Gazetelerin eğilimlerine göre olayı değerlendirdiklerini belirten Ilıcak, kaybedilen bir hakkın iade edildiğini yazdı.
Abone ol BASININ TEPKİSİ VE İMAM HATİPLERMini YÖK paketi hükûmette tartışıldıktan sonra Meclis'e sevk edildi. Gazeteler eğilimlerine göre, bu olayı farklı değerlendirdi.
Sözgelimi, Milliyet gazetesi "28 Şubat'ın rövanşı" başlığını atarken, Tercüman "Adalete ilk adım", Vakit "Ayırımcılığa neşter" ve Yeni Şafak "Meslek liselerine katsayı morali" diyerek haberi duyurdu.
Radikal "Reformun özü: YÖK'e tasfiye, İmam Hatiplere kolaylık. AKP'nin reformu buymuş" manşetini tercih ederken, Sabah gazetesi benzer bir değerlendirme yaptı: "YÖK'e darbe, İmam Hatiplilere de müjde" başlığı ile olayı yansıttı.
Cumhuriyet gazetesi ise Tayyip Erdoğan'ın "Daha işin başındayız" sözlerine yer vererek "Ayrıcalıklı düzenleme" cümlesiyle İmam Hatip Liseleri'nin önündeki engelin kalktığını belirtti.
Özkök ve Ekşi
Hürriyet gazetesi "İmam Hatipliye kapılar açıldı" derken, Ertuğrul Özkök, hükûmetin samimiyetinden şüpheye düştüğünü ve yeniden "arka bahçe" tartışmasının başlayacağını söylüyor: "...İmam Hatip okullarıyla ilgili bu düzenleme, bu okullar hakkında ne yazık ki yeniden 'arka bahçe' tartışmasını başlatmaktadır. Bu değişiklik AKP'yi yeniden 'Milli Görüş'ün dümen suyuna sokmaktan başka bir işe yaramayacaktır.Türkiye yeniden gereksiz tartışmalara girecektir." (5.Mayıs.2004 - Hürriyet)
* * *
Oktay Ekşi de dünkü yazısında, "Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Meclis'teki sayısal üstünlüğüne dayanarak, İmam Hatip Lisesi mezunları ile genel lise mezunlarını mutlak eşitlik kuralına göre üniversitelere kabul ettirmenin yolunu açmaya kararlı olduğunu gösterdi" diyor ve farklı katsayı dolayısıyla diğer bütün meslek liselerinin değil, sadece İmam Hatip Liseleri'ndeki öğrenci sayısının azaldığını rakamlarla ortaya koyuyor.
Bir hakkın teslimi
Önce bazı doğruları tesbit edelim. Ortada 28 Şubat'ın rövanşı filân yok. Yalnız, kaybedilen bir hakkın yeniden teslimi söz konusu. Milli Eğitim Temel Kanunu'na göre, İmam Hatipler hem mesleğe, hem yüksek öğretime hazırlayan okullar. Buna mukabil, söz konusu kanun değiştirilmemekle birlikte, bir yönetmelik tadilatı ile, İmam Hatip mezunlarını sadece ilgili alan olarak İlâhiyat Fakültesi'ne yönlendirdiler. İlâhiyat haricinde, İmam Hatip mezunu kişinin okul başarı puanı 0.3 katsayısı ile çarpılıyordu. Bu yüzden de, sınavda muvaffak olsalar dahi, istedikleri hiçbir üniversiteye giremiyorlardı.
Yeni düzenlemeyle ilk adım atıldı, sözel, eşit ağırlık veya sayısal programı bitiren herkes için eşit uygulamaya geçildi.
Bir tabloyla özetlemek gerekirse:
SÖZEL: Kendi alanı : 0.80 - Eşit Ağırlık: 0.60 - Sayısal: 0.45
EŞİT AĞIRLIK: Kendi alanı: 0.80 - Sözel: 0.60 - Sayısal: 0.60
SAYISAL: Kendi alanı: 0.80 - Eşit Ağırlık: 0.60 - Sözel: 0.45
Burada gene bir eşitsizlik doğması ihtimali mevcut. İmam Hatip'te okuyanlar, sözel programla sınırlı tutulurlarsa, ilâhiyatın yanı sıra, belki sadece edebiyat fakültelerine 0.80 katsayısı ile girebilecekler.
İmam Hatip'e tepki
Demek ilk adım atıldı ama bu yeterli değil.
İkinci mesele, İmam Hatiplere karşı gösterilen tepki. Bir haksızlığı düzeltmek niye bu okulları "arka bahçe" olarak gibi görmek olsun. İşte Mehmet Ağar da, kanun tasarısını destekleyeceğini açıkladı.
Tayyip Erdoğan'ın ve AK Partililerin katsayı eşitliğine önem vermesinin temelinde, bütün meslek liselerinden ziyade İmam Hatipler yatıyor. Bence bunu tabiî karşılamak gerekir. Arka bahçe olmasa bile, AK Parti tabanının bir bölümü, bu okul mezunlarından oluşmuyor mu? Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in, konunun İmam Hatip gibi takdim edilmesine kızmaması gerekiyor. Eğer bir grup, İmam Hatipliler kaderlerine terk edilsin diye ısrarlı davranıyorsa, onların karşısındakilerin, engelleri kaldırmaya çalışmasından doğal ne olabilir ki! Niyeti saklayarak bütün meslek liselerinin durumu düzeltiliyormuş havasının yaratılması yanlış. Çünkü, gerçekten de, meslekî ve teknik liselerin katsayı ile önleri kesilince, sadece İmam Hatipli öğrencilerin sayısı düştü. Bu yüzden, öncelikle bu grubun gözetilmesi de çok normal.