BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Baykal Erdoğan'ı düelloya çağırdı

Özelleştirilmek istenen Erdemir, Deniz Baykal ile Başbakan Erdoğan'ı karşı karşıya getirdi. Erdoğan, CHP'yi ideolojik davranmakla suçladı. Baykal'ın cevabı daha sertti.

Abone ol

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Erdemir'in satışına ideolojik gerekçelerle karşı çıkmadıklarını bildirerek, ''Başbakan ideolojik bir angajmanla bunu satmak istiyor. Ben ideolojik bakmıyorum ama Başbakan ideolojik bağnazlıkla bakıyor. Başbakanınki ideolojik...'' dedi. Erdoğan, Başbakan Erdoğan'ın CHP'ye ve Cumhuriyet tarihine karşı husumet içinde olduğunu savundu. Baykal, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, Erdemir'in özelleştirilmesine yönelik tartışmaları sürdürdü. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın CHP'ye yönelik, ''İdeolojik olarak özelleştirmeye karşı çıkıyorlar'' yönündeki sözlerini yanıtlayan Baykal, ''İdeolojik karşı çıkış'' için hiçbir neden olmadığını söyledi. Baykal, özelleştirmeye değil, yabancılara satışa karşı çıktıklarını ifade ederek, ''Kimlik duygusunun'' bunu gerektirdiğini söyledi. İtalya'nın bile yabancı sermayeyi sınırlandırdığını belirten Baykal, ''Başbakan'ın kirvesi Berlusconi (Bankacılık sektöründe yabancı etkinliğini istemiyorum) diyor. Başbakan'ın nikah tanığı Berlusconi (O kadar da olmaz) diyor. Diyen AB'nin kurucu ülkelerinden İtalya. Kim akıllı şimdi Berlusconi mi akıllı, Tayyip Erdoğan mı akıllı?'' diye sordu. Baykal, ''Türkiye'de yapılması planlanan özelleştirme gibi bir özelleştirmeye hiçbir ülkenin izin veremeyeceğini'' kaydederek, Türkiye'nin böylesi bir yapıda kendi ulusal kararlarını almakta zorlanacağını söyledi. -ERDOĞAN'A AÇIKOTURUM ÇAĞRISI- Karşı çıkışlarının ideolojik olmadığını yineleyen Baykal, farklı siyasi görüşlere sahip olsalar bile herkesin böyle davranması gerektiğini ifade ederek konuşmasını söyle sürdürdü: ''(Devlet ayakkabı yapmasın) yapmazsa yapmasın kardeşim... Seninle onun kavgasını götürmüyoruz. Ama sen Türkiye'de, dünyada gözbebeği haline gelmeye başlamış bir kuruluşu satıyorsun. Bu tam bir sorumsuzluktur, bunu savunmak mümkün değildir. Başbakan Erdemir konusunda haklı olduğuna inanıyorsa kendisini TRT'de açıkoturuma çağırıyorum. Aklı başında, memleketini seven hiç kimse bu koşullarda Erdemir'in satışını haklı bulamaz, iddiam bu... Başbakan çırpınmasın, çıksın bu konudaki düşüncelerini millete anlatsın, ben de anlayayım. (İdeolojik bir anlayışla karşı çıkıyor) diyor. Ben de diyorum ki Başbakan ideolojik bir angajmanla bunu satmak istiyor. Ben ideolojik bakmıyorum ama Başbakan ideolojik bağnazlıkla bakıyor. Başbakanınki ideolojik. Akıl var mı, mantık var mı, ulusal yarar var mı? Erdemir'in ona buna satılmasına karşı çıkıyoruz ama satarsa satar, ama yapacağı bu satışın hesabını vermek zorundadır.'' Baykal, Hükümetin özelleştirmeyi esas alan başarılı bir ekonomi politika izlendiği iddialarına karşın gelinen tablonun bugün AK Parti Grup toplantısında bir gencin ''Açım'' diye bağırması olduğunu söyledi. -''İNÖNÜ'NÜN BAŞBAKANLIĞINDA...''- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, Ereğli Demir Çelik Fabrikası'nın İsmet İnönü'nün başbakanlığı döneminde kurulduğunu anımsatan Baykal, bu dönemde bütün fabrika arazilerinin kamulaştırıldığını, bütün ihalelerin tamamlandığını, izinlerin alındığını söyledi. Baykal, İnönü'nün ''Bir tertiple'' görevden ayrılmak zorunda kaldıktan sonra bile fabrikanın açılışına eşi Mevhibe İnönü ile birlikte katıldığını ifade etti. Bunun haber olarak yayınlandığı Ulus Gazetesi'ni kürsüden gösteren Baykal, ''Haberi sevinçle veriyor. Bunu kim diyor, Ulus Gazetesi diyor, CHP diyor. Gerçek bu. İsmet İnönü'nün bu konuda düşünceleri çeşitli vesilelerle söylenmiş. Abdi İpekçi ile mülakatı var'' dedi. -''İSMET PAŞA İLE NE UĞRAŞIYORSUN''- Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı'na bu üslupla konuşmanın yakışmadığını ifade eden Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bu üslubun içinde ben bir CHP husumeti seziyorum, tarih husumeti... Türkiye tarihine, Cumhuriyet tarihine yönelik bir husumet seziyorum. Geçmişi karalamaktan zevk almak konusunda çarpık bir anlayış seziyorum. Geçmişi suçlamaktan, karalamaktan zevk alma ihtiyacı içinde görüyorum. Bizimle tartışacağına onu bırakıp bizim geçmişimize yönelik iftiralara bel bağladığını üzüntüyle görüyorum. Biz bir şey söylüyoruz. Çık, satmak iyiyse onu anlat. Bunlar yakışmıyor. Siz bir başbakansınız... Başbakan bütün ülkeyi, bütün insanları kucaklayacak, kimseyi karalamayacak, ülkenin tarihine sahip çıkacak. Yapacağı işi savunacak, ortada söylenen bir yanlış söz varsa onu söyleyecek. Sen İsmet Paşa ile ne uğraşıyorsun, İsmet Paşa'ya nesaldırıyorsun? Onlarla sürekli gerginlik içinde görüyorum kendisini... Onlar Lozan'ı imzaladı, sen 12 Mayıs'ta IMF ile stand-by imzalayacaksın. Onlar Düyunu Umumiye'nin borçlarını ödedi, sen borçları bu yıl sonunda iki katına çıkaracaksın. Onlar Karabük'ü, Ereğli Demir Çelik'i, Seydişehir'i, Tüpraş'ı, demiryollarını, limanları kurdular. Sen ne yaptın, onları satarak günü kurtarmaya çalışıyorsun. Sen otur da onların sana emanet ettikleri bu milli mirasa sahip çıkamamış olmanın hesabını bu millete ver. Onların emanet ttiklerini satarak gününü geçirmeye çalışıyorsun, borcu iki kata çıkarıyorsun, ondan sonra İsmet İnönü'ye, CHP'ye, bana söyleyemediğin sözleri hakaret olarak onlara ifade ediyorsun. Yakışmıyor Sayın Başbakan, yakışmıyor sana...'' -''EPDK'NIN CESARETLE KARAR VERMESİ GEREKİYOR''- CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'ndaki usulsüzlük ve yolsuzluk iddiaları ile ilgili Hilmi Güler hakkında gensoru önergesi verdiklerini de anımsattı. Doğalgaz alımlarında yapılan anlaşmalardaki değişikliklerin Hazine'yi zarara uğrattığı yolundaki iddialarının önce siyaset sonra da hukuk zeminindetartışılmasını istediklerini belirten Baykal, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun (EPDK) önemine değindi. EPDK'nın bu hükümet döneminde gaz alım anlaşmasındaki değişikliği Hazine'nin zarara uğratılmaması koşuluna bağlı olarak onayladığını kaydeden Baykal, böyle bir koşullu onayı da anlayabilmenin mümkün olmadığını söyledi. Gelinen aşamada Hazine'nin zarara uğradığının çok açık olduğunu dile getiren Baykal, CHP olarak EPDK'ya başvurarak görüşünü sorduklarını kaydetti. Baykal, EPDK'nın vereceği kararın Türkiye'deki bağımsız kurulların gerçekten bağımsız karar alıp alamadıklarını ve Türkiye'nin geleceğini ilgilendirdiğini bu nedenle de büyük önem taşıdığını söyledi. Deniz Baykal, bu nedenle de EPDK'nın hükümetin yönlendirmesinin etkisinde kalmadan cesaretle karar alması gerektiğini dile getirdi.