Osman Baydemir, 'Tüm ekonomik yatırımları İstanbula yakmaktan vazgeçelim' dedi
Abone olDiyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir yaptığı açıklamada, Türkiye'de bölgelerarası gelişmişlik farkının ulaştığı merhalenin artık sağır sultanların, ekonomiden anlamayanların bile bildiğini ve yaşadığını belirtti. Bölgelerarası gelişmişlik farkının ortadan kaldırılması için yeni metropol kentlerin yaratılması tezini savunduğunu ifade eden Baydemir, şöyle dedi:
''Bölgelerarası gelişmişlik farkının ortadan kaldırılmasında önerim, gelin bölgesel metropol kent yaratalım. Diyarbakır, Van, Trabzon, Türkiye'nin orta Anadolu bölgesinden veya Trakya'dan herhangi bir kentimiz olabilir. Ve bu metropol kentlerimiz eliyle, kendi bölge kentlerinin kalkınması konusunda önemli bir motor, önemli lokomotif görevi misyonunu yükleyelim. Dolayısıyla 5 yıl boyunca teşvik dediğimiz yasaların getirdiği bütün avantajları sadece bu 5 kentimize ayıralım. Böylece 5 tane daha İstanbulumuz, Bursamız olmuş olur. Tüm ekonomik yığınağı İstanbul'a yapmaktan artık vazgeçelim demek istiyorum.''
SEKTÖREL TEŞVİK
Baydemir, bölgelerarası gelişmişlik farkının ortadan kaldırılmasında sektörel teşviğin şart olduğunu ifade ederek, ''Örneğin kömürde sadece Şırnak'ı destekleyelim. Pamukta başka bir bölge kentini. Eğer siz teşvikte kalkıp Osmaniye ile Düzce'yi, Diyarbakır ve Şırnak'la aynı kefeye koyarsanız bu aldatma politikasıdır. Bundan sonuç almak da bugüne kadar mümkün olmadığı gibi, bundan sonra da mümkün olmayacaktır'' dedi.
Gelişmişlik farkının ortadan kaldırılmasında dünya deneyimine de bakılması gerektiğini anlatan Baydemir, dünya deneyiminde yerel kaynakların önemli oranda yerelde kullanıldığında bölgelerarası gelişmişlik farkının ortadan kalktığını ya da bu konudaki ilerlemenin çok daha hızlandığının görüldüğünü belirtti.
Baydemir, şunları kaydetti: ''Batman'da petrol çıkarılıyor. Neden Batman'da kalmasın. Batman'la Urfa'da Diyarbakır'da bölgenin bir çok kentinde elektrik enerjisi üretiliyor. Neden biz bunu burada tüketmeliyim? Bunun çıktısını buraya harcamayalım, bölgelerarası gelişmişlik farkı ortadan kalkıncaya kadar. Ya da uçurum azalıncaya kadar. Bunu söylediğimizde dahi birileri ''hııım'' diyebilir. Ama bunun başka yolu yok. Ben bu yoksulluğu kabul etmiyorum. Yurttaşlarıma dayatılan bu politikayı kabul etmiyorum. Bunun etki gücü sadece benimle de sınırlı kalmaz. Sadece bu kentle sınırlı kalmaz. Sadece bu kentle sınırlı kalmadığını da artık dünya da Ankara da İstanbul da yaşayan yurttaşım da görüyor. O halde samimiyetle bir politikayı, bir projeyi buraya uygulamamız lazım. Bütün bunlarla birlikte siyasi istikrar, huzur, barış ortamı dediğimiz süreci de buna eklersek 10-15 yılda başaracağımızı 5 yılda başarmış oluruz ve Türkiye gerçekten kendi coğrafyasının, kendi bölgesinin en saygın ülkelerinden bir tanesi konumuna gelmiş olur. Neden bundan kaçınıyoruz, neden hala kaçınılıyor, gerçekten anlamakta güçlük çekiyorum.''