Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Söz Sende'de Balçicek İlter'e açlık grevleri ve müzakere süreci ile ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı.
Abone olYaşananlar nedeniyle vicdanının paramparça olduğunu söyleyen Baydemir, “Eğer ki bu ülkede kardeş kanının durması için, müzakere masası kurulması için bir kurbana ihtiyaç varsa; o kurban ben olurum” dedi.
İşte Osman Baydemir'in o açıklamaları...
“BÜYÜK BİR TRAVMA YAŞIYORUM”
Bugün 58 cezaevinde 600'ü aşkın insanın 43 gündür bedenini ölüme yatırmasının benim üzerimde büyük bir travma olduğunu söylemek isterim. Neredeyse yaşamımın 10 yılını Mazlum-Der'de geçirdim, aklınıza gelebilecek tüm cezaevlerinde açlık grevlerine arabuluculuk yaptım. Vicdan sahibi bir insan için çok büyük bir travma. Bir açıdan çok çaresizsiniz, çünkü insanlar saniye saniye ölüme doğru gidiyorlar ve sizin yapabileceğiniz hiçbir sey yok. Bir büyük ağız var, onun bir sözüne bağlısınız. Açlık grevi yapan insanlarda hiçbir savunma mekanizması yok, Rabb'in onlara verdiği canı ortaya koyuyorlar. Bütün sermayeleri o.
“AÇLIK GREVİNİ ASLA KUTSAMIYORUM”
Şunu söylemek isterim ki ben asla açlık grevini kutsamıyorum. Zaten önce kendimin ölüm orucuna girmesi gerekir ki bunu kutsayabileyim. Aksi takdirde bunu ahlaki bulmuyorum. Ancak ben ölüm oruçlarının yarattığı travmanın ne demek olduğunu biliyorum. Hem bedenini açlığa yatıran insanlar açısından hem onların anneleri, babaları, kardeşleri açısından hem de o cezaevinde bulunan diğer mahkumlar açısından. Ben 20 açlık grevine arabuluculuk yaptım. Bu açlık grevlerinde benimle beraber üniversite okuyan arkadaşlarım vardı. Onlar yönlerini Kandil'e dağa çevirmişlerdi, biz yönümüzü ovaya çevirmiştik.
“BİR KURBANA İHTİYAÇ VARSA O KURBAN BEN OLURUM”
Sayın Başbakan'a burada bu ekranda çağrı yapıyorum. Bütün benliğimle, Rabb'ime duyduğum inançla size çağrıda bulunuyorum. Eğerki bu ülkede kardeş kanının durması için, müzakere masası kurulması için bir kurbana ihtiyaç varsa; o kurban ben olurum.Bütün aileme de vasiyetimdir, hiçkimse davacı olmayacak. Rabb'imin verdiği bu emanet sizin olsun. Bu bayram sabahı beni kurşunlayın, beni darağacına asın, benim canımı alın. Yeter ki müzakere masası kurulsun, 100 yıldır varolma mücadelesi veren bu halk özgürleşsin.
“BU ÜLKENİN ORTAK VİCDANI OLAN BÜTÜN İNSANLARA ULAŞACAĞIM”
Bize Kandil'in yolunu göstermekten vazgeçsinler. Barış isteği o kadar acil bir noktada ki tek başına hükümete bırakılmayacak kadar ciddi bir mesele. Ben yarın Yaşar Kemal'le görüşeceğim. Kendisinin bu ülkenin vicdanı olduğuna inandığım için ondan açlık grevleri sürecinde rol üstlenmesi ricasında bulunacağım. TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner'den, MÜSİAD Başkanı'ndan, Sezen Aksu'dan, Zülfü Livaneli'den, Adalet Ağaoglu'ndan randevu istedim. Bu ülkenin ortak vicdanı olduğuna inandığım bütün insanlara, etnik kimliğine, siyasi düşüncesine bakmaksızın ulaşmaya çalısacagım. Belki onların sesi bizim sesimizden daha etkin duyulabilir. Ben hükümet nezninde bir taraf olarak görülebilirim ki tarafım. Ancak bu insanlar bir taraf değil. Dolayısıyla bu insanların yürüteceği çalışmaların daha aydınlık bir gelecek getireceğine inanıyorum.