BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Baykal: Erdoğan istismar ediyor

Başbakan Erdoğan ile CHP lideri Deniz Baykal arasında Kur'an polemiği yaşanıyor. Erdoğan'ın 'tabuları yıkalım" sözüne Baykal'dan cevap gecikmedi.

Abone ol

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, her Müslüman’ın kutsal kitabını öğrenme hakkı bulunduğunu belirterek, "Sorun, kanun dışı eğitim kurumlarının sorumluları hakkında ne yapılacağı ile ilgili. Bunu ’Kur’an öğretilsin mi, öğretilmesin mi’ tartışmasına çekmek fevkalade yanlıştır" dedi. Baykal, Türk-Alman Dostluk Federasyonu’nun davetlisi olarak ödül törenine katılmak üzere Almanya’ya gitti. THY’ye ait uçakla İstanbul’dan Düsseldorf’a hareketinden önce Atatürk Havalimanı’nda gazetecilerin "TCK’nın, kanuna aykırı eğitim kurumu açanlara verilecek cezaları düzenleyen maddesiyle ilgili yaşanan tartışmalara" ilişkin sorularını yanıtladı. "Herhangi bir biçimde Kur’an kursuna karşı olmak diye bir şeyin söz konusu olmadığını" ifade eden Baykal, şunları söyledi: "Kur’an’ın öğretilmesi, eğitilmesi çok doğal. Her Müslüman’ın kutsal kitabını öğrenmek hakkıdır. Bu konudaki eğitim kurumlarından yararlanmak herkesin hakkıdır. Devletin görevi de bu olanağı sağlamaktır. Bunda bir tartışma yok. Sorun, kanun dışı eğitim kurumlarının sorumluları hakkında ne yapılacağı ile ilgili. Eğer Kur’an eğitimi gerçekten Kur’an’ın öğretilmesine yönelikse, onun suç teşkil eden bir tarafı olmaz. Ama Kur’an’ı bahane ederek, dini bahane ederek eğer bir başka şeyin eğitimi yapılıyorsa, o kanunsuz bir durum ortaya çıkarır. Ve buna karşı da tedbir almak devletin görevidir. Onun sonucu olarak da zaten TCK’da bir düzenleme yapılmıştır. Bu düzenleme bugün yapılmış değildir. Yıllardan beri bütün gelmiş hükümetler döneminde bu vardır. Şimdi yapılan, bu düzenlemenin içini boşaltmaktır. Bunu anlamlı ve caydırıcı yaptırıma kavuşturmamak için getirilen düzenlemedir." KANUN DIŞI EĞİTİM FAALİYETİ SÜRDÜRÜLECEKTİR" CHP lideri Baykal, getirilen düzenleme sonucunda kanunsuz eğitim kurumlarını açanların sadece para cezasına mahkum olabileceklerini anlatarak, "Para bunlarda çoktur, rahatlıkla para bulunabilecektir. Mahkum olanların yerine başkası getirilerek, sürekli olarak kanun dışı bir eğitim faaliyeti sürdürülecektir" dedi. Hıristiyan misyonerlerin de İncil’i öğretmek için eğitim kurumu açabileceklerini ve bunu yaparken Türkiye’nin etnik bütünlüğünü sıkıntıyla sokacak faaliyetler sergileyebileceklerini kaydeden Baykal, Türkiye’deki Ermeni sorununun arkasında Amerikan misyonerlerin Türkiye’deki faaliyetlerinin çok büyük yer tuttuğunu söyledi. Cumhuriyet öncesindeki bu misyoner okullarının Türkiye’nin ulusal bütünlüğüne zarar veren bir biçimde faaliyet gösterdiğini dile getiren Baykal, "Türkiye ondan kurtulmak için büyük gayret göstermiştir. Önemli olan eğitimin kanuna aykırı yapılmasıdır. Bunu ’Kur’an öğretilsin mi, öğretilmesin mi’ tartışmasına çekmek fevkalade yanlıştır" diye konuştu. "BAŞBAKAN’IN KONUYU SAPTIRMAMASI LAZIM" Türkiye’nin bir süre önce Hizbullah olayını yaşadığını hatırlatan CHP Genel Başkanı Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Cemaat okulları içinde terör eğitimi, şiddet eğitimi çok rahatlıkla yapılır. Bir süre önce Türkiye Hizbullah tablosunun içinden kendisini güç çıkardı. Burada Hizbullah’ın merkezi basıldı. Bilgisayar kayıtlarında binlerce insanın adı çıktı. Bu insanlar nerede eğitildi? Kimler eğitti onları? Onlara karşı etkin bir mücadele ihtiyacı çok açık ortadadır. Başbakan’ın konuyu saptırmaması lazım. Konu, kendisinin bundan önceki ceza kanunu hazırlanırken kabul ettiği maddenin şimdi değiştirilmesi meselesidir. O zaman niye kabul etmiştir? Başbakan şimdi niye değiştirmektedir? Daha önce Kur’an kurslarına karşı mı çıkıyordu? Şimdi niye düzeltiliyor? Olay Kur’an kursu değil. Başbakan, ’işte orada namaz kılıyor, burada kanun dışı eğitim kurumlarına karşı çıkıyor, bir çelişki var’ diyor. Hiçbir çelişki yoktur. Çelişki, Taliban liderlerinin önünde diz çöküp ondan sonra ’ben milli görüş gömleğini çıkardım, ben artık muhafazakar oldum’ deme anlayışındadır. Çelişki Başbakan’dadır. Başbakan daha önceki çizgisinden çıkmış mıdır, çıkmamış mıdır? Sorulması gereken soru odur. Ben aynı çizgide devam ediyorum. Başbakan, ’gömleğimi değiştirdim’ diyor. Daha önce hangi gömleği giymişti? Niye değiştirdi o gömleği? Şimdi tekrar o değiştirdiği gömleği giymeye mi çalışıyor? Sorulması geren soru odur." AK PARTİ’YE ELEŞTİRİ Deniz Baykal, AK Parti’nin gerçek yüzünün ortaya çıkmaya başladığını ve iktidarın şimdi gerçek çehresiyle değerlendirildiğini kaydederek, "Kırılma, değişme AK Parti’dedir. Herkes bunun farkındadır" diye konuştu. AK Parti’nin tekrar organize gruplara teslim olmaya başladığını ileri süren CHP Genel Başkanı Baykal, şunları kaydetti: "Bir siyasi partinin, hele ülkeyi yönetme konumunda olan bir partinin, tüm ulusun partisi olduğunu unutmaması gerekir. Tehlikeli olan, bir siyasi partinin ulusun partisi olmaktan çıkıp cemaatlerin partisi haline dönüşmesindedir. Bugün AK Parti’de öyle bir tehlike görüyorum. AK Parti, maalesef artık ulusun partisi olmaktan çıkıp cemaatlerin partisi haline dönüşmeye başlıyor. Bu, kaygı verici bir olaydır. Asıl önlenmesi gereken budur. Bir an önce Başbakan, kendisini kuşatan, 5 ay önce kabul ettiğini şimdi ona değiştiren baskıların, odakların niteliğini anlamalı, onlara karşı tavır takınmayı öğrenmelidir. Yoksa onların oyuncağı, tutsağı olur. Biz onu anlatmaya çalışıyoruz. Olay ne din, ne Kur’an tartışmasıdır." Deniz Baykal ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen ve Genel Sekreter Yardımcısı Bihlun Tamaylıgil de Almanya’ya gitti.