Baykal Erdoğan'ı fena yakaladı!

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal Erdoğan'ı fena yakaladı. Başkanlık sistemi konusunda kendi sözleriyle vurdu.

İNTERNETHABER

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal Meclis Grup Toplantısı'nda partililere seslendi. Konuşmasına işsizlikten girdi, Anayasa paketini eleştirdi. Son olarak da konuyu Erdoğan'ın 'başkanlık rüyası'na getirdi. Baykal "Başkanlık sistemine olumlu bakıyorum" diyen Erdoğan'ı yıllar önce söylediği kendi sözleriyle vurdu: "Başkanlık sistemi ABD emperyalizminin Türkiye'ye dayatmasıdır"

Baykal konuşmasına kendisine Van'da yapılan saldırıyı hatırlatarak başladı. Ardından Ahmet Türk'e yapılan saldırıyı hatırlattı. "Bize kimse başın sağ olsun dememişti ama biz hemen Türk'ü aradık" dedi. Ama Samsun'da Türk'e yapılan saldırıdan sonra iki polisin şehit olmasını da kuşkuyla karşıladıklarını sözlerine ekledi.

VAN'DA BİZE KİMSE GEÇMİŞ OLSUN DEMEDİ

Van’da bize yapılan saldırı sonrası bir tek kişi bize geçmiş olsun demedi.

Ne zamana kadar biz bu saldırının iç yüzünü belgelerle ortaya koyana kadar. Sonra yarım ağızla bir şeyler söylendi. Ama resmi bir durum yine yok ortada.

BDP'YE SİTEM ETTİ

Daha sonra Samsun’da Sayın Ahmet Türk’e saldırı yapıldı. Biz

hemen üzüntülerimizi geçmiş olsun dileklerimizi ilettik. Acı ve üzüntü verici bir olay. Siyasete hayata şiddetin bulaşmaya başladığını ortaya koyan bir tablo kendisini gösterdi. Kamuoyu bunu kaygıyla karşıladı. Bu konuya sahip çıkma eğilimi kendisini gösterdi.

İktidar bir miktar telaşlandı. Bu olay yaşandı. Ama birileri çıktı dedi ki "Bizim tepkimiz CHP gibi olmaz."

CHP’nin tepkisi hukuka saygılıdır. Bizim canımız sıkıldı. Bize saldırı yapılması karşısında hukuk, kamuoyunu harekete geçirerek biz mi yanlış yaptık diye kendimize sorduk. Ama yanlış yapmadığımızı hemen karara bağladık. Demokraside böyle olayları caydırıcı adımlar atmak partilerin görevidir.

O POLİSLER NİYE ÖLDÜRÜLDÜ?

Ama bir süre sonra orada iki polisin öldürüldüğünü gördük. Bu çok acı ve üzüntü verici bir olaydır. Uzun süredir Türkiye’de çatışma alanı dışında olan bölgelerde polislere karşı bir saldırının yapılmadığı görülünce bu olayı yorumlamak daha da güçleşmektedir.

Yaşını başını almış, devriye gezen bir polis. Devriye arabasının içinde, şiddet yok, çatışma yok. Yer Samsun. Şimdi oradaki bu masum polislerin görevini yapmakta olan polislerin, daha önce yaşanmış olaylarla hiçbir bağlantısı olmayan bu insanların, birden bire planlı bir saldırıya hedef olması kaygı verici bir tablodur. Bunu Türkiye’de yaşanan çatışma olaylarından bir başkası diye izah etmek mümkün değildir.

BU GİDİŞE SON VERİLMELİ

Dün de bir bakana saldırı yapıldı. Nereye gidiyoruz. Bu nasıl manzara? Bunu olabilir diye görmek mümkün mü? bunun altında bir başka temel sahipsizlik ve sorumsuzluk mu var? Bu tabloyu büyük üzüntü ile görüyorum. Bu terör boyutundan çok cezalandırmaya dönüşmesi kaygılanılması gereken bir durum oluşturuyor. Vatandaşlar bu gidişi doğru anlamalı ve bu gidişe son vermeliyiz

Baykal daha sonra ekonomiyi ele aldı. Erdoğan'ın bu işsizlikte coştuğunu, işsizliğin sanal olduğunu iddia ettiğini söyledi. TOBB'a yönelik "bir kişiyi işe al" sözlerine karşılık da "kolaysa sen al" diye yanıt verdi.

BU TABLODA BAŞBAKAN COŞTU

Başbakan son günlerde kendince açılım yapıyor. 'İşsizlik sanal' diyor. 'Acımasızca sömürüyorlar' diyor. 'TOBB halletmezse ben hallederim' diyor. Türkiye bir ekonomik sıkıntıyı bir süredir yaşıyor. Burada bir gidişat var. Böyle bir tabloda başbakan coştu. Kimsenin inkar edemeyeceği işsizlik oranını olağanüstü yüksek düzeye çıkması karşısında birilerini suçlayarak siyasi sorunluluktan kendini kurtarmaya çalışıyor.

KOLAYSA SEN ALIVER

Başbakan TOBB'un 1,3 milyon üyesi bir kişi alırsa 3 puan işsizlik azalır diyor. Bu üyelerin yüzde 80'i zaten 3 kişi çalıştırıyor. Prim borcu var, zor çeviriyor. Şimdi Başbakan diyor ki 'bir işçi alıver'. Kolaysa sen alıver. Değerli arkadaşlarım kredi takibindeki KOBi sayısı 200 iken KOBi sayısı yüzde 80'nin üzerindedir. İşçilerine çalışanlarına borcu olanlara 'yapın yapmazsanız' diye esip savuruyor.

200 BİN ÖĞRETMENİ TAYİN EDİN

Başbakan kamu istihdamını artıralım diyor. Bir uyarıyı burada dile getirmek istiyorum. Tabi hantal bir devlet yönetimine, kaynaklarını sadece personel masraflarına harcayan bir devlet yönetimi tablosuna geçmemiz, ciddi biçimde tehlike yaratır. Yapmanız gereken ilk şeyi söylüyorum. O ellerinde diplomaları olan 200 bin öğretmeni tayin edin.

Baykal bunca işsizlik, ekonomik sıkıntı arasında Anayasa değişikliğinin sanal olarak gündeme sokulduğunu iddia etti ve bunun bir RTE projesi olduğunu söyledi. Baykal'a göre AKP'nin tek derdi önümüzdeki seçimde yüce divana gitmemek için yargıyı ele geçirmek istemesiydi. Baykal Erdoğan'a "sen hakimlerin yerine geçemezsin, olacağın tek yer hakimlerin karşısıdır" diyerek gönderme yaptı.

CHP LİDERİ AK PARTİ GİDİCİ DERKEN HANGİ GEREKÇELERİ ÖNE SÜRDÜ.. OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYI ÇEVİRİN

AKP İKTİDARI GİDİCİ

Bu manzara içinde önümüze yapay bir gündemle Anayasa tartışması dayanıyor. Bu tablo önümüze getirilen Anayasa Değişikliğinin gerekçesini de oluşturuyor. Bu tablo iktidarın gidişini işaret ediyor. İlk seçimde AKP'den kurtulunacağını müjdeliyor. İktidardan bir gidecek olurlarsa bu yargıyla idare etmeleri mümkün değil. ATV'nin satışından tutunuz, OFER'e, Deniz Feneri'ne... Her yerde yolsuzluk yolsuzluk... Ortada 29 tane madde de olsa bunlar için sadece yargıyı ayarlamaya yardımcı olacak o temel maddelerdir. HSYK'yı ele geçirelim, onun kadrolaşmasını biz yapalım. Anayasa Maddesini biz şekillendirelim, yüce divan olarak gitmek zorunda kalırsak ona göre bir yargıç kadrosu oluşturalım. Temel anlayışları budur.

16 KEZ DEĞİŞTİ İLK KEZ BÖYLE OLUYOR

Türkiye'de bugüne kadar 16 defa Anayasa değişti. Ama bugüne kadar bir siyasi parti kendi ihtiyaçlarıyla anayasa değişikliği yapmaya kalkışmadı. Daima bir ortaklaşa, el ele verme durumu vardı. Çünkü bu Anayasa... Her partinin Anayasası olabilir ama 70 milyonun ortak noktasını bulmak lazım. Şimdi ilk kez bir siyasi parti diyor ki "Benim kimseyle işbirliği yapmaya ihtiyacım yok. Ben bildiğimi size dayatacağım" diyor. Böyle bir durum ancak darbe dönemlerinde olur.

BU BİR RTE ANAYASASI  OLACAK

Bu anayasa değişikliğinin arkasında CHP, MHP var mı? Diğer partiler var mı? Yok! Bu bir AKP projesi.... Hatta AKP Projesi demek de haksızlık olur. Pek çok AKP'liye bu yanlış geliyor. Onlar da çıkıyor diyor ki "Anlaşın da yapın" diyor. Bu bir Recep Tayyip Erdoğan projesidir. Bir RTE projesidir. Gelecek olan da Türkiye cumhuriyeti anayasası olmayacak, bir RTE anayasası olacak.

YARGI SİYASETE GİRECEK

Hatırlarsanız sayın Cumhurbaşkanı "artık bu iş kaçtı" demişti. Başbakan yardımcısı "Bu iş mutabakatla yapılır" demişti. Ama birisi vazgeçmedi. RTE vazgeçmedi. Bu anasa 3 temel erkten birisini, yargıyı siyasetin etkisi altına sokma girişimidir.

CUMHURBAŞKANLIĞI FREN OLAMIYOR

Bu iktidar Türkiye'nin Anayasasıyla arası iyi değil. Bunların sebebi etkin, bağımsız bir cumhurbaşkanının bulunmaması... AKP kamyonunun freni yok, yokuş aşağı iniyor. Allah muhafaza... Bir fren lazım... Cumhurbaşkanlığı o fren görevini yapamıyor. Biz güler yüzlü bir cumhurbaşkanı aramıyoruz. Olaya müdahale edecek bir cumhurbaşkanı arıyoruz. Cumhurbaşkanlığı freninin de işlemediği görülürse elde kalan tek frenin yargı bağımsızlığının ne hale getirilmeye çalışıldığı bir düşünün.