İmar Bankası ve Show Tv ve Cine5'in sahibi Erol Aksoy'un 6 yaşında şirketlerine ortak yaptığı kızı Eda Deniz babasından şikayetçi...
Abone olİşadamı Erol Aksoy, şimdi 24 yaşında olan kızı Eda Deniz Aksoy’u, henüz 6 yaşındayken sahibi olduğu İktisat Bankası’na ortak etti. Şirketlerin batmasından dolayı borçlanan Eda, mahkemeye başvurarak, şirket ortağı olduğunda reşit olmadığını ve babasının kendisini kullandığını iddia etti,
TMSF, Aksoy’un bankasına 2001 yılında el koyunca, Eda Deniz de otomatikman borçlu oldu. Bu yüzden ABD’de öğrenim gördüğü sırada bankadaki kasasında duran doğumunda hediye edilen altınlarına bile el konuldu
6 YAŞINDA BANKA HİSSEDARI
İktisat Bankası ile Show TV’nin eski sahibi Erol Aksoy’un kızı Eda Deniz, 15 Haziran 1986’da Fransa’nın başkenti Paris’te dünyaya geldi. Baba Aksoy, 6 yaşına geldiğinde kızını, İktisat Bankası’na yüzbinde 2 oranında ortak yaptı. İşte bu “ortaklık”, yıllar sonra bir davanın konusu oldu. Avukatı Ahmet Mutlu aracılığıyla Sarıyer 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvuran Eda Deniz Aksoy, ilginç iddialarda bulundu:
KÜÇÜCÜK BİR ÇOCUKTUM
“İktisat Bankası’na ortak yapıldığımda, küçücük bir çocuktum ve hukuki işlem ehliyetine sahip değildim. Ancak babam, satın aldığı veya kurduğu şirketlerine, bankacılık mevzuatının ve Türk Ticaret Kanunu’nu şirketlere ilişkin hükümlerinde yer alan, ‘asgari 5 ortak’ sayısını sağlamak için, beni ortak etmiş. TMSF, babamın bankasına, 15 Mart 2001’de el koydu. TMSF’ye devir tarihinde de henüz reşit değildim.
Devir işleminden sonra, banka borçlarından dolay, ortak olmam gerekçe gösterilerek hakkımda, kamu alacağına dayalı takip yapıldı. Ben, bu takiplere karşı iptal davası açtım. Ancak bu süreçte babam, TMSF ile bir protokol imzalama aşamasına geldi. Babam, protokolün şartları uyarınca, açmış olduğum davadan feragat etmemi istedi. Bu nedenle açtığım iptal davasından vazgeçmek zorunda kaldım.
ALTINLARIM GİTTİ
Babam, TMSF ile 9 Mayıs 2006’da söz konusu protokolü imzalayınca, yine protokol uyarınca borçlular arasından çıkarıldım. Ancak daha sonra TMSF, babamın protokol hükümlerine uymadığı iddiasıyla beni yeniden borçlular arasına aldı. Bu nedenle hakkımda yapılan tüm takiplere devam edildi. Son olarak, ABD’de öğrenci olarak bulunduğum 2008 yılı sonlarında, babaannemden kalan ve doğumumda bana hediye edilen altınların içinde bulunduğu Türkiye’deki bir bankada bulunan kiralık kasam, haczedildi. Bu haciz işlemine, kamu borçlusu olmadığım gerekçesiyle idare mahkemesine başvurdum. Ancak karar aleyhime çıktı.”
BABAM VESAYET HAKKIMI KÖTÜYE KULLANDI
Babası tarafından gerçekleştirilen ortaklık işlemi nedeniyle, küçük yaştan itibaren “kamu borçlusu” olarak isimlendirildiğini öne süren Eda Deniz, “Yasal olmayan yollardan yapılan ortalık işlemi, ‘mutlak butlanla batıl’dır (geçersiz)” görüşünü savundu.
MAHKEME TALEBİNİ REDDETTİ
Eda Deniz, dilekçesinde, babasına da yüklendi: “6 yaşındaki bir çocuğun, herhangi bir hakim izni ve kayyım izni olmadan, banka gibi bir tüzel kişiliğe ortak edilmesi, Türk Medeni Kanunu’nun 345’nci maddesi kapsamında değerlendirilmelidir. Ayrıca bankaya ortak edilmem işlemi nedeniyle, uğradığım ve uğrayacağım zararlara ilişkin olarak, velayet hakkını kötüye kullanması nedeniyle babama karşı olan tüm talep haklarımı saklı tutarım.”
Eda Deniz, mahkemeden, hakkında yapılan ortaklık işleminin geçersizliğinin tespit edilmesi talebinde bulundu. Ancak mahkeme, dilekçesinde, delil tespitini ileride hangi davayı açmak için istediğini belirtmeyen Eda Deniz’in talebini reddetti.