BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,35

Bay joistik!..

CHP Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 5 soruya cevap vermesini istiyor. Aslında sorulan sorulara aylardır cevap veriliyor ama...

CHP Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 5 soruya cevap vermesini istiyor.

Twitter üzerinden sorulan sorular şunlar:

1- Durup dururken Türkiye'yi Suriye bataklığının bir parçası haline kim getirdi?

2- Dostu Esad olanın, nasıl oldu da bir süre sonra düşmanı Esed oldu?

3- Kimin zamanında Suriye'deki kendi topraklarımızdan Süleyman Şah Türbesi'ni kaçırmak zorunda kaldık?

4- Suriye'ye girecek ve 24 saatte Şam'daki Emevi Camisi'nde namaz kılacaktık. Nasıl oldu da tam tersi gerçekleşti ve 4 milyon Suriyeli Türkiye'ye girdi?

5- Türk askerinin İdlib’e girme ve Esad'ın yanında yer alma stratejisi kime ait, bu kimin yanlış stratejisinin çöktüğünü gösteriyor?

Aslında bu sorular Suriye krizi patlak verdiği günden beri sorulan sorular ve geçmiş dönemde ülkeyi idare edenler tarafından defalarca cevaplandı.

Cumhurbaşkanı yeniden cevap verir mi bilemem. Şahsini kanaatimi soracak olursanız, ben bu sorulara bir kez daha cevap verilmesinden yanayım.

Yanlış anlaşılmasın lütfen!

Halkın iradesiyle seçilen Cumhurbaşkanı'na seslenirken, "Sen benim kıratımda değilsin" diyerek üçüncü sınıf kenar mahalle işportacısı ağzı kullanan Kılıçdaroğlu muhatap alınmamayı fazlasıyla hakediyor. 

Twitter'da yazdıklarını ekranda sorsanız, "Şu an hatırlayamadım ama çok önemli sorulardı" der, buna eminim. 

Kemal Kılıçdaroğlu'ndan ziyade, bu soruların cevabını bilmeyen ve Suriye'deki katliamda oynadığımız rolü gerçekten merak eden bir kesim var. Onlar, iyi niyetle ve tabiki samimiyetle verilecek bir cevabı hakediyor.

Aslına bakarsanız, sosyal medyayı aktif şekilde kullanan her AK Partili seçmenin dahi, CHP liderinin kullandığı çirkin üsluba takılmadan bu sorulara tane tane cevap vermesi gerekiyor.

Nedeni şu:

Twitter ve facebook gibi sosyal medya ağları, korkunç algı operasyonlarının yapıldığı bir mecra haline geldi. En inanılmaz iddialar ve dahi yalanlar bile bir süre sonra doğruymuş gibi algılanıyor, kamuoyu bu yalanlara ve iddialara inanmaya başlıyor.

Geçmişte bunun pek çok örneğini yaşadık.

Mesela, Türkiye'nin terör örgütü Deaş'ı kurduğu ve desteklediği yalanı twitter üzerinden yayıldı. Bugün bile bu korkunç yalana inananlar mevcut...

Deaş'ı bir kenara bırakın.

Bir internet hattı kullanıp, twitter üzerinden "Türkiye'de internet yasaklandı" diyen ucubelerin ortaya attığı yalana inanan beyinsizler oldu bu ülkede!..

15 Temmuz'dan sonra tedavüle sokulan, "Kontrollü darbe" ve "Darbeyi AKP yaptı" söylemlerinin bile, bugünlerde sosyal medyada ciddi bir alıcı bulduğunu unutmamak gerekiyor. 

Bu örnekleri verdikten sonra asıl konumuza dönelim ve Kılıçdaroğlu'nun kötü niyetle sorduğu sorulara tek tek cevap verelim. 

1- Türkiye, Arap Baharı sonrası özgürlük talep eden halkına karşı silah kullanıp, her gün onlarcasını öldürmeye başlayan Beşar Esad yönetimine itiraz etti. Bu katliamlar sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan Suriye'ye onlarca kez heyet gönderdi Esad'a, bu işin demokratik yollarla çözülmesi için önerilerde bulundu. Ancak katliamlar artarak devam etti ve onbinlerce Suriyeli Türkiye'ye kaçtı.

Türkmendağı ve Kobani'de yaşanan gelişmelerin yanısıra, ABD destekli YPG'nin bölgede bir Kürt Devleti kurmak için harekete geçmesi, Türkiye'nin sınırlarını korumak amacıyla Suriye'deki olaylara müdahil olmasına neden oldu. 

Ortadoğudaki tüm olumsuzluklar, Batıl'nın sınırları değiştirme, küçük devletler kurma planlarının bir sonucudur. Türkiye oynanan bu oyunları bozma adına Suriye'dedir. 

2- Erdoğan'ın bir zamanlar Beşar Esad'a "Kardeşim" dediği doğrudur. Ancak devletler arası ilişkiler, kardeşlik ve  arkadaşlık ilişkisi üzerinden yürümüyor. Devletler arası münasebette bir devletle dost olduysan neye mal olursa olsun dost kalmak zorunda değilsin. Aynı şekilde sürekli düşman olmak zorunda da değilsin. 

İçinde bulunduğumuz coğrafyanın şartlarına göre, bugün İran'la dost olursunuz, bir hafta sonra papaz... Rusya ile şu anda müttefikiz ama bir ay sonra domates savaşları yaşanabilir. Yerküre üzerindeki en kritik coğrafyadayız ve herkes zar atıyor. Her ülkenin kendi menfaatini düşündüğü bir ortamda Türkiye de duruma göre pozisyon alıyor.

3- Eğer Süleyman Şah Türbesi taşınmamış olsaydı, Deaş'ın saldıracağı alanlardan biri olabilirdi ve bu durum bu durum şu anda tüm ordumuzla Suriye'deki savaşın içinde olmamıza neden olabilirdi. 

Türkiye, Kemal Kılıçdaroğlu'nun deyimiyle "Ortadoğu bataklığı"na girmek için değil, girmemek için türbeyi taşıma karara aldı. Taşınma kararı o günün şartlarında doğru gibi görünüyordu.

4- Dünyanın bütün küresel güçleri yanlarına YPG ve Deaş gibi taşeron terör örgütlerini aldı. Katil Esad da bu planın bir parçası oldu, Suriye halkı adeta Türkiye'ye sürüldü. Türkiye bu durum üzerine farklı bir strateji belirledi ve Özgür Suriye Ordusu'nu destekledi. 

Türkiye'nin aldığı her karar, süreç içerisinde belli sebeplere bağlı olarak değişti. 

Şunu iddia ila söylerim ki şayet haritaların yeniden çizildiği bu dönemde, şayet Erdoğan olmasaydı, bırakın Suriye'ye girmeyi, parça pinçik edilen kendi ülkemizden dahi sürülmüş olacaktık. 

5- Türk askerinin İdlib'e girmesi, Esad'a yardım amaçlı değil, terör koridorunun sonunu belirlemek içindir. Esad rejimi tarafından deniz yoluyla sahil kentlerine gönderilen PKK'lılar'ın istedikleri hedefe ulaşmaması için yapılması gereken bir operasyondur.

Suriyeyi bataklık yapan batının barbar devletlerine tek bir sözü olmayan Kılıçdaroğlu'nun, her fırsatta sadece Türkiye'yi kötülemesi ve hatta, "Türkiye şimdi de El Nusra'ya silah yardımı yapacak" diyerek ülkesini terör örgütlerine yardım eder pozisyonda göstermesi kötü niyetinin dışa vurumudur. 

Batılı devletlerin kendisini "joistik" gibi kullandığının belgesidir söylediği sözler...

CHP liderinin sorduğu 5 soruya karşılık, sanırım bizim de tek bir soru sorma hakkımız vardır.

Soralım o vakit:

15 Temmuz darbesinden sonra, "ByLock listesinde 80 AKP'li milletvekili var. Listede kimlerin olduğunu gördüm. Hükümet açıklamazsa ben açıklayacağım" demiştiniz. Aradan aylar, yıllar geçti ama sizden tık yok. 

Palavra sıktıysanız, bilelim. Yok palavra sıkmadıysanız, lütfen o isimleri açıklayınız!

SOSYAL MEDYADA TAKİP İÇİN: