FETÖ soruşturmalarında son durum ne, tutuklu sayısı kaç? FETÖ davaları ilk ne zaman açılacak? Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Harun Kodalak, FETÖ soruşturmasına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Abone olAnkara Cumhuriyet Başsavcısı Harun Kodalak, darbe girişimi gecesi Akıncı Üssü'nde görüntüleri ortaya çıkan eski Kaynak Kağıt AŞ Genel Müdürü Kemal Batmaz'ın darbenin çok kritik isimlerinden biri olduğunu" belirterek, "Adil Öksüz kadar önemli olduğunu, belki de onun üstü olabileceğini gördük, değerlendirdik. Bu şekilde darbenin bir karanlık yüzünü daha ortaya çıkarmış olduk." dedi.
Başsavcı Kodalak, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması kapsamında Ankara'da şu anda 4 bin 359 asker ve sivilin tutuklu bulunduğunu, asker ve sivil, soruşturdukları toplam kişi sayısının ise 10 binin üzerinde olduğunu bildirdi.
FETÖ davalarına ilişkin de konuşan Kodalak, "FETÖ soruşturmasında ilk davalarımızı, kesin bir tarih vermemekle birlikte 2017 başında açmaya başlayacağız. Belki bu yılın son ayında da açacağımız dava veya davalar olabilir ama 2017 yılı ile seri şekilde dava açmaya başlayacağımızı hesap ediyoruz, planlıyoruz" dedi.
Kodalak, FETÖ'nün darbe girişiminin ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında makamında AA'ya açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Başsavcılığın, FETÖ soruşturmasında ortaya çıkardığı Akıncı Üssü'ndeki görüntülere ilişkin yeni delilleri değerlendiren Kodalak, Adil Öksüz'ün darbenin en kritik ismi olarak gündeme geldiğini ancak "talihsiz şekilde" serbest kaldığını söyledi.
Adil Öksüz'ün tekrar ele geçirilmesiyle ilgili çeşitli defalarca bir araya gelerek, akıl, fikir yürüterek, yol, yöntem belirlediklerini kaydeden Kodalak, bu süreçte yapılan çalışmaları şöyle anlattı:
"Adil Öksüz'ün ABD'ye gidiş gelişlerinin mercek altına alınması gerektiğini öngördük. Arkadaşlara dedik ki, 'Bu şahsın ABD'ye gidiş gelişlerinde yalnız olması mümkün değildir. Muhtemelen tek başına değil, birden fazla kişiyle bu seyahatleri yapmıştır' diye öngördük ve buna göre çalışma başlattık. Öksüz'ün ABD seyahatleri 1999'da başlıyor. 1999'dan 11 Temmuz 2016'ya kadar ABD'ye gittiği uçakların sefer sayılarından hareket ederek, yolcu listelerine tek tek baktık, 4 binden fazla yolcuyu mercek altına aldık. Buradan hareket ederek, gerçekten çok ciddi delillere ulaştık. Darbenin karanlık bir yüzünü daha ortaya çıkarmış olduk. Kemal Batmaz ismine de bu şekilde ulaştık."
Başsavcı Kodalak, Adil Öksüz'ün ABD'ye en son 11 Temmuz 2016'da gidip, 13 Temmuz 2016'da döndüğünü, bu uçaklardaki yolcular incelediğinde Kemal Batmaz ile Adil Öksüz'ün beraber gidip beraber döndüğünü tespit ettiklerini ifade etti.
Kemal Batmaz ismini tespit edince, Batmaz'ın zaten darbe girişiminin ardından tutuklananlar arasında bulunduğunu gördüklerini kaydeden Kodalak, şöyle konuştu:
"Zaten elimizdeymiş, Başsavcıvekilimiz Necip Cem İşçimen'in talimatıyla zaten 'Akıncı Üssü'nde kimi bulursak alalım' diye talimat verdik. Orada Adil Öksüz ile bulunan 4-5 kişilik sivil grubun da gözaltına alınması talimatını biz verdik. Ama her ne hikmetse Adil Öksüz bir şekilde bize gelmemiş. O tarihte Adil Öksüz'ü bilmiyoruz. Talimatımız, 'Kim varsa toplanacak, gözaltına alınacak' şeklindeydi. Bu şekilde Kemal Batmaz'ı Ankara'da tutukladık, cezaevine koyduk.
Tabii o tarihte bu şahsın önemini bilmiyorduk. L Tipi cezaevindeydi. Sonraki çalışmalarımızdan sonra bu şahsın aslında darbenin çok kritik isimlerinden biri olduğunu, Adil Öksüz kadar önemli olduğunu, belki de onun üstü olabileceğini gördük, değerlendirdik. Delillerimizi toplayarak, bu aşamaya getirdik. Bundan sonra da soruşturmamız devam edecek. İlginç olan şu, Kemal Batmaz'ı bulunca, ne demiş diye, hemen ifadesine baktık. Baktık ki Adil Öksüz ile benzer ifadeyi vermiş, 'Tarla bakmaya geldim' demiş. Bu zaten beraber hareket ettiklerini gösteriyor. Aynı zamanda yakalandıktan sonra, organize şekilde kendi ifadeleri üzerinde konuştukları anlaşılıyor. Benzer ifade vermişler. Bu şekilde darbenin bir karanlık yüzünü daha ortaya çıkarmış olduk."
Görüntülerde Akıncı Üssü'nde Batmaz'ın da yer aldığının tespit edilmesinin ardından Batmaz'ın bir kez daha ifadesini aldıklarını bildiren Kodalak, "Ama her şeyi inkar ediyor. Hatta görüntülere dahi 'Ben değilim' diyor. Kabul etmiyor. Ama biz kendisinin fotoğraflarını çekerek, bu konuda da bilirkişi raporu aldık. Görüntülerle eşleşmesini sağladık. Görüntü uzmanları bu kişinin Kemal Batmaz olduğunu tespit etti." diye konuştu.
Başsavcı Kodalak, L tipi cezaevinde bulunan Batmaz'ın F tipi cezaevine nakledildiğini de bildirdi.
"DÜNYANIN HİÇBİR YERİNDE BİR ASKER BİR SİVİLE SELAM VEREMEZ"
"Kemal Batmaz ile ilgili görüntülerde asker rütbesindeki kişilerin sivillere selam verdiği görülüyor. Sivillerin askeri kurumlara girmesi, askerin sivile selam vermesi, bunları nasıl algılamak lazım?" sorusu üzerine Kodalak, dünyanın hiçbir yerinde askeri mekanlara sivillerin giremeyeceğini, girmiş olsa dahi dünyanın hiçbir yerinde bir askerin bir sivile asker selamı veremeyeceğini söyledi.
Kodalak, "Bu görüntülerden şunu anlamak mümkün, Kemal Batmaz, bu darbede önemli bir isim. O kendisine selam veren askerin daha üstünde bir statüsü olan bir örgüt elemanı." dedi.
Kemal Batmaz'a selam veren kişinin Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanı Tuğgeneral Hakan Evrim olduğunu değerlendirdiklerini söyleyen Kodalak, "Görüldüğü gibi bir askerin bir sivile selam vermesi, bu darbenin sivil ayağının nasıl şekillendiğini gösteren önemli bir delil. Bu dellilerin mutlaka Amerikalı ilgililer tarafından dikkate alınacak diye düşünüyorum." dedi.
Başsavcı Kodalak, darbe girişimi sonrasında Akıncılar Üssü çevresinde yakalanan şüphelilerden Anafartalar Kolejleri sahibi Hakan Çiçek'in de darbe şüphelisi Albay Ahmet Özçetin'in çağrısı üzerine "sosyal faaliyet için gittim", "çocuğa ders vermek için gittim" ifadelerini verdiğini, ancak "Ne faaliyeti?", "Çocuk kız mı erkek mi?", "Ne dersi?" gibi soruları yanıtlayamamadığını ifade etti.
"YENİ DELİL OLARAK ABD'YE SUNULABİLİR"
Gülen'in iadesi için ABD'ye gönderilen deliller arasında bu bilgilerin bulunmadığının hatırlatılması üzerine Kodalak, "Kaybedilmiş bir şeyimiz yok. Şu anda iade süreci işliyor. Bu deliller, yeni delil olarak ABD'ye sunulabilir. Zaten bana sorarsanız, hepsinin bir anda sunulmasından ziyade bazı güçlü delillerin peyderpey sunulmasının daha etkili olacağını değerlendiriyorum." ifadelerini kullandı.
10 BİN KİŞİ SORUŞTURULUYOR, 4 BİN 359 KİŞİ TUTUKLU
İddianameler ve FETÖ mensuplarının yargılanma sürecinin sorulması üzerine Kodalak, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığında FETÖ soruşturmasına bakan başsavcıvekilleri, savcılar, katipler ve personelin çok büyük bir özveriyle 15 Temmuz gecesinden beri aralıksız çalıştıklarını söyledi.
Kodalak, şöyle konuştu:
"FETÖ soruşturması kapsamında şu anda 4 bin 359 asker ve sivil tutuklu bulunuyor. Bu rakamlar sürekli değişiyor. Nadiren de olsa tahliye olabiliyor veya bunun haricinde soruşturmalar devam ettiği için tutuklamalar olabiliyor. Şu anda asker ve sivil FETÖ soruşturmalarında bizim toplam soruşturduğumuz kişi sayısı 10 binin üzerinde. Şu anda bir ilçe nüfusu kadar insanı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturuyor ve bunların 4 bin 359'u tutuklu. 40 yıllık bir yapı, çok derin bir yapı ve biz bu derin yapının tüm hürcelerini çözmeye çalışıyoruz. Bu şartlarda bizden hemen bu işin sonuçlandırılmasını beklemek çok doğru olmaz diye düşünüyorum. Tabii kamuoyunu da anlıyoruz. Kamuoyu da mutlaka artık bir şeyler görmek istiyor. Ama birkaç aylık bir süre bu soruşturmalar için çok uzun bir süre değil. Bununla birlikte biz ilk davalarımızı kısmet olursa kesin bir tarih olmamakla birlikte 2017'nin başında açmaya başlayacağız. Bekli 2016'nın son ayında da açtığımız dava veya davalar olabilir ama 2017 ile beraber seri şekilde dava açmaya başlayacağımızı hesap ediyoruz. Bunun haricinde elimizde yaklaşık 3 binden fazla hakim ve savcı soruşturması mevcut. Tüm Türkiye'deki hakim savcı soruşturmasını, tüm Türkiye'deki mülki amir, vali, kaymakam soruşturmasını Ankara Başsavcılığı yürütüyor. Bizim böyle bir zorluğumuz da var. Dolayısıyla bu zorluklar da dikkate alınarak, bizim soruşturmalarımızın en kısa zamanda biteceği hususunda kamuoyunun bize inanmasını rica ediyoruz."
DAVALAR TEK TEK AÇILACAK
Hakim savcı çalışmalarında davaları müstakil, tek tek açmayı düşündüklerini aktaran Kodalak, bunun haricinde birden fazla olayla irtibatlı hakim ve savcı bulunursa o davaları birleştirebileceklerini ifade etti.
Bu yöntemi daha kolay bulduklarını belirten Harun Kodalak, "Ergenekon, Balyoz davalarını gördük. Yüzlerce şüpheli, ki birçoğu zaten masum insanlardı, bir davanın içine koyarak o davayı çıkmaz hale getirmeyi düşünmüyoruz. Bağımsız, tek tek. Davaları parça parça açıp, hızlı yürümesini, hızlı tamamlanmasını amaçlıyoruz." dedi.
Başsavcı Kodalak, askerlerle ilgili tek tek dava açmanın zaten mümkün olmadığını aktararak, "Kurumlara göre ayırarak, mesela Genelkurmaya ayrı dava, Akıncı Üssü'ne ayrı dava, Gölbaşı'na ayrı açabiliriz. Bu şekilde bir planlama yapacağız." diye konuştu.