BIST 9.741
DOLAR 35,22
EURO 36,78
ALTIN 2.973,65
HABER /  GÜNCEL

Baydemir Erdoğan'a rapor sundu

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Diyarbakır ve bölgenin sorunları ve çözüm önerileriyle ilgili hazırlanan raporu Başbakan Erdoğan'a sundu.

Abone ol

Baydemir tarafından Başbakan Erdoğan'a sunulan ve Büyükşehir Belediyesi'nce hazırlanan ''Kentsel ve Bölgesel Sorunlar Güçlükler Tespitler ve Çözüm Önerileri'' başlıklı raporda, Diyarbakır'ın uzun bir ihmal edilmişlik ve yakın dönemde yaşadığı olağanüstü koşullar nedeniyle diğer kentlere nazaran çok daha olumsuz koşullarla karşı karşıya kaldığı belirtildi. Kırsal kesimden kente yaşanan yoğun göçün istihdam, yoksulluk, kentsel bütünleşme, çarpık kentleşme ve kentsel hizmetlerin sağlanması gibi alanlardaki sorunları son derece ağırlaştırdığı vurgulanan raporda, tüm bu olumsuzluklara rağmen Diyarbakır'ın söz konusu sorunları aşıp tarihsel mirası ve stratejik konumuna yakışır bir bölge merkezi olma özelliğini koruyup geliştirebilecek birikim ve potansiyele sahip olduğu kaydedildi. Bölgenin sosyo-ekonomik göstergeler açısından Türkiye'nin en geri kalmış bölgelerinden biri ve en fazla karşılaşıp çözümsüz kaldıkları konunun vahim boyutlardaki işsizlik sorunu olduğu anlatılan raporda, Diyarbakır'da ortalama sokakta çalışan 30 bin çocuğun yüzde 23'ünün okula devam edemediği, hemen her 2 çocuktan birinin madde bağımlısı olduğu, sokakta çalışan çocuk sorununun İstanbul, İzmir gibi büyük kentlere de ciddi boyutlarda yansıdığı belirtildi. Kentte bulunan 10 bin gecekonduda 80 bin kişinin yaşadığı, bu gecekonduların büyük kısmının SİT alanlarında olması, kentin tarihi mirasının da tahribatına yol açtığı kaydedilen raporda, son 20 yılda yaşanan çatışma ortamının kamu ve özel sektör yatırımlarının da çok büyük oranda durmasına neden olarak mevcut sorunların çözümünü neredeyse imkansız kıldığı savunuldu. Yatırımcıların bölgedeki istikrarsızlık yüzünden isteksiz ve çekingen davrandıkları, yatırımın bölgenin ulaşım ve altyapısını güçlendirmek, bölgenin yatırımcılara güven verecek bir istikrar ve güven ortamına kavuşturulmasıyla sağlanacağı belirtilen raporda, şunlara yer verildi: ''Son 5-6 yıl içerisinde hem bölgedeki çatışmalı durumun azalması, hem de Hükümet'in AB ile uyum çerçevesinde uygulamaya koyduğu reformlar, bölge halkında sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel sorunların çözülebileceğine dair umutları güçlendirmişti. Ancak son birkaç ay içerisinde yoğunlaşan çatışmalar ve istikrarsızlık kaygı vericidir. Bölge halkı kayıtsız şartsız şekilde yeniden çatışmalı bir ortama müsaade edilmemesini istemektedir. Zaten mevcut sorunlarını çözmek için bile yeterli materyal ve insan kaynağı bulamayan bölgemizin ne yeni çatışmalara, ne de mevcut sorunların çözümsüz bırakılıp ertelenmesine tahammülü yoktur.'' PROJELER Raporda, kaynak yaratma konusunda engellerle karşılaşıldığı ileri sürülerek, şunlar yer aldı: ''Geçen yıl gerçekleşen bütçesi 52 milyon 273 bin YTL olan belediyemiz günlük hizmetlerinin yanı sıra yoğun göçün yarattığı toplumsal sorunların giderilmesine yönelik birtakım sosyal projeleri hayata geçirmiştir. Kentin devasa problemleri karşısında sınırlı bütçeye sahip olan belediyemiz sorunların çözümü konusunda dış kaynaklara yönelmiştir. Türkiye-AB Mali İşbirliği kapsamında sunduğumuz 8 projeye toplam 1 milyon 800 bin avro destek sağlanmıştır. Bunun yanı sıra geliştirdiğimiz birçok proje yasal ve idari sorunlardan dolayı gerçekleşememektedir. Sınırlı kaynaklarla büyük sorunları çözmeye çalışan belediyemiz, kaynak kullanımı konusunda merkezi yönetimden yeterli destek görememekte, birçok proje çeşitli bürokratik ve yönetsel engellere takılmakta ve tüm alt yapısının hazır olmasına karşın gerçekleşememektedir. Katı Atık Yönetimi Etüt Projesi için Alman Kalkınma Ajansı (KFW) ile 500 bin avro hibe anlaşması yapılmış, ancak bu hibe Devlet Planlama Teşkilatı'nca, projenin İller Bankası'ndan alınabilecek krediyle yapılabileceği görüşüne dayanılarak reddedilmiştir. Dicle Vadisi Rehabilitasyonu Etüt Projesi için Türk-İspanyol Ekonomik ve Mali İşbirliği Protokolü kapsamında 350 bin avro hibe sağlanmasına karar verilmesine rağmen, bu proje DPT tarafından projenin 2005 yatırım programında olmaması gerekçe gösterilerek reddedilmiştir. Dış İmplant Projesi için Güney Kore Büyükelçiliği ve EAID (Avrupa-Asya Diş Hekimliği Akademisi) ile hibe anlaşması yapılmasına rağmen Sağlık Bakanlığı'nca yabancı hekimlere çalışma izni verilemeyeceği gerekçesiyle bu proje de reddedilmiştir. Suriçi Tramvay Projesi için Deutsche Bank ile 5 milyon avro kredi anlaşması yapılmasına rağmen İller Bankası Genel Müdürlüğü teminat veremeyeceğini bildirmiş ve proje şu an itibariyle rafa kaldırılmıştır. Kentsel Gelişim Projesi, 2005 Türkiye-AB Mali İşbirliği Programı'na sunulmuş ve Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilciliği'nce 9 milyon 926 bin avro hibe sağlanmasına karar verilmesine rağmen, DPT yazısında hibenin 6 milyon avroya indirilmesi ve kalan miktarın diğer illere (Gaziantep, Şanlıurfa ve Erzurum) dağıtılması kararlaştırılmıştır. Ancak diğer illerden proje sunulamadığı için geriye kalan yaklaşık 4 milyon avro hiçbir bölge belediyesine kullandırılmamış. Deyim yerindeyse, sağlanan hibe heba olmuştur. Aziziye Kentsel Dönüşüm Projesi için Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası ile 30 milyon avro kredi anlaşması konusunda görüş birliğine varılmış, ancak yine DPT yatırım programında yer almadığı için resmi anlaşmalar yapılamamıştır.'' ÇÖZÜM ÖNERİLERİ... Projelerde merkezi yönetimin gerekli desteği göstermesi beklentisi içerisinde bulunulduğu, bölgelerarası gelişmişlik farkının giderilmesi, yatırım ve ticaret ilişkilerinin güçlendirilmesi amacıyla Diyarbakır'ın sosyo-ekonomik açıdan benzeştiği illerle aynı seviyede olması gerektiği kaydedilen raporda, bölgede istihdamı sağlayacak projelerin önünün açılabilmesi için gerekli yasal ve idari düzenlemelerin yapılması gerektiği bildirildi. Uluslararası bir havaalanın yapılması, Habur Sınır Kapısı'na ek olarak Irak ile ticari ilişkilerin güçlendirilmesi için yeni bir sınır kapısının açılması, bölgede vatandaş ve yatırımcının istediği güven ve huzur ortamının sağlanması gerektiği belirtilen raporda, AB ile uyum çerçevesinde yapılan reformların yeni reformlarla desteklenmesi istendi. Raporda, şunlara yer verildi: ''Kürt sorununa tek başına bir güvenlik ya da ekonomik kalkınma perspektifi ile yaklaşma, mevcut sorunların çözümüne yardımcı olmamaktadır. Mevcut sorunların sosyal, kültürel, siyasal ve ekonomik boyutlarına cevap verebilecek geniş ölçekli bir sivil çözüm projesinin yaşanan sorunların bir daha çatışmalara sebebiyet vermeyecek şekilde çözülmesini sağlayabileceği inancındayız. AB ile uyum ve bütünleşme Hükümet'in ve bölge belediyelerinin ortak hedefidir. Kültürel ve dilsel özgürlükler konusundaki reform ve yasaların genişletilmesi ile mevcut reform ve yasaların uygulanmasını daraltan yönetmeliklerin bölge halkının taleplerine cevap verebilecek şekilde yeniden düzenlenmesi gerekiyor. AB'den alınacak kredilerin ciddi bir kısmının 'pozitif ayrımcılık' esprisi ile tarihsel olarak büyüyen bölgelerarası gelişmişlik farkının giderilmesi için bölgemize aktarılması, mevcut kentsel ve bölgesel sorunların çözümüne büyük katkıları olacaktır. 7 bin yıllık bir tarihe sahip olan Diyarbakır Ortadoğu'nun 'yıldız kenti' olması Türkiye toplumunun, Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i ve diğer etnik ve inanç kimlikleri ile barış içerisinde bir arada yaşaması ile mümkün olacaktır. Diyarbakır potansiyeli ile 'yıldız kent' olmaya adaydır ve bu hedefin başarılması Türkiye'nin çağdaşlaşma hedefine ulaşmasının mihenk taşlarından biri olacaktır.