ABD'de başkanlık seçimlerine günler kala adayların seçim kampanyaları Ohio'ya odaklandı. Serkan Demirtaş, seçim sonuçlarının 'belirleyicisi' olacağı söylenen Ohio'nun önemini yazdı.
Abone olAmerikan seçimleri için geri sayım sürerken, adaylar arasındaki yarış da kıran kırana geçiyor. Artık adaylar dikkatlerini sonuçta etkili olacak kilit eyaletler üzerine odaklamış durumda.
Ohio da bu kilit eyaletlerin başında. Başkan adaylarının kampanyanın son günlerinde nerdeyse sokak sokak gezdikleri Ohio, bu seçimlerin en önemli belirleyicisi olacak. Zira, Ohio’yu kazanamayan Beyaz Saray biletini cebine atamıyor.
Seçim sonuçları ile ilgili kesin bir kanaatte bulunabilen yok, ama adaylar 6 Kasım’da Beyaz Saray’a kimin gideceğini belirlemek için Ohio seçmenlerinin gönlünü kazanma çabasına girdi.
Demokratlar arasında Ohio’yu kaybetmesine karşın başkan seçilen son aday 1960 senesinde John. F. Kennedy oldu.
Cumhuriyetçiler arasında ise Ohio’yu kaybedip de başkan olabilen aday bulunmamakta.
O yüzden başkan adayı Romney ve Başkan Obama son güne kadar Ohio’nun çeşitli bölgelerine gelerek, vatandaşları ikna sürecine devam edecekler.
ABD'nin genel yapısını yansıtıyor
ABD’nin 7’nci büyük eyaleti konumundaki bu eyaleti bu kadar kritik yapan unsur demografik yapısı ve sosyolojik özellikleri.
Kadın-erkek, Demokrat-Cumhuriyetçi oranları ile etnik özellikleri ABD’nin genel yapısını yansıtması nedeniyle seçmen hareketliliklerinin önem kazandığı eyalet, tüm ABD’nin hatta dünyanın kaderini de bir anlamda elinde bulunduruyor.
7,7 milyon seçmenin bulunduğu eyalet, temel olarak 6 ana bölgeye ayrılıyor.
Kuzeydoğuda Cleveland ve Toledo’ya Demokratlar hâkim. Çünkü bu bölge, otomotiv endüstrisinin can damarlarından biri ve 2009 senesindeki kurtarma paketi bu bölgenin de kaderini olumlu etkiledi.
Güneydoğu’da sadece Ohio’nun değil tüm ABD’nin en fakir bölgelerinden biri olan Apalaşya bulunuyor.
Suç oranlarının yüksekliği ve toplumla bütünleşme konularında büyük sorunların bulunduğu bu bölgenin yanı sıra güneyin önemli kenti Cincinnati’de de ağırlıklı olarak Cumhuriyetçiler önde.
Obama’nın 2008’de oyların çoğunu aldığı bu bölgede şimdi Cumhuriyetçiler ağırlıklı yer alıyor.
Ülkenin merkezi Columbus ise ortadan ikiye ayrılmış durumda.
Ohio'ya reklam yağdı
Üniversitelerin ve dolayısıyla yaş ortalamasının 30’un altında olduğu merkezde demokratlar, şehrin çevresinde ise cumhuriyetçiler önde bulunuyor.
'Seçmen hareketliliklerini yansıtıyor'
Ohio State Üniversitesi Sosyal ve Davranış Bilimleri Profesörü Paul Beck’e göre, bu eyaletin en önemli özelliği farklı seçmen gruplarını ve seçmen hareketliliklerini çok iyi yansıtması.
Romney’nin resmen aday ilan edilmesinden sonra en az 40 kere, Obama’nın da neredeyse haftada bir bu eyalete gelmesi boşuna değil.
“Ohio’yu kim kazanırsa Beyaz Saray’a da o gidiyor. Bu nedenle adaylar diğer eyaletlere yapmadıkları kampanya yatırımını buraya yapıyorlar” diye konuşan Beck, sadece televizyona verilen reklamların 888 milyon dolar tuttuğunu, bu rakamın seçim sonuna kadar 1 milyar doları aşmasının beklendiğini kaydetti.
“Bu reklamların yüzde 20’si Ohio’da yayın yapan kanallara aktarıldı” bilgisini de veren Profesör, “Nereden bakılırsa bakılsın, 2012 seçimleri en çok para harcanan seçimler olacak” diye konuştu.
Bir araştırmaya göre, 2012 seçimlerinde harcanacak toplam paranın 5,8 milyar dolar olması, 2008 bütçesinin de yarım milyar dolar üzerine çıkması bekleniyor.
Obama’nın umudu kadınlar
Kararsızların yanı sıra seçimlerin kaderini etkileyecek gruplar arasında kadınlar önemli yer tutuyor.
Obama’nın seçimleri bir kez daha kazanması beyaz kadınlardan aldığı oyları almasına bağlı.
2008 seçimlerinde bu gruptan aldığı oylarla Ohio’da rakibine yaklaşık yüzde 5’lik fark atan Obama’nın aynı başarıyı gösterip gösteremeyeceği belli değil.
Diğer bir olumlu nokta, Obama’nın 2009 senesinde büyük tepkilere rağmen batmakta olan Amerikan otomotiv sektörünü kurtaran paketi yaşama geçirmesi.
Geniş bir otomotiv üretim sektörüne ev sahipliği yapan Ohio için Obama’nın bu adımı yaşamsal önem taşıyor ve birçokları için yeterli bir yeniden seçme gerekçesini oluşturuyor.
Ohio’da bulunan Cumhuriyetçi Parti Başkanı Bob Bennert’a göre, işler 2008’den çok farklı.
“O zaman Cumhuriyetçiler’de George W. Bush yorgunluğu, Afganistan-Irak yorgunluğu ve ağır ekonomik bunalımın etkileri vardı. Bunların üzerine bir de yanlış başkan adayı olunca fark açıldı. Şimdi bu koşulların hiçbiri kalmadı Ohio’da ve yarış gerçekten başa baş geçiyor” diye konuşan Bennert, buna rağmen kazanacakları konusunda emin.
Demokrat Parti’nin Ohio’da başkanı Chris Redfern ise farklı bir tablo çiziyor.
“Tüm seçmen hareketlerini tek tek izliyoruz. Kapılarına gidiyoruz, telefon ve e-maille ulaşıyoruz. Artık geleneksel seçim öncesi kampanyalar dönemi sona erdi. Sürkeli olarak seçim kampanyası halindeyiz” diyen Redfern tüm kamuoyu araştırmalarında Obama’nın 2 ila 4 puan ilerde olduğunu ama son ana kadar çalışmaya devam edeceklerini kaydediyor.
Obama’nın özellikle Afro-Amerikanların, kadınların ve gençlerin oyunu alacağı, Romney’nin ise iş çevreleri ve orta sınıfın beyaz erkek kesimlerine yakınlaştığı görülüyor.
İsminin verilmesini istemeyen bir işadamı, seçim gününe kadar Demokratlara yakın olan kesimleri erken oy kullanabilecekleri merkezlere gönüllü olarak götürüp getireceğini belirtirken, “Tek bir oyun bile çok önemli olduğu bir sürece girdik. Hepimiz elimizden geleni yapmamız gerek” diye konuştu.
Obama’nın seçimlerde etkisini göstermesi, kendisine destek veren geleneksel grupların yani kadınların, etnik azınlıkların ve Afro-Amerikalıların hepsinin sandığa gitmesine çok bağlı.
Bu kesimlerde beklenmedik oranda bir kayıp gelmesi işlerin gidişini tamamen değiştirebilir.
Cumhuriyetçiler açısından kaygı veren durum ise seçimlere bağımsız olarak katılan ve her ikisi de muhafazakâr görüşleriyle bilinen Gerry Johnson ve Virgil Good’un beklenenin üzerinde bir performans göstermeleri ve Romney’nin oylarını kırmaları.
Her iki adayın da hiçbiri şansı olmamasına karşın söylemleriyle, Mormon olan Romney’ne sekte vurmaları -sadece Ohio’da değil aynı zamanda Virginia’da- büyük kaygı yaratıyor.