BIST 9.652
DOLAR 34,69
EURO 36,75
ALTIN 2.961,83
HABER /  POLİTİKA

Başörtülü vekil olmaz

Bakan Şener başörtüsünden Cumhurbaşkanlığı’na kadar gündemdeki konulara ilişkin çarpıcı mesajlar verdi

Abone ol

Bakan Şener başörtüsünden Cumhurbaşkanlığı’na kadar gündemdeki konulara ilişkin çarpıcı mesajlar verdi

Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, gündemde tartışılan konuları BUGÜN’e değerlendirdi

Deneyimli siyasetçi Şener, son dönemlerde aykırı çıkışlarıyla dikkatleri üzerinde topluyor

Şener ile uzmanlığının ön plana çıktığı ekonomi konularını değil, onun kamuoyunda pek bilinmeyen siyasi ve fikri yönleri üzerinde farklı bir röportaj yaptık. Şener de başörtüsünden ‘Kürt Sorunu’na, Cumhurbaşkanlığı’ndan adil düzene bütün sorularımıza açık yüreklilikle cevap vermekten çekinmedi.. İşte Şener’in zor sorulara verdiği ilgi çekici cevaplar:

HİÇBİR KALIBIN ADAMI OLMADIM

- Başbakan gibi Milli Görüş geleneğinden geliyorsunuz. Siz de ‘Milli Görüş Gömleği’ni çıkarttınız mı?

Kendimi bir gömleği çıkarıp bir başka gömleği giymiş gibi tanımlamıyorum. Hayatımın her döneminde hep bir arayış içinde oldum. Hiçbir zaman bir kalıbın adamı olmadım. Siyasi hareketimden önce hiç kimse kalkıp da “şu fraksiyonun, bu cemaatin veya ekolün mensubuydu” diyemez. Hiçbir katı ve bağnaz mensubiyetim olmadı. Ama geçmişte de bugün de dini duyarlılığı yüksek düzeyde olan biriyim.

- Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, adil düzeni savunduğunuzu yazmıştı...

RP milletvekili iken adil düzen projesini hiç savunmadım. Çünkü, “adil düzen”, hayatı yorumlama biçimime, toplum ve siyasetle ilgili düşüncelerime uygun değildi. Toplum mühendisliği projesiydi.

- Yani, ‘Milli Görüş gömleği yoktu ki çıkartmış olayım’ mı diyorsunuz?

Ben hiçbir kalıbı hayatımın hiçbir safhasında topyekün üzerime giymiş değilim. Milli Görüş, çok esnek bir kavramdır. Bundan ötürü kullanmış olabilirim.

KAVAKÇI’YI NAZLI ILICAK İSTEDİ

- Fazilet Partisi Grup Başkanvekili iken başörtülü milletvekiliniz Merve Kavakçı olayında ön plandaydınız. Bugün, herkesi gerilimden uzak durmaya çağıran bir Şener var. Bir yer değişimi mi bu?

Tam bir yer değişikliği gibi anlamamak lazım. İnsanlar bulundukları partiyi savunur ve sahip çıkarlar. Parti disiplini açısından baktığınızda başka türlüsü mümkün değil. Ya da istifa edip giderler. Tavrımı bu çerçevede yorumlamak anlamlı olur.

- Kavakçı’nın milletvekili olmasını siz istemediniz mi?

FP döneminde başörtülü bir adayımızın olmasını herkesten çok Nazlı Ilıcak istiyordu. Merve Kavakçı’nın milletvekili olarak seçildiği kesinleşince ciddi bir sorunla yüz yüze olduğumuzu anladık. Oturup bu sorunu nasıl çözebiliriz diye konuştuk. Kavakçı’nın aday gösterilmesini tasvip etmedim. Karar süreçlerinde bulunmadım. Meclis’teki o malum yemin töreninden sonra bir basın toplantısı düzenlendi. Ben grup başkan vekiliydim. Arkadaşlar benim de bulunmam gerektiğini ifade ettiler. Orada bulunmayı görevim gereği kabul ettim. Sonraki safhaların hiçbirinde yokum.

- Kavakçı olayı yeniden gündeme gelse, aynı tepkiyi koyar mısınız?

AK Parti artık bu konuda belirlenmiş bir durum varken bunu zorlamaya kalkışmaz. Başörtülü bir kadın adayın partilerin milletvekili listelerinde yer alması, mevcut sistem içinde asla mümkün değildir. Anayasa Mahkemesi’nin bir kararı var. Türkiye bir hukuk devletidir. Ama Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu bir başka karar daha var. O kararda da başörtülü kadınların parti kurabilecekleri veya kurulan partilerin üyesi olabilecekleri ve aktif siyaset yapabilecekleri belirtilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yasağı artık kesin bir kural haline gelmiştir. Olaya bu çerçeveden bakılmazsa gerilim ve çatışma yaşanır. Bu yanlış bir siyasettir.

GÜVEN ARTTIKÇA SORUN ÇÖZÜLÜR

- Siz başörtüsünü bir gerilim alanı olarak mı görüyorsunuz?

Her yer için değil, her alan için değil. Şu anda Türkiye’de başörtülü çok sayıda insanımız var. Başörtülü insanlarımızın talepleri var. Siyaset kurumu, en başta konunun bazı çevreleri rahatsız edecek bir özellikten arındırılmasını sağlamalıdır. Ben niye bazıları, bazı konularda bağnazlık yapıyorlar diye sorgulamıyorum. Aksine neden bazı insanlar benim bazı davranışlarımdan rahatsız oluyorlar diye düşünüyorum. ‘İnsanların benden rahatsızlık duyduğu alanları tasfiye etmek, benim de sorun olarak gördüğüm bazı alanların aşılmasının en etkili yoludur’ diye düşünüyorum. Birbirimize güvenimiz arttıkça, sorunlar da kendiliğinden çözülmeye başlar. Sürekli gerginlik, yüksek tansiyon, çatışma, çekişme... Peki sonuç? Hepimizin kan kaybı ve ülkenin kaybedilen on yılları. Çok yazık!..

Demirel’in yaklaşım tarzını sevimli bulmadım

- Süleyman Demirel’in türbanlı yurttaşlarımıza Arabistan’ı adres olarak gösteren sözlerini duyduğunuzda ne hissettiniz?

Dikkat ederseniz, negatif konuşmamaya özen gösteriyorum. Sayın Demirel’in, başörtülü insanlarımız için gösterdiği adres, doğru bir adres değil. Yaklaşım tarzını da, olayları değerlendirme biçimini de doğrusu sevimli bulmadım. Cumhurbaşkanlığı makamında bulunmuş bir kişinin, tüm yurttaşları kucaklayacak bir anlayış ve üslupta olması gerektiğine inanıyorum.

- Demirel, Hükümetinizle ilgili çarpıcı bir eleştiride bulundu: ‘Güçleri yetiyorsa, türban sorununu çözsünler de görelim!” Böyle bir restleşme niye sizce?

Benim sevmediğim kulvarlar bunlar. Bu kulvarlarda yürümek, aynı stilde konuşarak siyaset yapmak benim tercihim değil. Mümkün olduğunca bu sevimsiz konulara girmemeye çalışırım. Bu konuları hep birlikte ortak bir demokratik duyarlılık temelinde çözmemiz gerektiğine inanıyorum. Karşılıklı meydan okumalar, düellolar, polemik ve tahrikler bence iyi bir tarz değil.

Cumhurbaşkanı olmayı hiç düşünmedim

- Eşi başörtülü olan birinin Çankaya’ya çıkması Türkiye’de bir sorun oluşturur mu?

Susma hakkımı kullanıyorum.

- Kafanızdaki Cumhurbaşkanı profili nedir? Cumhurbaşkanı hangi özelliklere sahip olmalıdır?

Ben mevcut duruma bakıyorum. Anayasa, ‘Cumhurbaşkanı’nı TBMM seçer’ diyor. Özelliklerini de belirtiyor. Milletvekilleri kimi seçerse Cumhurbaşkanı odur.

- Milletvekilleri size teklif getirirlerse kabul eder misiniz?

Böyle bir konu gündeme hiç gelmedi.

- Gönlünüzden Cumhurbaşkanlığı makamına oturmak hiç geçmedi mi?

Hiç düşünmedim. Şimdiye kadar hiçbir yere talip olmadım. Bir yerin mücadelesini verdiğimi hiç hatırlamıyorum. 15 yıldır işimi hep en iyi şekilde yapmaya çalıştım. Olaylar beni kendiliğinden bir yerlere taşıdı.

YARIN: KÜRT SORUNU YOK, TERÖR VAR

Mehmet METİNER /