BIST 10.075
DOLAR 35,37
EURO 36,49
ALTIN 3.000,80

Baykal 4 saat TRT'de konuşabilecek mi?

TRT'nin Tuncay Güney'i ekrana çıkarması olay oldu. CHP ayrı, medya ayrı telden çaldı... Peki hedefteki isim, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin tüm bu olup bitenlere ne diyor?
Telefon ahizesinin öteki ucunda İbrahim Şahin var:
-Ertuğrul Özkök devlet eliyle tehdit edildiğini yazdı... Bu konuda ne diyorsunuz?
-Bu suçlamayı kabul etmiyorum. Biz gazetecilik yaptık... TRT, Mehmet Ali Birand'ın yaptığını yaptı. Hürriyet, Tuncay Güney'le nasıl "yılın röportajı"nı yaptıysa biz de onu yaptık.
-...?
-Bizim alnımız açık. Ama bizi tehdit edenler var. Hem de doğrudan. Bunun hesabını verecekler.
-Dava mı açacaksınız?
-Tabii ki haklarımızı savunacağız. Bir de gazetecilik yaparak.
İbrahim Şahin, yapılan yayınlara, yazılan yazılara ateş püskürüyor:
-Sabih Kanadoğlu'nun evinin önünde bir tek biz yoktuk. SKY Türk'te oradaydı. Biz haber aldık haber yaptık. Ne yapsaydık, eskisi gibi protokol gazeteciliği mi yapsaydık?
TRT'nin artık sahada olduğunu vurgulayan Şahin, yapılan işlerin kimilerini ürküttüğünü söylüyor:
-Aleviler'le ilgili yayınlarımız. TRT 6 ve yaptığımız haberler ortada. Atıp tutuyorlar, asıp kesiyorlar ama gerçek şu ki kimseyi inandıramıyorlar. Sen de gazetecilik yap kardeşim, yapamıyorsan kılıf uydurma. Bakın açık söylüyorum, bu baskılar bizi yıldıramayacak. Yemezler artık. Biz bundan böyle bu şekilde yayınlar yapacağız, işlerine gelirse...
Söyleyecek sözü olan herkesin TRT'de ekranları çıkabileceğini ifade eden İbrahim Şahin, CHP lideri Deniz Baykal'a da kırgın:
-Deniz Baykal'ı da ekranda 4 saat konuşturur musunuz İbrahim Bey?
-Elbette... Bakın ben üç kez Baykal'ın özel kalemindeen randevu talep ettim, görüşmek istedim. Üstelik taleplerimi yazılı olarak ilettim. Sayın Baykal hiçbir şekilde randevu vermedi.
Şahin, CHP'lilerin TRT'ye yaptığı baskına da şu yorumu yapıyor:
-Ayıp! Gelsinler ekranlarda konuşsunlar. TRT'ye baskın yapmak çok çirkin.
Yorum sizin!

Kim korkutuyor?
"Korku imparatorluğu"
diyorlar ya hani...
Kimdir korkutan?
Ergenekon'un avukatlığını yapanlar mı?
Yoksa bu örgütün yediği naneleri gözler önüne serenler mi?
Kim?
Şamil Tayyar Ergenekon'u yazdı diye "tetikçi" ilan edilmedi mi?
Saldırıya uğramadı mı? Tehdit edilmedi mi? Şamil neden korumayla gezmek zorunda kaldı?
Ergenekon'la ilgili Taraf'a röportaj veren Mahmut Övür'e yapılanlara ne demeli peki? Bir gazeteci röportaj verdiği için nasıl olur da "tetikçi" olabiliyor?
Ergenekon'la ilgili yazan veya konuşan gazetecileri sindirmek için, izlenen bir yoldur bu! Ona "tetikçi" ötekisine bilmem ne diyeceksin ki, sinsin, korksun ve gerçekleri yazmasın...
Kim yapıyor bunları?
İktidar mı?
Ergenekon'un avukatları mı yoksa?

Ergenekon'dur Ergenekon!
Zeki Alasya
ile Metin Akpınar'ın "Aslan Bacanak" filmini izlediniz mi bilmiyorum. Metin Akpınar, kız kardeşine aşık olan Zeki Alasya'nın çatıda olduğunu bilmesine rağmen, kendi kendini teselli ediyordu:
-Yok canım, o değil... Kedidir kedi...
Ergenekon'daki gerçeği görenler, Metin Akpınar'ın yaptığını yapıyor bugünlerde:
-Yok canım, bomba değil onlar, hatıra hatıra...
Cumhuriyet yazarı Deniz Som mesela... Enis Berberoğlu, yeraltından fışkıran silahları ağzı açık bir şekilde izlerken, Deniz Som, insanın kanını donduran şeyler söylüyor:
-Silah dedikleri, terhis olan arkadaşların hatıra olarak sakladığı şeylerdir.
Spiker soruyor:
-İyi de o hatıra silahların yeraltında ne işi var?
Som, akıllara durgunluk veren cevabı anında yapıştırıveriyor:
-Efendim ne yapsınlar, korku imparatorluğu kurulmuş. Onlar da korktukları için hatıra silahlarını yerin altına gömdüler.
"Kedidir kedi"
vaziyeti yani!
Deniz Som, sen ya askerlik yapmadı, ya da dayak yemedi! Terhis olan hangi askere bir depo dolusu silahı hatıra olarak verirler? Yapma! Kabul et artık, çatı da kedi yok! Zeki Alasya'dır çatıda dolaşan!
Yapma!
Yaptığın kötü bir espri!
Rezil oluyorsun!