BIST 9.185
DOLAR 34,38
EURO 36,96
ALTIN 2.975,44
HABER /  POLİTİKA  /  CHP

Baykal 20 vekili CHP'den koparacak mı?

Meclis Başkanlığı için CHP'nin aday gösterdiği Deniz Baykal, koalisyon ve erken seçime ilişkin açıklamalarda bulundu.

Abone ol

CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesinden sonra ortaya atılan CHP'den 20 milletvekili koparacağı iddialarına tepki gösterdi.

Erken seçimin ters sonuçlara yol açabileceği uyarısında bulunan Baykal, "Bu tablodan koalisyon çıkabileceğini söyledi.

CHP'nin Meclis Başkan adayı Deniz Baykal, Milliyet'ten Serpil Çevikcan'a konuştu. İşte o açıklamalardan bir bölüm:

SAÇMA SAPAN İDDİALAR: Erken seçime yönelmek millete yanlış yapmak demektir. Demokraside bunu hiç düşünmemeliyiz. Milletin o kararı bu şekilde almasının gerekçeleri var. Millet niye bu noktaya geldi? Birilerine ‘sen çok fazla oldun’ deme gereğini duydu. Birilerine biraz daha fazla destek olma tercihi içine girdi. Sana ‘fazla haksızlık yapılıyor’ dedi. Bu tabloyu kabul edeceğiz ve makul bir süre saygı göstereceğiz ve onun gereğini yapacağız. Ama vatandaşa, ‘sen yanlış yaptın arkadaş, değiştir bunu. Eski düzene döneceğiz’ demek doğru bir yaklaşım değildir. Ben bunu bütün temaslarımda anlatmaya çalışıyorum. Sayın Cumhurbaşkanı ile görüşmemin ana teması da buydu. Ama kimse buna inanmak istemiyor tabi. ‘Sen 20 milletvekilini koparacaksın. Ondan sonra sana başbakanlık mı teklif edecekler’ gibi saçma sapan şeyler söyleniyor.

SEÇİM SONUCU TERSİNE DÖNEBİLİR: Erken seçimin ne sonuç vereceğini de bilemeyiz. Tersine de dönebilir. Kim yararlanır, kim yararlanmaz belli olmaz. Aynı tablo çıkarsa ne yapacağız? Üçüncü bir seçim mi yapacağız? Millet, ‘ne yapıyorsun sen kardeşim, niye benim üstüme geliyorsunuz. İşinizi çözün’ derse ne yapacağız? Bakın yüzde 87’lik bir katılım oranının dünya çapında önemi var. Yüzde 95 temsil var bugün parlamentoda. Bu muhteşem bir şey. Bunun kıymetini bilmeliyiz. Koalisyon kimlerle olur bilemem ama Türkiye işlemeli. Bunun işlemesi demek bu gerçeğe saygı gösterilmesi demektir. Parlamentoda belli bir temsiliyet noktasına gelmiş anlayışların şimdi birbiriyle sorumlu bir ilişkiye girmesi gerekiyor.

KİMSE ONURUMA LAF EDEMEZ: Parti içinden, dışından bir sürü saçma sapan iddiaya hedef oldum. Ben siyasi ahlakıma, siyasi karakterime, siyasi onuruma, bunca yıl, geride bıraktığımız gerçekler yaşandıktan sonra kimsenin laf etmesini kabul edemem. Kimsenin o konularda bir suçlama yapmasını da anlayışla karşılayamam. Ben siyasette yalan söylemem. Kimseyi aldatmaya çalışmadım, kimsenin arkasından entrika kurmadım. Partime ihanet diye bir olayın içerisinde hiçbir zaman olmadım, olmam. Bunca gerçek ortadayken, bu partinin yıllarca ben kurucusu olmuşum, 18 yıl genel başkanlığını yapmışım, ayrıldıktan sonra yine gözüm gibi sakınmışım, beni de rahatsız eden olaylarda bile herkesi sükunete davet etmişim. ‘Durun karıştırmayın’ ortalığı demişim. Böyle bir duygunun içerisinden gelen ben, Cumhurbaşkanı ile görüşmemde başbakanlık pazarlığı yapacağım. Birilerinin ihtimal vermesi bile beni tasavvur edemeyeceğiniz kadar yaralar. Buna şiddetle tepki gösteririm. Bu iddiaların sahibi kimse, ‘bunlar yalan’ diyerek tek tek sayarım. ‘Genel Başkan’a bilgi vermedi’ diyorlar. Konuştum, aynen aktardım. Bilgi vermeden gittiğim yalan. ‘Orada kendi durumunu’ konuştu, büyük yalan.

ADAYLIĞIM KOALİSYONA YANSIR MI GÖRECEĞİZ: (Meclis Başkanlığı’na aday olmanız Ak Parti-CHP koalisyonu için bir işaret mi?) Onun şartları çok farklı. Bu beni aşan bir iş. Daha koalisyon görüşmeleri başlamadı bile. Meclis Başkanı seçimi tamamlandığı noktada da başlamamış olacak. Anladığım kadarı ile Başkanlık Divanı kurulduktan sonra görev verilecek. Önce bu iş bitecek. Benim adaylığım, bu iş hükümet kurma çalışmalarına yansır mı, nasıl yansır, tersine bir yansıma olur mu bunları yaşayacağız, göreceğiz. Kafamda ‘şu model bu model diye’ bir şey yok. Elbette bir iktidar bir muhalefet olacak. Kim olursa olsun iktidar iktidarlığını bilerek uyumlu bir şekilde işbirliğini yapsın. Artık kimse kimseye hiçbir şey dayatamaz. Hukuk esas olsun, ahlak esas olsun. Ve bu arada da ülkenin ekonomik ilerlemesi, kalkınması esas olsun. (Bu tablodan koalisyon çıkar mı?) Elbette. Her şey mümkün. Ama esas olan bu parlamentoyu işletmek. Dün (önceki gün) yemin eden parlamentoda her şey var. Bu parlamento sadece temsiliyetle yetinemez. Bu temsiliyeti bir kaosa, kargaşaya, dağınıklığa mahkum etmeden işler, üretir ülkeyi yönetir hale getirmek lazım.