çığrından çıktı. Ama hayati bir tehlikesi olduğu için değil... Söylediklerinden mahçup olacağı için. Biz gizli tanığın kimliğini açıkladık. Kızkardeşinin katili, yeğenini fuhuşu teşvik eden gizli tanık. Onun sözüne kim inanacak?

NEDEN GİDERAYAK ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ YAPIYORLAR?
Şimdi bu iktidar çıkıyor diyor ki ben Anayasa değişikliği yapmak istiyorum. 8 yıl bu heyecanı hükümet duymadı da, seçimin gözüktüğü, giderayak anayasa değişikliği ihtiyacına neden girdi? Cevabını veriyorum. Bu iktidar hukukla çatışarak geldi. Ama bu iktidar kendisinin işbaşında olduğu 8 yıl boyunca durumu iyi kötü idare etti. Bazen hakim ayarlayarak, bazen savcı arayarak, iktidar olanaklarını kullanarak hukuk karşısında kendini kollama şansını kullandı. Ama şimdi seçim geliyor. Seçim bu kadronun elindeki o imkanların ortadan kalkacağı bir sonuç verecek. Adalet Bakanı, başbakan kim olacak belli değil. Arkasında 608 tane fezleke olan bir iktidar seçimi kaybettikten sonra kendini nasıl güvence altına alır? Anayasa değişikliğiyle HSYK'yi kendi denetimlerine alacaklar, kendilerini yüce divan olarak Anayasa Mahkemesini kendilerine göre değiştirecek bir anayasa değişikliği yapacaklar. Yargı bağımsız, tarafsız olmak istiyormuş, hepsi hikaye... Anayasayı değiştireceğiz, kendimizi garanti altına alacağız diyorlar .

SADECE AKP ÇIRPINIYOR
Şunu insan soruyor. Bu kimin projesi? Bir anayasa değiştirilecek. Anayasa ülkenin en temel belgesi, tapusu... Kim yapıyor bu anayasayı? Memleketin kurumalrı katkı veriyorlar mı? Hayır! AKP'ye anayasa değişikliği hazırlama görevi verilmiş olan heyetin içindeki kişiler bile aman ha bu ortamda anayasa değişikliği olmaz diyorlar. Ama sadece AKP bu iş için çırpınıyor.
 
HSYK RTÜK OLACAK
Bunlar kendilerine göre hukuku işlettiler. Haburda işlettiler. Kandil'den gelenlerle devlet protokolu yan yanalar. Bu hangi hukuk?
 
Bunların projesi gidereayak devletin en önemli kurumlarımıza adamlarımızı yerleştirelim ki biz gidince korusunlar. Bunun yolu ne? Siyasiler seçsin. HSYK'yı siyasilere seçtirecekler. HSYK, RTÜK olacak. Bu kendilerini güvence altına almak içindir
 
KAPANAN İKİ PARTİ ANAYASA DEĞİŞTİRECEK
Anayasayı AKP ve BDP birlikte tanzim edecek. İkisi de Anayasa Mahkemesi tarafından tenkit edilmiş iki parti. Bu Meclis'te 608 tane soruşturulacak dosya var. Kendisi hesabını vermemiş olanlar, kendisinden hesap soracakları seçecekler.
 
DTP ile AKP kafa kafaya vermişler, yandaş medyayı da arkalarına almışlar, yandaş yargı yapacaklar, Türkiye de bunu seyredecek. Bunu parlamentoya getirdiklerinde hepimiz görevimizi yapacağız. Öyle gözüküyor ki bu iş referanduma gidecek. O zaman da millete anlatacağız. Yapılmak istenenin Habur hukukunu Anayasaya geçirmek istediklerini, buna izin verilemeyeceğini anlatacağız.
 
ÖZAL DA REFERANDUMA GİTTİ, GÖRDÜ
Halk referandumu kal git referandumu olarak değerlendirecek ve AKP'yi uğurlayacaktır. Referandumlar sürpriz sonuçlar getirir. Özal denedi, gördü. Milletimiz bu referandumu AKP konusunda bir hüküm vermek için değerlendirecek