KCK liderlerinden Mustafa Karasu'nun açıklamalarına çarpıcı övgüler dizen Başdanışman Yalçın Akdoğan "dağdakiler şehirdeki muhalefetten daha üretken" dedi...
Abone olİNTERNETHABER.COM
Başbakan Erdoğan'ın Başdanışmanı ve Star si yazarı Yalçın Akdoğan günün en ilginç muhalefet eleştirilerinden birine imza attı.
DAĞDAKİLER ÜRETİYOR ŞEHİRDEKİLER İSE PROJE ÜRETMEKTEN ACİZ
CHP ve MHP'nin üretkenlikten uzak ve geçmişi temsil eden bir siyasi hattı ifade ettiğini kaydeden Akdoğan AK Parti ve BDP'nin ise geleceğe dönük bir dinamizmi içerdiğini yazdı. Akdoğan'ın yazısındaki en çarpıcı bölüm ise KCK liderlerinden Mustafa Karasu'nun açıklamalarına yaptığı övgüler oldu. Akdoğan, Kandil'deki lider kadronun Abdullah Öcalan'ın Nevruz mektubunda ortaya koyduğu çerçeveyi yeni yeni anlamaya başladığını savunurken "Dağdaki adam siyasete yönelik projeler, stratejiler, modeller, yapılanmalar önerebiliyor, şehirdeki muhalefet herhangi bir proje ve model önermekten aciz..." dedi
İşte Akdoğan'ın yazısındaki ilgili bölüm:
BDP KİTLESİNİ KORUYARAK DÖNÜŞÜM GÜCÜ SERGİLİYOR
AK Parti hem kadrosu, hem siyasi görüşü, hem de ortaya koyduğu vizyon ve projelerle büyük bir kitlesel destek bulmuş ve kısa sürede iktidara gelmiştir. İktidardayken kendisini yenileyebilmesi de büyümeyi ve oy artışını beraberinde getirmiştir. BDP ise kurulduğu andan itibaren belli bir kitleye ulaşmış, badireli siyasi hayatında büyük hamleler yapmayı becerememiştir. Bununla birlikte defalarca kapatılan ve (bir çoğu kendi yanlışlarıyla) zorluklar yaşayan bir hareketin varlığını koruyabilmesi de bir başarıdır. BDP çizgisi, çok fazla isim, kadro, teşkilat, anlayış değiştirerek siyasi dönüşüm kabiliyetine sahip olduğunu göstermiştir. Kitlesini koruyarak farklı yapılara dönüşebilmek dikkate değer bir durumdur.
KARASU'NUN AÇIKLAMALARI İLGİNÇ
KCK elebaşılarından Mustafa Karasu verdiği bir röportajda ilginç değerlendirmeler yapmış. Örgütün paradigma ve strateji değişimini yansıtan şu ifadeler 'ulus devletten vazgeçme' şeklinde takdim edildi: 'Eskiden devlet kurma anlayışı vardı. Bundan vazgeçtik. Solun da böyle bir anlayışı vardı. 'Ulusların kaderini tayin hakkı' devlet kurma olarak anlaşılıyordu. Bunun doğru olmadığı, ulusların devlet kurmadan da özgür ve demokratik yaşam içinde kendi kaderlerini tayin edebileceği yaklaşımı Böyle bir paradigma içindeyiz.'
Karasu, HDP ile Türkiye sınırlarında Türkiye'nin demokratikleşmesi içinde Kürt sorununu çözmeyi hedeflediklerini, bunun stratejik bir proje olduğunu söylüyor, yeni dönemde yeni mücadele yöntemleri belirlediklerini anlatıyor: 'Artık eğer sürekli bir kavgayla, savaşarak devlet kurup sorunu çözmeyeceksek; böyle bir çözüm anlayışımız yoksa, yeni çözüm anlayışına uygun bir mücadele, bir siyasi çözüm yöntemidir. HDP'yi öyle anlamak lazım'.
KANDİL ÖCALAN'IN NEVRUZ MEKTUBUNU YENİ ANLAMAYA BAŞLADI
Öcalan'ın geçen Nevruz'da verdiği 'demokratik siyaset' mesajının örgüt tarafından daha yeni algılandığı ve formüle edilmeye çalışıldığı anlaşılıyor. Örgütün HDP'ye biçtiği rolü, partinin başındaki marjinal solcu aktörlerin ne kadar anladığı ve ne ölçüde taşıyabileceği ise merak konusu...
Karasu, eski anlayışlarla, modellerle, partilerle yeni dönemde devam edilemeyeceğini falan anlatıyor. Burada ilginç olan husus şudur:
DAĞDAKİLER PROJE ÜRETİYOR ŞEHİRDEKİ MUHALEFET İSE ACİZ
Dağdaki adam siyasete yönelik projeler, stratejiler, modeller, yapılanmalar önerebiliyor, şehirdeki muhalefet herhangi bir proje ve model önermekten aciz...
Kendi kitlesini çantada keklik gibi görerek masa başında modeller, projeler önermek, istediği kişiyi istediği isimli partilere başkan yapmak elbette siyaset mühendisliği olarak eleştirilebilir. Hele bunu siyaset dışı aktörlerin yapması daha da garip olabilir. Ancak muhalefetin buradan çıkarması gereken ders, değişim-dönüşüm için model, proje, strateji üretebilecek bir dinamizme sahip olabilmektir. Maalesef muhalefet bu dinamizmi yansıtmaktan çok uzak görünüyor...