BIST 9.911
DOLAR 35,42
EURO 36,32
ALTIN 3.064,70
HABER /  POLİTİKA

Baykal canlı yayında öğrendi

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal tam gündemdeki konularla ilgili açıklama yapıyordu ki beklediği haberi aldı.

Abone ol

İNTERNETHABER

Genel Başkan Deniz Baykal CHP Genel Merkezi'nde gündeme ilişkin açıklama yapmak üzere kameralar karşısına geçti. Tam da Başbakan'ın kendilerini sürekli Anayasa Mahkemesi'ne gitmekle suçladığını söylüyordu ki haberi aldı. "Şimdi bir haber geldi, Anayasa mahkemesi mayınla ilgili düzenlemenin 49 yıllığına kiraya verilemeyeceğine karar vermiş. Biz de zaten bu noktasına karşı çıkıyorduk. Ben ne diyeyim artık Başbakan'a bunu günlerce savundu."

ANAYASA MAHKEMESİ'NE KAÇ KERE GİTTİK?

Başbakan diyor ki 33 kez gittiler Anayasa mahkemesine. Orada çadır kuracaklar falan diyor. Biz oraya kendi çıkarımız için değil 70 milyonun haklarını korumak için gidiyoruz. Bak geldi mayınla ilgili yasa yanlış. Anlattık işte. Ama neden gittin? 33 defa gitmedik. Hesabı doğru yap, 32 kere gittik. Hesabı doğru yaptık. İşte bu halk bize bunun için maaşı veriyor. Arkadaşlarım onun için bu gece gündüz  çalışıyor.

 

KEMAL KILIÇDAROĞLU SENİ BEKLİYOR

Sen bir kere 32 defa Anayasa'yı ihlal ediyorsun. İyi ki gidiyoruz. İyi ki bu imkan var. Sana dur diyoruz, başarıyoruz. Yine garip şeyler söylüyor. Benim zamanımda değil belediye başkanlığım zamanından diyor. Doğru daha oraya sıra gelmedi. Hele sen bir iktidardan düş o zaman gör davaları. Yolsuzluk iddiaları iktiadardan düştükten sonra açılacak. Bak orada kurt gibi bekliyor Kemal Kılıçdaroğlu.

 

KENDİSİ GALİBA 2011'DE DOYACAK

Bize git diyor. Biz daha gelmedik ki gidelim. Kendisi diyor 3 dönem durup gideceğim diyor. Bizim siyaset anlayışımız, doyup gidelim değil. Sonuna kadar yapıyoruz. Bizim parti ve vekilliğe de ihtiyacımız yok. Bizim yaptığımız ülke için gayret vermek. Afiyet olsun Başbakan'a kendisi galiba 2011'de doyacak bizim doymayla işimiz yok.

 

BAŞBAKAN YALANCI ÇOBAN GİBİ

Başbakan ilginç ahlakçılık da taslamaya başladı. Davulcu zurnacı diyor. Sen bunu bırak da Başbakan sen kendi işini yap. Senin işin sanığı bulup getirmek. Bir beceriksizlik içindesin. Ana, babala laf söyleyerek sıkıntını aşmaya çalışıyorsun. Ne  ona kızıyorsun? Herkesin yüreği yanmış zaten. Bu bilinen sanıkları al getir ve yargılanmasını sağla. Başbakan yalancı çoban gibi...

Bu gece yarısı operasyonunda Başbakan CHP'liler el kaldırmıştır, demiştir... İşte görüntüler burada... Kimler el kaldırmış görelim... Başbakan kurt geliyor diye herkesi korkutmaya çalışıyor...

Baykal şunları söyledi:

AKP YAPTIĞI HARCAMAYI VATANDAŞTAN ÇIKARIYOR

"Küçülme zamlarla halka döndü. AKP mali politikayı bir kenara bıraktı, siyasi nedenler yüzünden, seçim kazanmak için -önce  2007 ardından 2009- seçimlerini kazanamak için olağanüstü harcama yaptı. Bütçe delik deşik oldu. Sanki çok olağan bir dönem yaşıyormuşuz gibi harcamalar artıyor. İşte bu tablo vatandaşın tepkisini çeken zamların, vergi artışlarının altındaki tablodur. Akaryakıta, KDV'ye ÖTV'ye zam yapılması, öğrenci harçları başta olmak üzere harçların yükseltilmesi, lokantalarda KDV'nin artırılması ve pek çok konuda zam hazırlığının yürütülmekte olması, AKP'nin seçimlerde oy almak için yaptığı harcamanın bedelini vatandaştan çıkarmasıdır. Bunun anlaşılmasını istiyorum."

HALKIN PARASIYLA HALK İŞSİZ BIRAKILDI

"Türkiye zam ve borçlanma sarmalına girecek. Zam yapacak yetmeyecek yeniden borçlanacak. Zamlar ve vergilerin artması Türkiye'nin zaten çarpık olan sosyal adaletsizliğini daha da çarpıklaştırıldı. OECD'de hiçbir ülkede böyle çarpık bir vergi sistemi yoktur. AKP bu paraları vatandaştan çıkarmaya çalışıyor. Bunun altında AKP'nin siyasi oyunu vardır. Halkın parasıyla halk işsiz bırakılmıştır...

HANİ DARBE YAPILIYORDU? UNUTULDU MU?

Yaz başında silahlı kuvvetlerle ilgili bir tartışma yaratıldı. Güya belgeye dayalı bir olay ortaya atıldı. Hepimiz tedirgin olduk. Türkiye ortak bir anlayışla şunu söyledi: "Eğer gerçek bir darbe komplosu varsa, derhal gereği yapılmalı, bu cunta açığa çıkarılmalı, sadece onlarla değil, gelmiş geçmiş darbe girişimleriyle de hesaplaşmalıdır. Başbakan bunu üzerine kararlılıkla yürüyeceklerini söylüyor idi. Ne oldu sonra? O konuyu unuttuk galiba! Türkiye'yi derinden sarsan bu konu ne oldu? Bu nasıl iştir?

Bu iş ortaya çıktığında ya bundan genelkurmay başkanının haberi var, ortaya çıksın ya emir komuta zinciri dışında bir yapılanma var, o da ortaya çıksın dedik. Üçüncü ihtimale göre bu ikisi de doğru değil, o zaman da bu komplo ortaya çıkarılsın dedik.

SANKİ HİÇ YAŞANMAMIŞ GİBİ

Şimdi geldiğimiz noktada "bunlar sanki hiç yaşanmamış" gibi... Geldi, geçti... Geldi, geçti ama yıktı da geçti. Kesinlikle kabul etmiyorum. Türkiye'de silahlı kuvvetlerin yıpratılmaya çalışıldığını görmezden gelemeyiz. Bunlar aydınlatılmalıdır.

MEMLEKETİ KADERİNE TERK EDEMEYİZ

Geceyarısı bir kanun düzenlemesiyle bu tartışmaları ortadan kaldıracak tedbirler alınmak istendi. Şimdi o yasayla ilgili Anayasa Mahkemesi bir karar verecek. Bu konuları boşlukta bırakmak doğru değil. Silahlı kuvvetler Türkiye'nin önemli bir kurumudur. Demokrasi bir temel anlaşıştır. Bu konuları tesadüfe bırakarak memleketi kaderine terk etmek doğru değildir.

Türkiye'de bir süredir vesayet tartışması yaşıyoruz. Kadrolaşma bu sürecin bir temel dayanağıdır. Ülkenin üzerinde vesayeti tesis etmek için böyle bir uygulamanın net bir şekilde önümüze çıkmakta olduğunu görüyoruz. Silahlı kuvvetler anayasamızın koyduğu çerçeve içinde işleyen bir temel kurumdur. Buraya dair bir vesayetin yanlış olacağına dikkat çekmek istiyormu

ELİNİ TSK'DAN ÇEK

Asker sivil ilişkilerinde bir yeni dönem yaşıyoruz. Hala aydınlatılmamış bir dolmabahçe görüşmesi mevcut. Bu görüşme bu yeni dönemi başlatmak için de önem taşıyor muydu? Manzaraya dışarıdan bakıldığında gerilimli bir durum görüyoruz. Herkesin oradan uzak durması lazım. Elini silahlı kuvvetlerden çek. Orası senin vesayet arayacağın bir yer değildir.

Şimdi yaz ilerledikçe bu çatışmanın yargıya geçtiğine tanık oldu. Yargıyı sindirme, yargıyı etki altına alma vesayeti yargıya taşıma mücadelesi sürüyor.

Bu konuda AKP’nin ta başından beri yargıyı kontrol altına alma çok açık bir çabadır.

 

ERGENEKON DAVASI

Şimdi 'Güvenlik güçleriyle tam bir işbirliği içindeyiz' dedi. Arkasından dedi ki, 'Durun bekleyin daha neler gelecek.' Davayı kim götürüyor? Geçenlerde Başbakan Yardımcısı Ergenekon’u ezdik dedi. Başbakan çıktı 'Ergenekon terör örgütü' dedi. Savcılıktan da hakimliğe terfi etti. Yardımcısı da 'Ergenekon’u ezdik' dedi. Daha ortada hüküm yok karar yok ifade yok.

Haklı haksız insanların mağdur edildiği, baskınla ifadelerinin alındığı, evlerinden apar topar çıkarıldığı, insani boyutu eksik diğer boyutu eksik bir tablo yaşanırken, yargı üzerinde denetim konusunu konuşuyoruz.

Yargı bu hale getirilmiş. Şimdi HSYK’nın konumuyla ilgili olarak Başbakan diyor ki Adalet Bakanlığı listeyi hazırladı, HSYK bunu onaylayacak. Sıkıntı var diyor. Yani Başbakan’a ne yapacağız? Hukuku demokrasiyi Anayasa’yı mı anlatacağız.

 

MAYIN KARARI

Şimdi bir haber geldi, Anayasa mahkemesi mayınla ilgili düzenlemenin 49 yıllığına kiraya verilemeyeceğine karar vermiş. Biz de zaten bu noktasına karşı çıkıyorduk. Ben ne diyeyim artık Başbakan'a bunu günlerce savundu.

AKMAN'I NEDEN YARGILAMIYORSUN?

Hakime dayalı dava olmaz. Dava vardır 30 yıl sürer tapu davası gibi. Ergenekon'da buna dönecek. Hukukun kuralları doğrultusunda işlemesiyle davanın hukukiliği ölçülür. Şimdi öyle bir yere gelindi ki aman oradaki savcılara dokunulmasın. Hakim, savcı seçmeyeceksin.  Ben seçtim dokunmayın demiyeceksin. Yargı sürecini işletmediniz. Zahid Akman'la ilgili işletmiyorsunuz. Burada hangi demokrasi kamu yararı var. Yargılayamıyoruz. Şimdi hukuku sana mı takdim edeceğiz. Okkır'ın ölümüne dair dava açılamıyor. Ergenekon savcılarına soruşturma talebine izin vermiyorsun sonra hakkında soruşturma yok diye yerinde dursun diyorsun. Özelleştirme yüksek kurulu başkanına dava açılamıyor ama açılamıyor. Ama bu süreç için izin verilmiyor. Ne bu burada hukuk mu korunuyor hak mı korunuyor