Nurcihan ve Nurulhalk Saatçioğlu kardeşlerin 1999 yılındaki başörtüsü yasağını protesto gösterileri pahalıya patladı.
Abone olAvrupa Birliği’ne uyum sürecinde hak ve özgürlükleri genişletici adımlar atan Türkiye, reformları uygulamaya yansıtamıyor. Bunun son örneği Nurcihan ve Nurulhak Saatçioğlu isimli kız kardeşler hakkında verilen hapis cezasında görüldü. 1999’da başörtüsü yasağını protesto ettikleri gerekçesiyle tutuklanan iki kardeş, 7 ay cezaevinde kaldı. ‘Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye çalışmak’ suçlamasıyla açılan davada Malatya DGM takipsizlik kararı verdi. Mahkeme, sanıkları bu kez Toplantı ve Yürüyüş Kanunu’na muhalefetten yargıladı. Nurulhak 2 yıl 6 ay, Nurcihan ise 1 yıl 8 ay hapse mahkum edildi. Tutuklu kaldıkları süre başka bir suçu kapsadığı için bu cezalardan düşülmeyecek. Saatçioğlu kardeşler, dün İstanbul’da tutuklanarak Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi’ne gönderildi. Anne Hüda Kaya aynı yürüyüşe katıldığı için 3 yıl hapis yatmıştı. Üçüncü kardeş ise tutuklanmayı bekliyor. Mazlum-der Başkanı Ahmet Mercan, Nurcihan ve Nurulhak’ın işlemedikleri bir suçtan dolayı 7 ay tutuklu kaldıklarını iddia ederek, mahkeme kararını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götüreceklerini söyledi. İnönü Üniversitesi’nde yapılan başörtüsü eylemine katılan üç kız ile anneleri, Malatya DGM tarafından Türk Ceza Kanunu’nun 146. maddesine göre ‘anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmek istedikleri’ gerekçesiyle yargılandı. Söz konusu dönemde 7 ay cezaevinde kalan iki kız kardeş, DGM’nin takipsizlik kararı vermesi üzerine tutuksuz yargılanmak üzerine serbest bırakıldı. Daha sonra İstanbul’a taşınan kız kardeşlerin Malatya’da devam eden davalarının seyri değişti. Mahkeme, bu kez kızkardeşleri ‘Toplantı ve Yürüyüş Kanunu‘na muhalefet’ etmekle suçladı. Aynı başörtüsü eylemine katılan anne Hüda Kaya da, hakkında verilen hapis cezasını Malatya’da çekti. Anne Kaya, İstanbul’a kızlarının yanına gelirken, diğer kız kardeş İntifar ise, hapis cezasının infaz edileceği günü bekliyor. Tutuklama olayını takip eden Mazlum–Der avukatı Gülden Selman, kız kardeşlerin 7 ay tutuklu kalmalarının zaten kanuna aykırı olduğunu belirterek, “Anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs gibi idamla yargılanıp da 7 ay tutuklu kaldıktan sonra şimdi ‘yanlışlık oldu, aslında şu suç oluşmuştu’ deniyor. Kaldı ki Anayasa, yetkili mercilerden izin aldıktan sonra her türlü gösteriyi serbest kılar. Ama başörtüsü ile ilgili yapılan bir gösteride maalesef 19 kişiye böyle bir karar verildi.” diye konuştu. Mazlum-der Başkanı Ahmet Mercan ise kız kardeşlerin işlemedikleri bir suçtan dolayı tutuklu kaldıklarını savunarak, AİHM’ye götürecekleri davada Mazlum–Der’in müdahil olacağını söyledi. Avukat Gülden Sönmez ise AB’ye giriş sürecinde Yürüyüş ve Toplantılar Kanunu’nda yapılan değişikliklerin bu kararı etkilemediğini, suçun birkaç kez işlendiği için de cezanın ağırlaştırıldığını ifade etti. Önceki gün tutuklanan kardeşler, Bakırköy Tutukevi’ne götürülürken yakınları gözyaşına hakim olamadı. Fikri Reçber, nişanlısı Nurulhak’ın cezaevine girdiğini görünce gözyaşlarını tutamadı. Reçber, uzun süre cezaevi önünde bekledi. ZAMAN