BIST 9.856
DOLAR 35,25
EURO 36,69
ALTIN 2.965,61
HABER /  GÜNCEL

Baykal AİHM'i topa tuttu

CHP lideri Deniz Baykal AİHM'i yerden yere vurdu. Öcalan'a terörist denemeyen mahkemeye ateş püskürdü. Baykal, iktidarı karar karşısında ezik kalmakla eleştirdi.

Abone ol

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, AİHM'in terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile ilgili kararı karşısında ''Türkiye'yi yönetenlerde bir teslimiyet ve yılgınlık havasının hakim olduğunu'' savundu. Baykal, iktidarın Türkiye'nin yeniden geçmişteki acı olayları yaşamasına izin vermemesi gerektiğini belirterek, bunun hukuki imkanlarının bulunduğunu ancak siyasi iradeye gereksinim olduğunu söyledi. Baykal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, AİHM'in terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile ilgili kararına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Deniz Baykal, kararın açıklanmayla birlikte önce iktidarın ardından da medyanın bir kısmının ''Yapacak hiçbir şey yok. Aman tepki göstemeyelim, önemsemeyelim, idare edelim. Bu karar yeniden yargılamayı öngörmektedir, gereğini yapalım'' anlayışı içine girdiğini savundu. Türkiye'yi yönetenlerde ''Bir teslimiyet ve yılgınlık havasının hakim olduğunu'' ifade eden Baykal, ''Bu karar karşısında omurgalı, ciddi, ne istediğini bilen bir tavır maalesef şu ana kadar sergilenememiştir'' dedi. AİHM'in aldığı kararın ''Türkiye'de mahkemenin adil ve tarafsız olmadığı tespitini yaparak gerekenlerin yapılmasını'' öngördüğüne dikkati çeken Baykal, ''Yargılamanın adil ve tarafsız olmadığına ilişkin kararın tartışılmasına ve sorgulanmasına ciddi ihtiyaç vardır'' diye konuştu. Baykal, kararı ve bazı hakimlerin karşı oy yazılarını dikkatle incelediklerini kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Mahkeme kararının hiçbir yerinde Öcalan'dan bir terör örgütü lideri olarak söz edilmemektedir. Başka kararları incelediğimiz zaman görüyoruz, mahkeme Carlos'tan 'terörist' diye bahsetme gereğini duyuyor. Halbuki Öcalan'ın terörist niteliği hiç kuşku yok ki Carlos'unkinden kat kat fazladır. Mahkeme, geçmişte önüne gelen bir dava dolasıyla PKK'dan terör örgütü olarak söz etmiştir. Ama şimdi bu kararda PKK'dan bir terör örgütü olarak bahsetmemiş, Türk hükümetinin onu bir terör örgütü saydığını söylemiştir. PKK'ya terör örgütü, Öcalan'a terör örgütünün lideri diyemeyen bir mahkeme kararıyla karşı karşıyayız. Bunu söylemek orundayız. Eğer bunları söyleyemezsek, üzerinde durmazsak, bunları hazmedersek, yokmuş gibi sayarsak kendi kendimizi aldatırız.'' -''BU FİLMİ BİR DAHA SEYRETMEK İSTEMİYORUZ''- Terörün, dünyanın en temel sorunu olduğunu belirten Baykal, alınan ararın muhatabının sadece Türkiye olmadığını vurguladı. Baykal, ''Bu yaklaşım, dünyada global terörle mücadele konusuna en ağır darbeyi vurmaktadır'' dedi. Türkiye'nin 15 yıl boyunca terörle mücadele konusunda kendi haline ırakıldığını, bu süreçte 30 bin kişinin yaşamını yitirdiğini anlatan Baykal, bu durumda bir ülke olarak dünyaya ''Ne yapıyorsunuz, kime ne yapmaya çalışıyorsunuz?'' deme hakkı bulunduğunu söyledi. Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Neymiş, bu karar yeniden yargılamayı öngörüyormuş... Biz de 'başüstüne' deyip hemen yargılayacak mıyız? Türkiye tekrar tarihin acısayfalarında yaşadığı olayları bir kez daha yaşamak zorunda kalacak. Bir kardeş kavgasını sona erdirmeye gayret ederken, bütün bunları bırakacağız 'Biz neden kavga etmiştik' diye tartışmaya başlayacağız. Herkesi tedirgin etmeye ne hakkınız var? Biz Türkiye'de huzur içinde yaşamak istiyoruz. Kendi başımıza o sorunları çözdük, bir noktaya getirdik. Barışı, kardeşliği sağlamaya başladık. Tekrar irbirimizle kucaklaştık derken, 'Ya siz ne yapmıştınız' diye unutmak istediğimiz bir dönemi 'Bir kez daha anlatın, bütün dünya izleyelim, bir kere daha bu filmi seyredelim'... Biz bu filmi bir kere daha seyretmek istemiyoruz. Siz bu filmi bir gerilim filmi gibi Avrupa'nın başkentlerindeki rahat koltuklarınızda seyredebilirsiniz ama biz bu filmi yaşadık. Bir daha yaşamak istemiyoruz.'' -''HESABINI VEREMEZ''- Baykal, terör konusunda çifte standart uyggulanmasının ve PKK'ya terör örgütü diyememenin hesabını, kararı veren hakimlerin hiçbirisinin veremeyeceğini söyledi. ''Terör ile cinayetin birbirinden çok farklı olduğunu'' belirten Baykal, şöyle devam etti: ''Terör diyemediğin zaman sanki bir cinayet suçundan yargılanıyorumuş gibi çok kolaylıkla, şu eksik, bu noksan deyiveriyorsun. İngiltere'de kanun çıkardılar 2001'de, 'teröristlerin hakim önüne çıkarılmasıyla ilgili süreleri, tahditleri kaldırıyoruz' dediler. AB'ye de bildirdiler. Ne yaptı AB? Sen İngiltere'ye yapamadın da Türkiye'ye mi yapacaksın? Ne yapmışız, mahkemeye 4 günde çıkarmamız gereken sanığı 7 günde çıkarmışız.. Vay adil yargılama olmadı, yeniden yargılayın. Bu kadar ucuz mu o yeniden yargılama? Türkiye'ye husumet içinde olan insanlar, ülkeler olabilir. Ama birAvrupa mahkemesinde, Türkiye'ye yönelik husumetin etkisinde olan unsurların terörü tahrik etme noktasında böyle bir şiddet manzarasına sürüklebilir olmasını içimize sindiremeyiz.'' -''SİYASİ İRADEYE İHTİYAÇ VAR''- Kararda ''Öcalan yeniden yargılanmalı'' önerisinin yer almadığı görüşünü yineleyen Baykal, mevcut tablo karşısında yapılabilecekler sıralanırken, ''Yeniden yargılama, davanın yeniden açılması ve özel telafi edici önlemler aranabileceğinin'' belirtildiğine dikkati çekti. Baykal, ''Mahkeme kararını rencide etmeden, haleldar etmeden bizimgerekli siyasi yetkinliği sergileyerek, yeniden yargılama dışında bir çözümü bulmamız, hukukun, mahkeme kararının gereği olarak ortada duruyor. Türkiye bunu yapmalıdır'' diye konuştu. Hükümete, ''Ne yapın yapın sakın ha bu yargılamayı tekrar açmayın'' tavsiyesinde bulunduklarını belirten Baykal, ''Yeniden yargılama 'hüküm yok, mahkumiyet yok' demektir. Kim söyleyebilir bunu?Kim bu konuda Türk adaletinin hüküm yok noktasına gelmesini isteyebilir? Böyle birşey olamaz. Böyle birşey olamayacağını Avrupa'daki hakimler anlamışlar, Ankara'daki yöneticiler anlamıyorlar'' dedi. Türkiye'nin kendisine güvenmesi ve direnmesi gerektiğini kaydeden Baykal, şöyle konuştu: ''İktidar, kararın hukuki imkanlarını sonuna kadar kullanmalı ve Türkiye'nin o acı olayları yeniden yaşamasına, o kanlı sayfaların içinden yeniden geçmesine izin vermemeli, kutuplaşmaların, birbirine düşman kesimlerin oluştuğu bir toplum haline dönüştürmemelidir. Bu yola girmemenin hukuki imkanları vardır. Siyasi iradeye ihtiyaç vardır. O siyasi iradeyi iktidar göstermelidir. İktidarın bu konudaki siyasi irade açığını da CHP olarak biz kapatmaya hazırız.''