BIST 9.673
DOLAR 35,16
EURO 36,58
ALTIN 2.959,13
HABER /  GÜNCEL

Baybaşin'den müthiş açıklamalar

Vatan Gazetesi'nin, ünlü uyuşturucu kaçakçısı Hüseyin Baybaşin ile yaptığı söyleşi, gündeme bomba gibi düştü. Baybaşin'in açıklamaları ortalığı karıştıracak...

Abone ol

İkinci MİT raporu benim ifadelerimden sonra yazıldı. Benim anlattıklarımdan yola çıkarak mı hazırladılar bilmiyorum ama söylediklerimle raporda yazılanlar çakışıyor. Eğer Türkiye'ye katkısı olacaksa, Meclis'te "Hüseyin Baybaşin Soruşturma Komisyonu" kurulsun. Elimdeki bilgileri seve seve veririm... * PKK'yla mücadele sırasında ticaretin ciddi anlamda arttığı hatta bazı çıkar çevrelerinin çatışmaları bu amaçla kullandıktan kabul gören bir iddiadır. Siz ne söyleyebilirsiniz bu konuda? Bu söylediğinize ben de katılıyorum. Bu yönde çok bilginin basında ve soruşturma raporlarında yansıdığını hatırlıyorum. * Helikopterle bile uyuşturucu taşındığı doğru mu? Bu konuda direkt bir bilgim yoktur. Tamamını anlatamam değil de tamamını bilemem. Bu sorunuzun yanıtını tek kişi bilemez. Yani tamamını tek kişinin bilmesi olanaksızdır. Dolayısıyla soruşturma dosyalarına bakmanız en doğrusudur.Yetkililerin haberi olmadan oradan uyuşturucu kaçırmanın imkanı yok çünkü, etten duvar vardı. * O konu bir gün eşelenecek olsa, mesela Meclis'te bir komisyon kurulsa inanılmaz şeyler çıkar mı? Elde bir sürü bilgi var. Susurluk Komisyonu'nda verilen ifadeler çok önemli. Ben bir kaset doldurdum bizzat Doğu Perincek gidip Mesut Yılmaz'a verdi. O da çok önemlidir. * Bir dakika, bizzat Doğu Perincek mi? Daha doğrusu Aydınlık dergisinden bir temsilcisi. Zaten onlarla görüşüyordum. * Yılmaz mı istemiş kaseti? Bana öyle söylendi, ANAP'tan isteniyor dendi. Tarih, 1997. * 2. MİT raporundan önce yani? Evet. O rapor benim ifadelerimden sonra yazıldı. Anlattıklarımdan yola çıkarak mı hazırladılar bilmiyorum ama söylediklerimle raporda yazılanlar çakışıyor. Zaten MiT'in bilmediği bir şey yok ki... * MİT'ten bazı yetkililerle görüştüğünüzü iddia ediyorsunuz... Doğru görüştüm. Ama bu onlara çalıştığım anlamına gelmemeli. * Peki ne görüşüyordunuz? MİT, "Hüseyin işler nasıl gidiyor" diye sormuyordu herhalde?.. Uyuşturucu işlerini konuşmadık. PKK ve siyaset üzerine konuşuldu. * Size mi soruyorlardı ülke meselelerini? Birçok insana sordukları gibi bana da soruyorlardı. Mesela Öcalan konusunda benden arabuluculuk yapmamı istediler. * Sadece MİT mi? Emniyet ya da askerin istihbarat birimleri de mi? Hepsinden karma bir grup diyelim. Politikacı da vardı. Ama adlarını söylemeyeceğim. Yıl 1997 idi. PKK'nın "Şahin" adlı Avrupa'daki üst düzey yetkilisiyle Türk yetkililer Hollanda'daki Arnhem Oteli'nde, bir araya geldik. Ben ilk görüşmede vardım, iki saat sürdü. Sonra onlar kendileri devam ettiler. * PKK uyuşturucu işine ne kadar girdi? PKK'nın bu işe ne kadar girdiğini ya da girip girmediği konusunda direkt bilgim yoktur. * Bir dönem desteklediğiniz iddia edildiği için, biliyorsunuzdur diye soruyorum. PKK'yı hiçbir zaman desteklemedim. Ancak görüşmelerim oldu. PKK, Kürt halkına derin acılar vermiş ve kahredici çirkinlikler dayatmış. Aralarında bazı değerli insanlar vardır. Ancak yapı Kürt halkının karakterini yansıtmıyor. * Med-TVnin yüzde 40 ortağı değil misiniz? Yüzde 1 bile değilim. * Öcalan mahkemedeki ifadesinde sizin için "Lice örgütlenmesine bağışlarda bulunmuş olabilir" diyordu ama... Oradaki bizim akrabalar yaptıysa bilgim yok. Ama bağış yapsak bizim fabrikayı, makineleri yakmazlardı herhalde. * Emniyet'in, Öcalan'ın yakalanmasından sonra gücünüzü kaybettiğiniz yolunda raporu var. Doğru mu? Tamamen saçma bir ifade. Öcalan'ın yakalanmasından bir yıl önce tutuklandım. Tam tersine ben onlardan zarar gördüm. Hatta bunun için en üst düzeyde özür dilediler benden. Karataş gizlenmiyor ki * Kürt olarak Türkiye'de Zana ve arkadaşlarının yeni siyasi hareketlerini olumlu buluyor musunuz? Zana ve arkadaşlarının yeni tavırlarını çok olumlu buluyorum. Dilerim samimidirler. * Yeşil kim, siz Yeşil'i hiç gördünüz mü? Sizce yaşıyor mu? Yeşil Bingöl-Solhanlı bir insan. Solhan'da kaldım, ailesini bilirim. Onunla görüştüysem de hatırlamıyorum. Yaşıyorsa ailesi bilir. Ölmüşse de ailesi bilir. * Dursun Karataş'la tanıştınız mı? Sizce neden yakalanamıyor? Karataş'la tanışmıyorum. Fransa'da yakalanıp serbest bırakıldığını biliyoruz. Niye yakalanmadığını bilmiyorum. * Dursun Karataş'ın yakalanması için eski bir Emniyetçi gelip sizden aracı olmanızı istemiş. Asla böyle bir talep olmadı. Karataş gizlenen saklanan bir adam değildi, nerede olduğu belliydi. Türkiye'nin Karataş'ı aradığından emin değilim. * Neden aranmıyor olsun? Niye yakalansın ki... Adam tutuklanıp, serbest bırakılıyor. Apo'yla görüştürdüm * Çiller'in Başbakan olduğu 1994'te liste hazırlanmıştı. Neden o liste hazırlandı? Neden 1994? O listede yer alanlardan bazı isimlerin öldürülmelerini nasıl açıklıyorsunuz? Liste 1994'ten çok önce hazırlanmıştı. Liste, çıkar sağlamak amacıyla hazırlanıp uygulandı. Listeyle ilgili ilk kez açıkça konuşan Çiller idiyse de olay 1994'ten önce hazırlanmıştı. İşadamlarından bazıları ya öldürüldü ya da yüzlercesinden para alındı. Hayatta kalma parası. İnanıyorum ki devlet yeni tutumu gereği o konu gibi bir çok konuyu aydınlatacaktır. Bazı çevreler beni uyardı. Böyle bir liste hazırlandı, dikkatli ol dendi. Ben de onun üzerine yurtdışına çıktım zaten. * Hiç siyasetçiler, Emniyet güçleri, yasadışı sol ya da sağ örgütler tarafından korundunuz mu? Hayır hiç kimseyle beni korusun diye ilişkim olmadı. Annemin dualarının gücü beni korumaya yetiyor. * Yabancı ülkelerden himaye gördünüz mü? Mesela bir Alman gazeteci yıllar önce iki akrabanızın Alman vatandaşlığına kabul edilmesi için iki Alman vekilin araya girdiğine dair bir belge göstermişti. Böyle ilişkileriniz oldu mu? Yabancı hiçbir ülkeden himaye görmedim. Almanya'da akrabalarımın Alman vatandaşlığına geçmeleri için çalışma yapıldığını dahi duymadım. Ama Alman milletvekilleriyle birçok kez görüştüm. Görüşmeler tamamen siyasi durum değerlendirmesiyle ilgili idi. * Mesela, Türkiye'yi AB'ye istemeyen Hıristiyan Demokratik Birlik Partisi Genel Başkanı Angela Merkel'le de ilişkiniz oldu mu? Benim zamanımda etkin bir isim değildi. Ama aynı partinin eski başkanı Kohl'le ilişkilerim oldu. O zamanlar Almanya PKK'nın içinde etkin olmaya çalışıyordu. Ben de PKK'nın Almanya'da yaptığı eylemlerin bitmesine aracılık etmek istiyordum. 1994-95'te Kohl'ün bir yardımcısıyla Öcalan'ı görüştürdüm. Öcalan onun aracılığıyla Mesut Yılmaz'a mesaj gönderdi. Bu basına yansıdı fakat benim aracı olduğum bilinmiyordu, ilk kez şimdi söylüyorum. * Az önce de olduğu gibi Türkiye'de siyaset yapmış ya da devam eden birçok önemli ismi suçlayan açıklamalarınız oldu. Zaten kanıtlanamayacak bir konuya girmekten uzak tutacak pek çok neden bulunduğu için size isim sormuyorum. Kanıtlarınız var mıydı? Varsa neden mahkemeye sunmadınız? Açıklamalarım hapse girmeden ve Susurluk kazasından önceydi. O süratte çoğu çevre, devlet mekanizmasını kendi çıkarları için kullanıyorlardı. Birinin böylesi gidişata tepki göstermesi gerekiyordu. Ben de onu yaptım. Söylediklerimde tek bir yalan veya iftira yoktu. Bazı çevreler söylemediğim bazı konuları ben söylemişim gibi yayınladılar. Hiç kimseyle kavga etmeyi amaçlamadım. Bana göre artık konuşmamı gerektiren nedenler ortadan kalkmıştır. Yoksa mücadeleden çekincem yoktur. * Hiçbir Türk yetkilisi gelip size "Sen ne diyorsun" diye sordu mu? Söylediklerimden çok daha fazlasını Türk yetkilileri biliyorlardı. Benimle görüşmek isteyen yetkililerle görüşmekten de kaçınmadım. * Türkiye'ye iade edilmemenizde siyasiler hakkındaki açıklamalarınızın ve bildiklerinizin bir rolü olabilir mi? Türkiye-Hollanda arasında bir anlaşma olabilir mi? Delilleri sunduk... Tutuklanmadan önce kendi isteğimle dönmek için hazırlıklar yapıyorduk. Gelişmeler olumluydu. İşte o süreci engellediler. Hollanda yetkilileri beni Türkiye'ye karşı çıkar amacıyla kullanmak için Türkiye'deki bazı yetkinlerle anlaşarak bazı sahte belgeleri hazırlatıp aynı belgeleri Türkiye yetkililerine doğruymuş gibi sunmuştur. Hollanda mahkemelerine de Türkiye yetkili makamlarına da anlaşmanın ve sahte delillerin kanıtlarını da sunduk. Bu yıl yargılanma imkanım doğacak galiba. Onu bekliyorum. * Ağır ithamlar olduğu için demin isim geçsin istemedim ama bahsetmemek de kasıtlı gibi olacak. Şu kadarını sorayım: Demirci, Ağar, Menzir, Kozakçıoğlu, Erbakan vs... Size açtıkları dava var mı? Hayır. * Sizce niye? Ne diyeceklerdi? Benim söylediklerim ahlaki olarak belki ayıptı ama yalan değildi. * Ama söyledikleriniz o kadar kulağa imkansız geliyor ki... En tepedeki isimleri en çukurda işlerle itham ediyorsunuz... Biliyorum fakat Baybaşin'e kaçakçı deniyorsa diğerlerine de ne denmesi gerektiğini anlatıyorum ben. * Meclis'te bir "Hüseyin Baybaşin Araştırma Komisyonu" kurulmasını ister misiniz? Eğer katkısı olacaksa isterim. Benim şahsım önemli değil ama eğer katkım olacaksa elimdeki bilgileri seve seve veririm. * Uyuşturucu trafiği değiştiği için mi sizin ipiniz çekildi yoksa devletin sizinle işi bittiği için mi? Devletin tamamı değil ama içindeki bazı çevrelerle anlaşmazlığım olduğu için... * Son soru: Hayatınızda yaptığınız en doğru şey neydi? Hayatımda yapmış olduğum doğru şeyleri yazarsam onlarca kitap olur. Yaptığım en doğru şeyin doğruyla yaşamayı prensip edinmek olduğuna inanıyorum. Öcalan'ın yakalanmasında Yunanistan bile oyuna geldi Ben tutuklanmadan önce Öcalan Türkiye ile sorunların çözümleri için bazı görüşmelerin yanı sıra kararlı çalışmalar yapıyordu. Bazı görüşmelerin içinde oldum. Suriye'den çıkmak için ciddi hazırlıklar yapıyordu. Bu konu için Türkiye'den gelen güvendiğim devlet yetkilileriyle görüştüğüm gibi Öcalan'ın kendisiyle de telefonla görüşmelerim oldu. Türkiye devleti yetkilileri de bu gelişmeleri çok iyi görüyorlardı. Ben de Türkiye'ye dönme hazırlığı yapıyordum. Tutuklanmam, Türkiye'ye dönmemin ve o çalışmaları yapıyor olmamın engellenmesi içindi. Ayrıca bu olayın tamamı şimdiye kadar tam ve doğru yazılmadı, Öcalan'ın Türkiye'ye getirilmesi olayının temelinde Almanya'nın aktif rolü olmuştur. PKK'nin içindeki bazı unsurların da Almanya'nın yönlendirmesiyle Hollandalılarla birlikte hareket ettiklerini sonradan öğrendim. Yunanistan bile oyuna getirilmiş. Yunanistan kabul etmemek için açık tavır koyduğu halde bazı çevreler ısrarla onu oraya yönlendirmişler. Bunları detaylarıyla yayınlayacağım. Benim bildiğim olaylar Özgür Politika çevrelerinde bile farklı yazıldı. ABD'nin sonradan müdahale ederek felaketi önlediğini güvenli bir kaynaktan öğrendim. Bu konuyla ilgili çok geniş bilgilerim var. Yazılı olarak duruyorlar.