BIST 9.976
DOLAR 34,01
EURO 38,04
ALTIN 2.829,41
HABER /  POLİTİKA

Başımıza padişah çıkarlar

Cumhurbaşkanını halk seçsin deniyor. 5+5 formülü öneriliyor. Ancak hukukçular bunu çok sakıncalı buluyor. Nedeni de şu;

Abone ol Hukukçu ve akademisyenler, Başbakan Erdoğan’ın ortaya attığı 5+5 formülüyle birlikte cumhurbaşkanını halkın seçmesi önerisine sıcak bakmıyor.

İşte hukukçu görüşleri;

‘NE DEVE NE KUŞ’
Prof. Dr. Süheyl Batum (Bahçeşehir Ünv. Rektörü):  5+5’i yapalım demek, bana göre soruna çözüm değil. Çünkü bu getirilecek olan yarı başkanlık sistemi değil. Anayasa hukukunda bunun adı yok. Neden yok? Yetkilere bakın: Yarı başkanlık sisteminin cumhurbaşkanına tanıdığı yetkiler değil. Nedir yarı başkanlık sisteminin cumhurbaşkanına tanıdığı yetkiler? Bunlar, cumhurbaşkanına sadece iktidarı denetleme ya da engelleme yetkisi vermiyor.

Yarı başkanlık sistemlerinde cumhurbaşkanının kendine mahsus bir alanı vardır. Ve bu alanı iyi kullansın diye cumhurbaşkanının meşruiyetini, prestijini arttırmak için onu halk oyuyla seçerler. Şimdi burada yapılmak istenen bu yetkileri arttırmak değil. Ama bu cumhurbaşkanı halk oyu tarafından seçilecek. İnanılmaz bir prestij ve meşruiyete sahip olacak, halkın yüzde 51’i tarafından seçilmiş, yetkileri sadece ve sadece engelleme yetkileri. Cumhurbaşkanı meclisi feshedemiyor, bir halk oylamasına bir şeyi götüremiyor, sadece ve sadece hükümetin önüne getirdiği şeyleri hatta başbakanı bile seçebilmek yetkisine sahip değil.

Anayasa Mahkemesi’nin kararından sonra önerilen 5+5 formülü, cumhurbaşkanını halk seçsin formülü. ‘ne deve ne kuş’ formülüdür. 1876 Anayasası için söylenirdi bu söz. Cumhurbaşkanının yetkileri aynı kalsın deniyor, neden kurumlar arasında dengesizlik ortaya çıktığında cumhurbaşkanı neden seçimlere gidemesin, neden seçimleri feshetmesin? Neden bir konuyu referanduma götürümesin? Kendine bir iktidar alanı yaratacak alanı olmasın, neden? Bunlar çünkü düşünülmedi.

HALK SEÇERSE SORUNLAR ARTAR
Tarhan Erdem (Kamuoyu araştırmaları ve siyaset uzmanı):
Maalesef, 4-5 seneden beri sıkışıldığında ‘halk seçsin’ diyorlar. Ama bunun bir adım sonrasını söyleyen yok. Halk bir adamı niçin seçerse seçsin- adı ister cumhurbaşkanı veya başka birşey olsun, halktan yetki almış insandır. Onun karşısında kanunla konuşulmaz. O, öneriye göre halkın seçtiği bir cumhurbaşkanı olur. Halkın seçtiği bir cumhurbaşkanı bugünkü yetkilerle kalmaz. Çünkü o, halka karşı sorumludur. Yetkileri daha da artar. Artınca diğer kurumlarla arasında problem çıkar.

BAŞIMIZA PADİŞAH ÇIKAR
Anayasa’nın iki-üç maddesini değiştirerek başkanlık rejimine geçilmez. Yarı başkanlık olur. Milletten aldığı reyle cumhurbaşkanlığına oturan kişi, başbakanın yetkilerini paylaşmaya başlar. Paylaşmaya başlayınca problem çıkar. AKP’nin bunu istemesinin nedeni? Ak Parti, kendi adamının seçileceğini düşündüğü için bunu istiyor. 2 madde değiştirerek Başkanlık sistemine geçilmez. Bütçe ile ilgili yetki ve tayinler meselesinin çözülmesi lazım. Aksi takdirde başımıza padişah çıkar.

HİÇ İSABETLİ GÖRMÜYORUM
Doç. Dr. Serap Yazıcı ( Bilgi Üniversitesi Öğr. Üyesi):
Şimdi Türkiye’deki sistem, ne parlamenter sistemdir, ne yarı başkanlık sistemdir. Bu melez yapının yarattığı sorunları aşmanın iki yolu var: Ya klasik parlamenter sisteme geri döneriz, cumhurbaşkanının yetkilerini sınırlarız. Yahut gerçekten yarı başkanlık sistemine geçeriz, cumhurbaşkanını halk seçer. Böylece onun demokratik meşruiyeti daha da pekişir, kendisine bir de parlamentoyu fesih yetkisi tanınır. Görülüyor ki şimdi Türkiye’nin gündeminde olan bu ikincisidir. Türkiye’de yarı başkanlık seçimine geçilmesini hiç isabetli görmüyorum. Çünkü bu sistem, Fransa’da çok iyi işlemektedir ama bunun sebebi, yarı başkanlık sistiminin bir tür ‘gizli değnek’ özelliği olmasıdır. Fransa’nın siyasi kültürü, partilerin arasındaki ilişkiler, cumhurbaşkanı ile parlamentonun birbirinden farklı eğilimlere sahip olması durumunda birbiriyle uyumlu çalışmaya yönelik gönüllü bir tavır sergilemeleri... Bunlar yarı başkanlık sisteminin olası sorunlarını bertaraf etmiştir.

TÜRKİYE’NİN EN GÜÇLÜ UNSURU CUMHURBAŞKANI OLUR
Türkiye’de böyle bir sisteme geçtiğinizde şu olacaktır: Türkiye’nin en güçlü unsuru cumhurbaşkanı olacaktır. Yürütme organı içindeki asıl güç, halkın seçmiş olduğu cumhurbaşkanı olacaktır. Bu ise Türk siyasi kültürü içinde değerlendirildiğinde, Türk demokrasisini o kişiye emenet etmek anlamına gelecektir. Ben bunu hiç isabetli bulmuyorum. Ham vatandaş olarak, hem bir Anayasa hukukçusu olarak.