BIST 10.025
DOLAR 35,16
EURO 36,68
ALTIN 2.956,54
HABER /  DÜNYA

Başörtüsüyle çalışmaya izin yok

Başörtüsü Avrupa'nın da sorunu. Başörtüsü ile çalışmak isteyen kadının işyerine açtığı dava sonuçlandı.

Abone ol

Brüksel İş Mahkemesi, başörtüsüyle çalışmak istediği gerekçesiyle işine son verilen ve işvereni hakkında dava açan kadını haksız buldu.

Brüksel İş Mahkemesi, başörtüsüyle çalışmak istediği gerekçesiyle işine son verilen kadının açtığı davada, işvereni haklı buldu. Kararda, bir ticari şirketin iç kurallarına göre, müşterilerle doğrudan temas halinde olan personelin kıyafetine ve özellikle dini semboller kullanmasına müdahale edebileceğine, bunun, “şirketin imajı açısından” önemli görülebileceğine işaret etti.

Belçika’da kitap ve kırtasiye satışı üzerine mağazalar zinciri bulunan “Club” şirketi, bir kadın çalışanının iş yerinde başörtüsü kullanma talebini geri çevirmiş, kadının buna rağmen iş yerine başörtüsüyle gelmesi üzerine, aynı gün işine son vermişti.

Uzun yıllar “başörtüsü takmadan” çalıştığı işten çıkarılan kadın, Brüksel İş Mahkemesine başvurarak işvereni aleyhinde dava açmış, Müslüman olduğu gerekçesiyle ayırımcılığa hedef olduğunu savunmuştu.

Mahkeme, kararında, “din özgürlüğünün tartışma konusu olmadığını ve sorgulanmadığını” belirterek, işverenin işçiyi “bir dine bağlılığı” nedeniyle değil, “iş yerinde herkese uygulanan kuralları kabul etmemek” gerekçesiyle işten çıkardığını kaydetti.

İŞVEREN: TARAFSIZ İMAJIMIZ YIPRANABİLİRDİ

İş yerinde müşterilerle doğrudan teması olanların, “görünür bir şekilde herhangi bir dini giysi ve sembol taşımayacağı” kuralını bütün personeline uygulayan “Club” firması, savunmasında, bu tür girişimlerin, “firmanın tarafsız, her kesime açık, aile havasındaki imajını yıpratabileceği” görüşünü ön plana çıkardı.

Belçika’da hukukçular, bu “hassas davanın” örnek teşkil edeceğini, bazı firmaların aynı durumdaki çalışanlarını işten çıkarmalarının söz konusu olacağını, aynı tür başka davaların adli kurumlar tarafından ele alınmasının sürdüğünü, bu konuda somut ve yasal ilkeler belirlenemediğini, Hollanda gibi bazı ülkelerde bunu yapan işverenlerden, “ne tür bir zarara uğradıklarını kanıtlamalarının istendiğini” ifade ediyorlar.