BIST 10.025
DOLAR 35,16
EURO 36,68
ALTIN 2.956,54
HABER /  GÜNCEL

Bayan Topbaş ilk kez konuştu

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın eşi Özleyiş Topbaş'tan Tayyip Erdoğan'a övgü dolu sözler: "Başbakanımız, basına rağmen bugünlere geldi.."

Abone ol

Kadir Topbaş, 6 aydır İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı görevini sürdürüyor. Başkan, gerek seçim arifesinde, gerekse seçildikten sonra dünyanın en büyük şehirlerinden İstanbul’la ilgili yapacaklarını, planladıklarını, projelerini, değişik zaman ve mekanlarda anlattı. Ancak, Başkan’ın bir de aile hayatı ve iç dünyası var. Başkanın ve eşi Özleyiş Topbaş’ın, aile yaşamları, iç dünyaları, örf ve âdetlere yaklaşımları nasıl? Topbaş ailesinden bu soruların cevabını almaya çalıştık. Büyükşehir belediye başkanlığı hayata bakışınıza bir değişiklik getirdi mi? Hayır. Ama sorumluluğumuz arttı. Bugünüyle, tarihiyle devasa bir kentte başkan olunca insanın mesuliyeti de artıyor. İstanbul üç dini, hoşgörüyle bağrında taşıyor. Bu mozaik gelecekle ilgili size neler ilham ediyor? Bu nitelikteki Kudüs’te hâlâ gerginlik hakim. Dinlerin getirdiği hoşgörü anlaşılamıyor. Ama 550 yıldan beri İstanbul’da bir hoşgörü var. Aynı mekan, aynı sokak, aynı işyerleri kavga, gürültü olmadan bir aile bütünlüğü içinde yaşanmakta. Bunun yansımaları, İstanbul’un kültürel zenginliği şeklinde ortaya çıkıyor. Bu mirasa ne gibi katkılarda bulunacaksınız? Ortak mekan sayısını ne kadar paylaşırsak, birbirimizi o denli tanıma fırsatımız olur. Sevgi ve hoşgörü de o derece artar. İstanbul hoşgörünün yaşandığı, farklılıkların ön plana çıkmadığı, insana insan diye bakıldığı bir şehir. Bu özelliğimizin dünyaya bir örnek teşkil edebileceğine inanıyorum. Güne kaçta başlıyorsunuz? Evden genellikle 06-07 gibi çıkıyorum. Gece geç saatlerde dönebiliyorum. Dün ilk defa 22.30’da geldim. Bu kadar erken gelince, eşim ‘Hayrola bir şey mi var?’ diye sordu. Genelde gece yarısından sonra geliyorum. Evden çıkmadan önce yaptığınız bir şey var mı? Bir uğurunuz, duanız... Evden eşim yolcu eder. Evden besmeleyle çıkarım. Arabaya bindiğimden itibaren 7 Ayet-el Kürsü okurum. Kadının devlet işlerinde etkin olduğu görülüyor. Belediye işleriyle ilgili eşinizle istişare eder misiniz? Eleştiriye açık bir insanım. Haklı bir eleştiriyse gereğini yaparım. Ama Büyükşehir o kadar büyük ki, eve taşımak istemiyorum. Ama bir konu olursa, bazen konuşuruz. Mutlaka eşime söylenenler, kendisinden talep edilenler vardır. Bunları kendisi değerlendirdikten sonra bana getirir. Ama şunu özellikle söyleyeyim; geçmişteki hanım sultanlar gibi yönetimle ilgili konulara girmez. Bu kentin çocukları sizin çocuklarınız sayılır. Sokakta tinerci çocukları görünce neler hissediyorsunuz? Bir insan olarak etkilenmemek mümkün değil. Kimse garanti edemez ki, yakınından biri bu hale düşmesin. Hepimizin problemi. Bu durum çoğaldıkça, toplumda daha büyük sıkıntılar olur. Sadece tedavi etmek değil, ailelerin bu konudaki hassasiyetlerini sağlamalıyız. Neler yapılabilir? Gücü yetmeyen ailelere de yetkililer destek vermeli. Annelere yönelik okullarda eğitim verilebilir. Milli Eğitim Bakanı’mızla görüşmemizde, bu konuda fiziki ortamı hazırlayabileceğimizi belirttim. Kendilerinin de olurlarını aldım. Konuyla ilgili eğitimciler ve akademisyenlerle geniş çapta aile eğitimini gerçekleştireceğiz. Fiziki mekanları biz sağlayacağız. Eğitimi onlar verecek. Bir bürokrat, mahiyetinde çalışan birini şikayet ettiğinde tavrınız ne olur? Konuya tek taraflı bakmam. Şikayet edileni de dinlerim. Araştırmam sonunda şikayetin doğruluğuyla ilgili müşahhas deliller varsa hiç müsamaha etmem. Eğer rahatsız edici ölçekteyse, affedemiyorum. Gelen bütün elektronik posta mesajlarını mutlaka okurum. Bu e-maillerin ne kadarı iş talebi? İş talebi yüzde 20 civarında. Daha çok kentin sorunlarıyla ilgili. Mesela trafikle ilgili. Bazıları teşekkür için yazıyor. Bir kısmına bizzat telefon edip görüşüyorum. Bir beyefendi çok ağır eleştiri yazmış. Hakaret noktasına gelecek kadar ağır eleştirileri dikkate almadan kendisini aradım. Şaşırdı. Bir yerdeki altgeçitte yağmurda su baskını oluyormuş. Sanırım, orada yaşadıklarının acısı ve öfkesiyle çok sert bir yazı yazmıştı. Yandaşlarınızı işe alıyorsunuz gibi eleştiriler... Problemin, 15 yıl önceki bir inşaattan kaynaklandığını ifade ettim. Ama sorunu hemen çözmeye başladığımızı, bir daha o problemin yaşanmayacağını söyledim. Bu açıklamanızdan sonra o ne dedi? Teşekkür etti. “Size oy vermedim, farklı bir çevrem var. Bundan sonra etrafımda hep sizi anlatacağım.” dedi. Bir belediye çalışanının sizden hoşnut olmadığını öğrenmeniz, sizi nasıl etkiler? Bir yanlışlık ya da olumsuzluk geldiği zaman önce eksikliği kendimizde ararız. Sorun bizden mi kaynaklanıyor diye araştırırız. Bizden kaynaklanan bir durum yoksa, o kişinin hakkımızdaki olumsuz düşüncesinin bize karşı bir haksızlık olduğunu düşünürüm. Aile kavramı sizin için ne ifade ediyor? Aile bir toplumun tuğla taşı, hücresi. Sağlıklı bir aile yapısı toplumları çok daha güçlü kılar. Kadın-erkek eşitliği hakkında neler düşünüyorsunuz? Ülkemizdeki kadın-erkek eşitliği sözde kalıyor. Bu kavramlar maalesef çok ucuz kullanılıyor. Eşitlik, sadece kelimelerde kalmamalı, bu olabilmeli. Sevgi ve saygıya dayalı bir durum bu. Bu varsa, kadın-erkek eşitliği olur. Son haftalarda yaşanan zina tartışmalarını nasıl yorumluyorsunuz? Toplumların, ulusların birtakım değerleri vardır. Örf, âdet, gelenek ve inançları olur. Bunu formatlayamazsınız. Toplumun tüm yapısını, önünüze örnek diye koyduğunuz bir topluma göre, deforme edemezsiniz. Kendi geleneklerinden, tarihinden gelen, kendine has bir yapısı vardır. Bu değerler önemlidir. Bizim çok derinlere giden aile yapımız, inançlarımız, değerlerimiz var. Bizi biz yapan bunlar. Yoksa bir ülkedeki değerleri alarak, bu böyledir, biz de aynısını alalım, olmaz. Dünyada formatlanmış bir aile ya da toplum yapısı çizerseniz, demokrasi zedelenir. Bu, toplumun mozaik zenginliğini bozar. Günde kaç gazete okuyorsunuz? Gazetelere bakıyorum, okuyamıyorum. Gazete okumaya vaktim olmuyor. Kitap okumaya fırsat bulabiliyor musunuz? Kitap okumaya hiç vakit bulamıyorum... Hele Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan sonra çok zor. Gazetecilik mesleğini nasıl tarif ediyorsunuz? O tarifi vatandaş yapıyor zaten. Vatandaşın ne kadar basına güvenip güvenmediğini görmek için gazeteciler bir anket yapmalı. Hep anketleri siyasilerle ilgili yapıyorlar. Bir kere de “halk bize ne kadar güveniyor” diye anket yapmalılar. Ben şunu söylüyorum; işte; Sayın Başbakan’ımız İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı olurken de başbakan olurken de basına rağmen oldu. Bu makamlara basına rağmen geldi. Medyada hakkınızda olumsuz haber çıkınca ne hissediyorsunuz? Haksızlık ettiler derim, o kadar. ‘Herhalde benim sabrımı yokluyorlar’, diye düşünüyorum. ‘Tepkimi ölçmek istiyorlar’, diyorum. Hatta şunu düşünürüm; açıp bana sorsalar, aleyhimde bile olsa ben doğruyu söylerim. Genelde durgun sularda mı seyredersiniz, yoksa duygularınız bazen alçalır, bazen yükselir mi? Yavaş atın tekmesi pek olur! Bu durgun halim. Ama benim huzurumu bozana karşı tepkimi çok sert koyarım. Ev hayatı huzurlu olmalı ki, başkan başarılı olsun Başkan’la günde kaç saat birlikte oluyorsunuz? Oturup sohbet etmeye fırsatımız olmuyor. Birlikteliğimiz çok kısa oluyor. Eğer 22.30 gibi gelirse, hemen çocuklarıma da haber veririm. Saat kaçta geleceğini özel kalemden soruyoruz. Kendimizi ona göre ayarlıyoruz. Başkan en çok hangi yemekleri sever? Başkan hiç yemek seçmez. Yemeklerimin hepsini çok sever. O yüzden şu diyemiyorum, ama mesela kuzu etinden yaptığım soğanlı yahniyi daha bir iştahla yer. Ama ‘kaç kere yiyebiliyor’, derseniz, o çok sınırlı. Bazı konumlar fedakarlık gerektiriyor. Ben de bunun bilincindeyim. Kendisine destek olmam lazım. Ev hayatında huzurlu olmalı ki, görevini en iyi şekilde yapsın. Size mutfak işlerinde yardım ettiği olur mu? Çok fazla yaptırmam. Bu benim yapımdan kaynaklanan bir şey. Eşime hizmet etmeyi daha çok severim. Belki şimdiki gençlere bu ters gelebilir. Hiç bulaşık yıkattınız mı? Öyle şeyleri hiç yapmadı. Zaten yapmasını istemem. Evinizde bir yardımcınız var mı? Eskiden devamlı bulunan biri yoktu. Belirli zamanlarda temizliğe gelirdi. Şimdi Büyükşehir Belediye başkanı olunca, devamlı bulunan bir yardımcımız var. Alışverişi nereden yaparsınız? Beraber alışverişe çıkar mısınız? Yakınımızdaki marketleri tercih ederim. Ama çok uzun süredir birlikte çıkamıyoruz. Eşiniz hangi renkleri sever, kıyafetlerini kim seçer? Mavi tonları sever; ama renk yelpazesi çok geniş. Kıyafet konusunda bir giyim firmasında yetkili olan damadım yardımcı oluyor. Spor kıyafetlerini kızım seçer. Bana sadece giyinirken, ‘şu kravat uydu mu?’ gibi fikir sorar. Çocuklarınızın belediyeyle ilgili şikayet ya da önerilerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu konularda açıkçası fazla müdahil olmuyoruz. Eşiniz büyükşehir belediye başkanı olduktan sonra çevreniz değişti mi? Hayır, zaten çok geniş bir aile çevremiz var. Tabii bu çevreye katılanlar oldu. Başkan eve gelince terlik tutar mısınız? Hayır; ama geldiğinde kapıda terliği hazır olur.