BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,30
ALTIN 2.838,14
HABER /  GÜNCEL  /  YEREL

Battal İlgezdi Halkın Nabzı Gazetesi'ne konuştu

Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi, gazeteci İshak Karakaş'ın sorularını yanıtladı.

Abone ol

Ataşehir Belediye Başkanı oturur oturmaz samimi olup dostça sohbet edebileceğiniz biri. Açık yürekli. Kendinden emin.

Önce gazeteci ve belediye başkanı resmiyeti ile başlayan sohbetimiz beklediğimizden uzun sürdü. İstanbul’un model ilçelerinden Ataşehir’in ilk belediye başkanı Battal İlgezdi bize Ataşehir’in dikkat çekmeyen sorunlarından söz ederken, nasıl bir mücadele vermiş olduğunu da anlattı. Ama bu mücadele onu korkutmuyor. Bir dönem daha
başkanlık yapmak istiyor.

Battal İlgezdi, İstanbul’da sosyal belediyeciliği en iyi yapan belediye olduklarını söylüyor. Öyle. Ataşehir,
bu açıdan gelip görülmesi gereken bir yer. Yeşil alanları da öyle. Başkan, “Bir metrekare yeşil alanı imara açmadım, açmam” diyor. Bu görülüyor.

Randevu talebimize hemen cevap verdiğiniz için teşekkür ederim.
Ulusal ve yerel basının söyleşi taleplerine elimden geldiğince karşılık vermeye çalışıyorum.

Yerel medyanın günümüzdeki önemi iyi anlaşılmalı.
Evet, her geçen gün daha iyi anlaşılıyor.

Ataşehir örnek ilçe midir? İstanbul böyle mi büyüyecek?
Şimdi öncelikle bir Ataşehir’i konuşalım. Ataşehir nasıl bir Ataşehir oldu, ne diyorsunuz?

Tabii olabilir. Bu şekilde benim soruma dönebiliriz.
Ataşehir altı yedi mahalleyi Kadıköy’den aldı, 6 mahalleyi Ümraniye’den aldı bazı mahalleleri Sancaktepe’den aldı ve böyle Ataşehir oluştu, Ataşehir’in şöyle bir sıkıntısı var, Ataşehir’in nasıl İlçe olduğunu konuşurken bu sorunuzun da cevabını vereceğim size. Ataşehir’in önyüzüne baktığımızda Ataşehir çok çağdaş, gerçekten çok hızlı gelişen bir
bölge gibi gözüküyor.

Evet?
Ama bir de Ataşehir’in diğer yüzü var, orada mahallelerin imarı yok, gecekondu bölgeleri bunlar, 1970’li, 1980’lerde yapılmış, sonra imar affı çıkmış, insanlar burada oturuyorlar, yine aynı şekilde Kadıköy’den gelen bizim altı mahalleden beşinin imar yok, yine mesela Kadıköy’den gelen altı mahalleden sadece üçü düzgün, Yenisahra, Barbaros ve İçerenköy’ün bazı bölgeleri. Buralar hep yeşil alan, yeni yeni imarı çıkmaya başladı. Buranın bir Kent vizyonu yok. Ataşehir’e gelen herkes burası ne güzel bir kent diyor, tabii güzel bir kent, ama çok sağlıklı gelişmiyor.

Neden?
Nedeni şu: Bir kere kentin plan bütünlüğü yoktur, yani siyah ve beyaz var, gri yoktur, yani öyle birşey ki bizim
on üç mahallemizin çoğunda hiç imar yok, diğer üç dört mahallemizde imar var. Mesela bu belediye binamızın olduğu yerin imarı var, TOKİ gelmiş planlamış ama 500 metre ilerde, yolun öbür tarafında, Yenisahra, Barbaros’ta imar yok, geliyorsun Mustafa Kemal, Aşık Veysel sağ tarafımızda, beşyüz metre sağımızda hiç imar yoktur, yani bölgenin bir konsepti yoktur. Burayı İlçe yaparlar, bir ana arteri yoktur bölgenin, yani siz Ferhatpaşa mahalesinden Örnek mahallesine gelmek isterseniz üç tane minübüs değiştirmeniz gerekir. Evet yollar da bayağı yoğun. Yani buranın bir kent bütünlüğü yoktur. Bu konuda burayı İlçe yapanlar bu işin alt yapısını hiç düşünmemişler, yani mahellede oturmuşlar, hesap yapmışlar, demişler ki “biz bu seçimi alırız, burada 50 bin CHP’nin oyu var, “biz bu seçimi alırız” demişler, kendilerine göre bir İlçe yapmışlar.

Peki, şimdi altyapı çalışmaları var mı?
Tabii tabii, biz şöyle yaptık, ben Ataşehir!de göreve başladığım sürede, ne oturacak bir yeri ne yeri ne de yurdu
vardı. Ben önce bir onbeş metre karelik bir kulübede başladım. Şimdi Ataşehir en çağdaş belediye binasına
sahip

Gerçekten öyle.
Artı beş tane kültür merkezi ben yaptım, nikah sarayı ve kültür merkezleri bitti.

Haberimiz var, buna daha sonra geleceğiz.
Şunu da söyleyeyim de, Ataşehir herkese örnek gösteriliyor, ama çok sağlıksız gelişiyor, bir kent bütün mahalleri ile örnek şekilde beraber büyümeli, kent vizyonunu beraber oluşturmalı, ama şimdi siz bir mahallede kent vizyonu oluşturuyorsanız ya da iki mahallede, ama diğer tarafta 500 metre ilerde imar yoksa, büyükşehir imar vermiyorsa, TOKİ
İmar çıkarmıyorsa, bu kent sağlıksız gelişir, bir de bizim önümüde şöyle bir engel var, bize müthiş bir ambargo
uygulanıyor.

Ama siz bir kurucu başkansınız, halk sizi tanıyor, seviyor. Kurucu başkan olmanın zorlukları nelerdir?
Çok tabii.

Ataşehir dikkat çeken bir ilçe, Büyükşehir de sizi dikkatle izliyor.
Şimdi şöyle bir şey var, ben Ataşehir’de bütün altyapı çalışmalarını yaptım, bir milyon metrekare park yaptım,
asla yeşil alanı imara açmadım, bir metrekare yeşil alanı imara açmadım, aynen devam ediyorum. İlçe belediye
başkanlarının plan yetkileri yok, 2009 yılında bizim plan yetkimizi Büyükşehir’e devrettiler.

Öyle mi?
Tabii biz plan yapamıyoruz, ben planını yapmış olsaydım bugün Ataşehir 5 defa daha fazla Ataşehir’di, 5 kat daha fazla Ataşehir’di, Büyükşehir kendisinden olmayanlara imar vermiyor, yetki vermiyor, sıkıntı burada. Şehircilik bakanlığı yeni kuruldu biliyorsunuz plan yetkilerinin bir kısmı da oraya devredildi, sizin ya orada ya burada plan yapmanız gerekiyor. Hamd olsun, ikisi de yapmadığına göre, biz burada oturuyoruz. Ben Türkiyede ilk defa planı çıkmadı diye
Büyükşehir’in önünde eylem yapan ilk belediye başkanıyım, beş bin kişi ile Büyükşehir’in önüne gittim ve eylem yaptım. Bir belediye başkanı seçilene kadar bir partinin adayıdır ama seçildikten sonra herkesin belediye başkanıdır, orada artık ayrımcılık olmaz, orada insan ayırt edilmez, ben CHP’liyim diye bana niye ambargo koyuyor ki Büyükşehir. Büyükşehir hiçbir sorunumu çözmüyor. İstanbulda bir kuruş yardım edilmeyen tek belediye benim, ne merkezi devlet
tarafından ne de Büyükşehir’den hiç yardım almıyorum. Bütün işleri kendi kendime yapıyorum.

Peki, bu zorluklara rağmen işinizi nasıl yapabiliyorsunuz?
Ben bütün bu işleri zor da olsa yapıyorum, benim onlardan tek bir isteğim var, bana plan yetkilerini versinler yeter, bu vatandaşın hakkıdır, biz niye seçiyoruz kamu görevlilerini, vatandaşa hizmet için varız. Kadir bey, şimdi billboardlar’a yazmış, “şu kadar bilmem ne yaptık, altyapı yaptık, yol yaptık” diye, şimdi 10 gün sonra, bayramdan sonra, siz gelin okuyun Ataşehir’deki billboardları. “Ey Kadir bey, duy sesimi, hiç bir şey yapmadın Ataşehir’e, şunu yapmadın, bunu yapmadın, bunu yapmadın”, ben de bunları yazıp billboard’lara asıyorum şimdi, öyle şey yok, kimsenin kimseyi kandırmasına gerek yok.
 

İstanbul’da ve Ataşehir’de bir inşaat patlaması yaşanıyor, bunun yararları ve zararları nelerdir?
Demin de söylediğim gibi planlı olması lazım. Şimdi buraya finans merkei geliyor, artı bundan önce merkezi hükümetin burada TOKİ ile inşaat yapması, bir de biliyorsunuz 99’da bir deprem oldu, sonra çok hızlı gelişti burası, Ataköy’den sonra Ataşehir de, konut yapılıyor, bunun da şöyle bir avantajı var, E5, E6’ya çok yakın, Kadıköy’e 10 dakikada gidiyorsun, TEM’ çıkıyorsun, yarım saatte karşıya gidiyorsun, bu yüzden firmalar burayı tercih ediyor, bir de şimdi
finans merkezi olacak, nereden baksan 40 bin kişi gelecek, buranın çehresi değişecek.

Bu sizin teşvikinizle mi oldu?
Hayır, bu merkezi hükümetten geldi, burayı seçmişler biz de buyrun gelin dedik, onlar da geldiler, burayı tespit ettiler, bana göre de doğru bir yer, ama şimdi orası faailiyete geçince ne olacak, buraya gelirken trafiğe takıldığınızı söylediniz, yakında oturduğunuz halde 1 saatte buraya gelemediğinizi söylediniz, yarın finans merkezi olursa, sağlıklı alt yapıyı kim çözecek, Büyükşehir çözecek, önce o altyapıyı geliştirmeleri gerekir, sonra diğer işler gelir.

Siz sosyal projelerinizle tanınıyorsunuz, sosyal belediyecilik sizce nedir?
Şimdi ben belediye başkanı olmadan önce önüme hedef olarak insanı koydum, şimdi bu kentte biz beraber yaşıyoruz , demin de söylediğim gibi Ataşehir siyah ve beyaz, ortada grisi yok, bizim öyle mahallelerimiz var ki kadınlar hala denizi görmemiş, öyle mahallelerimiz var ki çocuklar hayatta sinemaya gitmemiş, hayatta tiyatroya gitmemiş, bu hayatın
gerçekleri, 20 kişi birden yaşıyorlar 2 odada, bunu gelip görmenizi istiyorum, yani Ataşehir sadece buradan
ibaret değil. Bu gördüğünüz kısım Ataşehir’in yüzde 15’i, bir de Ataşehir’in yüzde 80’lik kısmı var. Şimdi biz önümüze insanı koyduğumuz için Ataşehir’de kültürü ile, sanatı ile, eğitimi ile, bizim okuma yazma bilmeyen, mesela bizim okuma yazma bilmeyen yüzlerce vadandaşımıza okuma yazma öğrettik, sanat eğitimi verdik, kendilerini geliştirmeleri,
evden çıkması için, kendilerini bir birey kabul etmeleri için onlara kurslar açtık. Şimdi bizim 7 Ataevi’miz
var, yüzlerce de öğrencimiz var, 17 bin öğrenci mezun ettim ben, 5 bine yakın öğrencim var, ayda 40 bin kişi
Ataevler’indeki faaliyetlerden yararlanıyor.

Çok büyük bir rakam bu.
Çok büyük bir rakam, başka birine söylediğiniz zaman olabilir mi diyor, evet bu olabilir, sosyal belediyeciliği
İstanbul da en iyi yapan belediyeyiz. Kültür ve sanatı en iyi yapan yine biziz burada, çünkü toplumun ortak
değerleri vardır, ortak noktaları vardır, kültür sanat insanları bir noktada buluşturuyor, insanlar geliyor, birarada eğleniyor, gülüyor, yaşam tarzını ortaya koyuyor, bir de şu var varoş denince, bir vatandaşımız kızmış, ben de artık varoş demiyorum, ama halkın gerçek tabirlerinden kaçma şansımız yok, demin de söyledim o bölgelerde insanlarımızı
sokağa çıkarmanın yolu buralardan geçiyor. Birey olduğunu, insan olduğunu hatırlatmak gerekiyor onlara.

Sosyal demokratların belediyelerinin farkı nedir, ne olmalıdır?
Sosyal demokratların en büyük özelliği insanı önlerine koymaları olmalıdır, insanın değeridir, o kentte yaşayan insanın mutluluğudur, çünkü biz insanın mutluluğunu, bireyin mutluluğunu öne koymazsak sosyal demokrat belediyecilik yapma şansımız olmaz, eğer siz her tarafı imara açarsanız, aç imara ne güzel büyüyor kent, böyle bir şey yok, kent
her yerde herkese var, AVM yapılıyor, şu anda Ataşehir’de beş tane AVM var, iki tane AVM daha yapılıyor, bu sosyal belediyecilik falan değil, bunlar beni tatmin etmiyor belediye başkanı olarak, bana göre insana yönelik şeyler değil bunlar, bunun için insana yönelik şeyler yaptığın zaman sosyal belediyecilik daha doğru konur, daha güzel şeyler yapar.

Yeniden adaysınız, kazanacak mısınız?
Takdir halkındır, ben belediye başkanı olmadan 23 bin oy fark atmıştım, şimdi belediye başkanıyım, bu fark daha büyür diye düşünüyorum, böyle bir sıkıntım yok, burayı çok istiyorlar ama alamayacaklar.

Buranın ilk belediye başkanısınız, ilk dönem hedefleriniz neydi, ne kadarına ulaştınız? Bir kez daha seçilirseniz neye öncelik verirsiniz?
Aday olurken bir kitapçığım vardı, o kitapçığın hepsini yaptım, onun 150 fazlasını yaptım, bir kuruş katkı almadım,
bunun altını çiziyorum, ne devletten ne de Büyükşehir’den bir kuruş katkı almadan, Ataşehir’de şu ana kadar yapılan bütün alt yapıları, parkları, kültür merkezlerini ben kendi imkanlarımla, kendi koşullarımla yaptım. Bir de şöyle bir şey var, belediye başkanı her şeyi parayla yapan değildir, hayır belediye başkanı üreten adamdır. Şu gördüğünüz
belediye binasını 1 kuruş para harcamadan yaptım, 60 bin metre karelik kültür merkezini kasadan 1 kuruş para çıkmadan yaptım. Örnek Mahallesi’ni de yaptım, 20 bin metrekare kültür merkezi var, yine İçerenköy’de iki kültür merkezi var, bir tanesini İller Bankası’na 20 yıl vadeli ödemek şartıyla yine kasadan bir kuruş para çıkmadan yaptım, bu beceri
meselesidir, para ile herkes belediye başkanlığı yapar, önemli olan yoktan var etmektir, bunu becerirsen iyi bir
belediye başkanısınızdır.

Siz yoktan var mı ettiniz?
Tabi ben yoktan var ediyorum, 150 Triliyon borcun başına gelmişim.

Şimdi borcunuz var mı?
Şimdi borcum yok, o borçların hepsini temizledim, şu belediye binasının bugünkü mali değeri yüz trilyon, ama belediye kasasından bir kuruş para çıkmadı, şu oturduğunuz koltuklar dahil.

Kutlarım sizi Başkan.

Kaynak:  
Halkın Nabzı Gazetesi