BIST 8.885
DOLAR 34,31
EURO 37,19
ALTIN 3.018,55

Batı Konferansında eşleşmeler belli oldu

NBA’de playoff’lar bütün heyecanıyla devam ediyor. Batı Konferansında yarı final eşleşmeleri belli oldu...

NBA’de playoff’lar bütün heyecanıyla devam ediyor. Batı Konferansında yarı final eşleşmeleri belli oldu. Bugün bu eşleşmelere göz atacağız. Doğu Konferansı belli olunca da hemen Doğu ile ilgili bir yazı yazacağım kısmet olursa.

İlk eşleşme Houston Rockets – Utah Jazz…

Houston’ın normal sezonu, Batı’nın ve aynı zamanda NBA’in zirvesinde bitirdiğini dikkate alırsak, Minnesota’yı 4-1 ile elemesi beklendik bir sonuç tabi ki. Eski yazılarımda da bu duruma bu şekilde değinmiştim zaten. Kimse Houston’ın yarı finale çıkamama ihtimali olduğunu düşünmüyordu. Sürpriz de olmadı zaten. (Houston’ın takım yapısı ile ilgili değerlendirmeyi, Utah Jazz – Oklahoma City Thunder eşleşmesine değindikten sonra yapacağım)

Yarı finalde Houston’ın rakibi olan Utah Jazz, Oklahoma City Thunder karşısında favori değildi. Ancak serinin çekişmeli olacağı da kesindi. Kısmen çekişmeli oldu diyebiliriz. Ancak 7. maça gideceği düşünülen seriyi, Utah, altı maçta noktaladı.

İki tarafında kendisine göre artısı ve eksisi vardı. Oklahoma’nın artısı; çok önemli üç yıldızının olmasıydı. Gerçi Carmelo Anthony; Russell Westbrook ve Paul George ayarında değil ama yine de kritik şutları tereddütsüz kullanabilen önemli bir oyuncu. Yetenekleri üst düzeyde olan bu oyuncuların, ritmi bulmaları halinde durdurulabilmeleri çok ama çok zor. Oklahoma’nın eksisi ise dağınık bir takım olmalarıydı.

Utah Jazz’ın artısı ise şuydu; OKC’nin tam tersi olarak, son derece disiplinli ve derli toplu bir takım. Sahada kimin ne yapacağı belli. Çok değerli bir çaylak olan Donovan Mitchell’ın hızla yükselen form grafiği, gerçek bir oyun kurucu olmayı başaran ve artık güvenle üçlük kullanan Ricky Rubio ve Eyfel Kulesi, Rudy Gobert… Utah’ın eksisi ise hücumdaki kısıtlı imkânlarıydı. Çünkü takım tıkanıp kaldığında hücumda problemleri çözebilecek çok fazla opsiyonu yok.

Ancak oyunu kurallarına göre oynayan Utah Jazz oldu. Westbrook ve Paul George zaman zaman çok etkili oynadılar. Ancak bu performansı bütün seriye yansıtmalarına Utah savunması izin vermedi. Nihayetinde bu dalgalı performans, OKC’nin elenmesiyle sonuçlandı.

İstatistiklere baktığınız zaman iki takım arasında çok büyük uçurumlar yok. Ancak Russell Westbrook’un iyi bir oyun kurucu olmaması, takım arkadaşlarının onun ne zaman ne yapacağını bilemiyor olması ve buna bağlı olarak takım ritminin sadece Westbrook ve George’un anlık performansına göre şekillenmesi Utah’ın işine yaradı.

Gelelim Houston – Utah eşleşmesine…

Öncelikle şunu söylemek lazım. Houston Rockets, OKC’nin tersi olarak hücumda son derece istikrarlı bir takım. Utah’ın güçlü savunması elinden gelenin daha fazlasını yapmalı. Aksi halde Houston’ın durdurulamaz hücum gücü karşısında ezilip giderler.

Houston’ın sahadaki orkestra şefi James Harden, sezonun ilk maçından beri hiç sektirmeden her maç mükemmel oynuyor. MVP için en büyük favori konumunda. Harden’ın bu muhteşem performansı ile etrafındaki herkes çok rahatlıyor. İyi savunamazsanız, Harden tek başına bir takım gibi oynayabiliyor. Onu savunabilirseniz muhakkak boştaki bir arkadaşını bulmayı başarıyor. Eric Gordon, Chris Paul gibi keskin şutörleri var ve çok can yakıyorlar. İkili oyunları muazzam bir şekilde oynuyorlar. Kusursuza yakın bir takım Houston. Öyle ki Houston’ın, Utah’a en fazla iki maç vereceğini düşünüyorum. 4-1 ya da 4-2 ile Batı finaline yükselen taraf Houston Rockets olacaktır.

New Orleans Pelicans – Golden State Warriors eşleşmesi…

Bu eşleşme için uzun uzun söylenebilecek bir şey yok. Çünkü New Orleans’a bir önceki yazıda detaylı bir şekilde değinmiştik. Anthony Davis’in muhteşem performansının yanında (kaldı ki istatistiklere bakarsak playoff’larda şu anda NBA’in zirvesinde) ona ayak uyduran Rajon Rondo ve Jrue Holiday ile iyi işler yapıyorlar.

Golden State Warriors ise bu eşleşmenin net favorisi. Kaldı ki, Stephen Curry’nin antrenmanlara başlamış olması ve bu seride muhtemelen sahaya döneceğini düşünürsek GSW, buldozer etkisi yaratabilir. New Orleans, her ne kadar büyük bir özgüvenle yarı finale gelmiş olsa da, bu seride Golden State, durdurulamaz hücum gücü ve etkili savunmasıyla muhakkak turu geçecektir. Serinin 4-0 ya da 4-1 ile biteceği kanaatindeyim. Tabi ki unutulmaması gereken bir husus var; beklenilmedik sakatlıkların olmayacağı varsayımıyla yapılan yorumlardır bunlar.

Sağlıcakla kalın…