Başı sadece secdede eğilen adam!..
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 'Diktatör' yakıştırması yapanlar görülüyor ki başı secdede eğilen yiğit bir adama tahammül edemiyor.
Bakın şu diktatöre..
Önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nda tarih yazarak gönüllere girerken, Türk siyasetinde bir lider rüzgarı estirmeye başladı…
“Bekle beni Ankara, bekle beni Türkiye” dedi…
Ama birileri devredeydi!..
Önü kesilmeliydi…
Okuduğu bir şiir yüzünden ceza evine atıldı…
Gitti yattı…
Ama o rüzgar esiyordu…
Dualarla çıktı ceza evinden…
Yollara düştü…
Bir umut ışığı oluyordu!..
Türkiye’de yönetime talip oldu…
Ama bir kez daha önü kesildi…
Siyasi yasaklı hale getiriliyordu…
‘Muhtar bile seçilemez’ diye manşetler atıldı..
Ama yılmadı…
Üstat Necip Fazıl’ın şu sözünü hiç unutmadı…
“Ya İslam’la yükselirsin, ya inkarla çürürsün.
Yol mezarda bitmiyor, gittiğinde görürsün!”
Milli iradenin rüzgarı arkasında esiyordu…
14 Ağustos 2001 tarihinde AK Parti’yi kurup millete emanet
etti…
Yasaklı da olsa yollara düşmüştü artık…
Arkasındaki destek çığ gibi büyüyordu..
Bir yılda bütün illerde parti teşkilatlanmasını tamamladı..
Ardından..
26 Eylül 2002'de İstanbul Cevahir
Otel’de ‘EFSANE’ müziği
eşliğinde ‘HER ŞEY TÜRKİYE İÇİN’ sloganı
ile seçim startını verdi..
3 Kasım 2002 tarihi Türkiye için yeni bir milat oldu..
Artık bütün Türkiye Recep Tayyip Erdoğan ile buluşuyordu…
Siyasi yasağı kaldırıldıktan sonra Abdullah Gül’e verdiği
emaneti geri aldı…
Ve o gün bugün dünya siyaset tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir
şekilde tek başına iktidar koltuğunda oturan, sevenlerinin
‘REİS’ diye haykırdığı Recep Tayyip Erdoğan tarih
yazmaya devam ediyor..
***
Allah aşkına bu nasıl diktatörmüş?
Demokrasinin tecelli ettiği sandığa bir
bakın!..
3 Kasım 2002 (Erken genel seçimler)
AK Parti :%34.4
CHP
:%19.4
28 Mart 2004 (Yerel seçimler)
AK Parti :%40.2
CHP :%21.7
22 Temmuz 2007 (Genel seçimler)
AK Parti :%46.5
CHP
:%20.8
29 Mart 2009 (Yerel seçimler)
AK Parti :%38.8
CHP
:%23.1
12 Haziran 2011 (Genel seçimler)
AK Parti :%49.8
CHP
:%25.9
30 Mart 2014 (Yerel seçimler)
AK Parti :% 43.1
CHP
:%26.4
Sonra araya ilk kez halkın tercih yapacağı Cumhurbaşkanlığı seçimi
girer..
Tarih 10 Ağustos 2014..
Bir tarafta Recep Tayyip Erdoğan..
Diğer tarafta CHP ve MHP’nin başını çektiği, muhalefetin çatı adayı
Ekmeleddin İhsanoğlu..
Millet bir kez daha açık ara “Yüzde 51.79 oy oranıyla Recep
Tayyip Erdoğan” diyecek..
Halkın seçtiği ilk Cumhurbaşkanı olacaksın..
Ardından yine seçimler gelecek..
7 Haziran 2015 (Genel Seçimler)
AK Parti :%40.9
CHP
:%24.9
1 Kasım 2015 (Erken genel seçimler)
AK Parti :%49.5
CHP
:%25.7
Tablo ortada…
Millet her defasında “Oyumuz Erdoğan’ a”
dedi..
Şimdi de “Seni Başkan
yapacağız” diyor…
Bu mu diktatör?..
Hadi oradan dememek mümkün mü?
Bu millete hakaretten başka bir söz
değil!..
Hezeyanın sebebi böyle bir tablo karşısında rakiplerinin
psikolojisinin bozulmasından başka bir şey değil…
Muhalefetin aşamadığı engel AK Parti değil, Recep Tayyip Erdoğan!
O nedenle hedef hep o…
Bütün zorlukların altından tek başına o kalkıyor..
Karşısına çıkan bunca engeli aşmasının nedeni Allah’ın desteğinden başka hiçbir şey olamazdı..
Türkiye’de ideolojilerin galip geldiği siyaset onunla bitti..
Bakın dönemin Başbakanı, AK Parti Genel Başkanı olarak 16 Mart 2014’te İzmir Meydanı’nda halka nasıl sesleniyordu…
“Artık kör ideoloji değil, eser siyaseti, plan ve proje siyaseti, millete hizmet kazansın siyaseti istiyoruz.”
İşte Erdoğan’ın farkı bu!
***
‘Diktatör’ suçlamasının dış kaynaklı olduğu apaçık ortada..
Yerli ve dış kaynaklı bir işbirliği!
Tıpkı 15 Temmuz darbe girişiminin kaynağı gibi…
Bakın çok ilginç gördüğüm bir açıklama var…
Açıklamayı yapan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek…
Reis ile birlikte yürüyenler ‘Hayrola’ diyecektir..
Bakın Perinçek Erdoğan’a yönelik ‘diktatör’ suçlaması yapanlara karşı ne demiş:
“Türkiye’de diktatörlük kurmak için ABD ile kol kola girmek gerekir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı diktatör propagandasının arkasında ABD var. Erdoğan resmen ABD ile savaşıyor. Biz ABD’ye, PKK’ya, FETÖ’ye karşı Erdoğan ile beraberiz. Çünkü Türkiye son dönemde Amerika'nın planlarını bozuyor. Batı basınında da bunu açık açık yazıyorlar. Türkiye'nin FETÖ, PKK, DEAŞ gibi terör örgütlerinin üzerine yürümesinden rahatsız oluyorlar. Bundan dolayı büyük telaş içindeler. Bundan dolayı Türkiye'yi hükümet krizine sokup, mevcut hükümeti devirmek ve kendi akıllarınca bir yönetim kurmak istiyorlar. Bu çok açık.”
Çok ilginç değil mi?
Doğru söze ne demeli…
Devam ediyor Perinçek:
“Türkiye’de bu ortamda Tayyip Erdoğansız bir çözüm de yoktur. Bunu görmemiz lazım. Çünkü AKP Mecliste çoğunlukta. Bugün seçim olsa yine aynısı olacak. Onu dışlayıp, 'diktatör' dediğiniz, onu hedef aldığınız zaman Amerika ile birleşmiş, onun planlarına ortak olmuş oluyorsunuz. O yüzden bu planları bozmamız için, bir olmamız lazım.”
Diyeceksiniz ki Perinçek’in başına taş mı düştü!..
Bunları söyleyen Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi düşüncesine her zaman karşı duruş göstermiş bir isim…
Ama her bir cümlesi önemli değil mi?
***
Söyleyeceğim şu ki;
Dışarıdan ve içeriden saldırı dozajı artıkça Erdoğan’ın arkasındaki millet desteği büyüyor…
Son Merkel ziyaretinde ‘İslamist terör’ sözüne karşı bütün dünyanın gözü önünde yaptığı “Bir Müslüman olarak bu sözü kabul etmem” çıkışı puanına bir puan daha kattı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın…
Türkiye, doğru bildiğini karşısındaki güç kim olursa olsun dünyanın gözü önünde söylemekten çekinmeyen bir lider ile yol alıyor…
Millet de önünü açıyor..
O nedenle..
Hiçbir inandırıcılıkları olmadığı girdikleri bütün
seçimlerde tescilli olanlar, Erdoğan’a hangi suçlamayı yaparsa
yapsın demokrasinin tecelli ettiğini sandık her defasında
söyledi…
Görülüyor ki nisan referandumu ile bu devam edecek..
Muhtar bile seçilemez denilen adam..
Genel Başkan da oldu…
Başbakan da oldu…
Halkın seçtiği Cumhurbaşkanı da oldu..
Şimdi de Başkan!
Şimdi Erdoğan diktatör öyle mi?
Hadi oradan!
Peki o ne diyor…
“Her ne yaparsa yapsınlar, unutmayın Allah bizimle dir. Millet bizimle dir. Milletin hayır duası bizimle dir. Herkesin bir hesabı var, Allah’ın da bir hesabı var. Galip olacak olan O’nun hesabıdır.”
İşte son söz budur…
Eğer Mehmet Akif’in “Yumuşak huylu ise kim demiş uysal koyunum; kesilir belki ama çekmeye gelmez boynum.” Sözünü rehber edindiği için Erdoğan’ a ‘Diktatör’ diyorsanız böyle diktatöre can kurban!..
Çünkü; Bu baş sadece secdede eğiliyor!