BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  MEDYA

Başbuğ'un tutuklanmasına ilk yorumlar

Gece geç saatlerde Başbuğ'un tutuklanmasını ve yaşananları canlı yayında değerlendiren gazeteciler şunları söyledi:

Abone ol

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un "İnternet Andıcı" davası ile ilgili 'şüpheli' sıfatıyla verdiği ifadenin ardından sevk edildiği mahkeme tarafından tutuklanmasıyla ilgili ilk yorumlar gazetecilerden geldi.

Gece geç saatlerde yaşananları canlı yayında değerlendiren gazeteciler şunları söyledi:

Nazlı Ilıcak - Gazeteci

Örgüt yöneticisi olmak, terör örgütü kurmak gibi cümlelerin İlker Başbuğ'un durumuna oturmadığını düşünüyorum. Bu ne yazık ki Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Cumhuriyeti koruma hastalığı. Burada İlker Başbuğ'un modeli 28 Şubat modelinin bir devamı gibi. Bu metot emir komuta zinciri içerisinde gerçekleşti. Bu komutanlar görevlerini yaptıklarını sanıyorlar. Terör örgütü kurmak gibi bir şey değil bu. Özetle söylemek gerekirse İlker Başbuğ kendisini suçlu görmeyebilir. Çünkü o bunu vazifesi olarak görüyor. Başka komutanlarda bu dava kapsamında tutukluyken emir komuta kapsamında İlker Başbuğ'un tutuklanması normal

İsmail Küçükkaya-Gazeteci


Şimdi bugün gazete yöneticileri ile birlikte bir istihbarat teşkilatındaydık. Sayın müsteşar Hakan Fidan ile uzun bir brifing oldu. Konular uzun uzun konuşuldu.Asker sivil ilişkilerinde tarihi bir dönem yaşıyoruz dedi. Necdet Özel'in bugün gazetelere yansıyan demeçleri vardı. İlginç bulduğum bir kısım vardı.Genelkurmay başkanı son aylarda emniyet güçleriyle ifadesini kullandı.Tarihi önemde bir cümle bu. İlginç ve dramatik bir durum ve üzücü bir taraftan. Bu durumun bazı çevreler tarafından sevinçle karşılandığını görüyorum ama bence üzüntü verici bir durum orgeneral birinin tutuklanması. Ben yaşadıklarını şahsen anladım. Hukukun verdiği karar önemlidir. Herkes gibi saygılı olmak durumundayız.

Ergun Babahan – Gazeteci


Bu sürece gelinmesi kaçınılmazdı. Sonuç itibariyle Genelkurmay’da bulunan bir takım yasa dışı işlerin en üsten en alta doğru gittiği, emir komuta zincirinde yürüdüğü anlaşılmıştı. Genelkurmay Başkanı’nın bu sürecinin dışında kalması düşünülemezdi. Artık Türkiye’de herkesin kendi görevi alanı içinde kalması gereken, hukuka bağlı, hukuktan kaçmaması gereken bir döneme gidiyoruz. Gelecek kuşaklar açısından, çocuklarımızın hiçbir şeyden korkmaması, “Bugün başımıza ne gelir” diye düşünmeden yaşamaları adına olumlu olduğunu düşünüyorum.

Sait Kayasu - Emekli Savcı


Öncelikle bu olay hukuk çevrelerinde beklenen bir şeydi. Tutuklama sürpriz değil. Tutuklama haklı mıdır? Değil midir? Bilmiyoruz. Bu dava sürecinin sonucunda ortaya çıkacak. Davada tutuklu olan sanıklar İlker Başbuğ'un emir komuta zincirinde olan kişiler. Dolayısıyla teknik olarak olması gereken şey buydu.

 Hasan Celal Güzel

(Sabah Gazetesi yazarı)

İlker Başbuğ internet andıçı konusundaki ıslak imzalı belgeye kağıt parçası demişti. Şimdi ise o kağıt parçası yüzünden tutuklandı. TSK'nın en başında bulunan bir ismin tutklanması üzücü. Ama eskiden bırakın bir generali tutuklamayı, gözünün üstünde kaşın var demek bile mümkün değildi. İlk defa yargının bağımsızlığı ve demokratik hukuk devletinin gerekleri yerine geliyor.

Bu internet andıçı gide gele ortaya çıktı ki belki de onun tarafından emredilerek yapılmış. En azından haberi olduğu belli. Ben tutuklanmasını son derece normal karşılıyorum.

Hüseyin Kocabıyık

(Yeni Asır Gazetesi köşe yazarı)

İnternet andıçı meselesinde hukuki süreç ilerleyip deliller ortaya çıkmaya başlayınca İlker Başbuğ gereksiz savunma hatalarına düştü.

Sonra toplum internet andıçı ile karşılaştı. Bakın 13 Nisan 2009 yılında Mehmet Haberal tutuklandı. Süleyman Demirel havaalanına kadar gelip Haberal'ı uğurladı. Başbuğ o gece Demirel'i arıyor, üzüntüsünü dile getiriyor. Ve hemen bir gün sonra 14 Nisan günü internet andıçı talimatını veriyor veya teklifini onaylıyor.

Genelkurmay Başkanı hükumet aleyhine yayın yapacak internet siteleri kurulması talimatını rahatça verebiliyor. Üstelik darbeci bir general olmamasına rağmen... Niçin yapıyor bunu? Çünkü içinde askeri vesayetin hala sürdüğüne dair bir inanç var. Yani Başbuğ eski alışkanlıklarının kurbanı oluyor.

Mahmut Övür

(Sabah Gazetesi yazarı)

Bu süreç 12 Eylül ile hesaplaşmayla da devam edecek. Sıcak tarihiyle yüzleşmeye öncelik veren Türkiye'de 28 Şubat süreci de, e-muhtıra'yı yazan Yaşar Büyükanıt da gündeme gelecektir.

Askeri yapı başka bir şeydir, siyasi yapı başkadır. Bunları ayrıştırmak askeri cılızlaştırmak sayılmamalı. Ben temelde ne zaman ki genelkurmay başkanları siyasi konularda fikir beyan etmezse işte o zaman siyaset biter diye düşünüyorum.

Mustafa Akyol

(Star Gazetesi yazarı)

Burada önemli olan tutuklama tasarrufunun kullanılması. Ve ben çok fazla tutuklama olduğu, çok sayıda davada da tutuklamaların fazla sayıda olduğunu, elektronik kelepçelerle davaların tutuksuz sürebileceğini düşünüyorum. Hele ki İlker Başbuğ gibi bilinen, kaçmayacak, delilleri karartma ihtimali olmayan bir insan tutuklanmadan yargılanmalıydı. Yanlış buluyorum.

 Fikret Bila

(Milliyet Gazetesi Ankara temsilcisi)

Tutuksuz yargılanmalıydı. Delillerin karartılması söz konusu değil çünkü zaten aylardır süren bir davanın ortasında bir süreç. Ancak yargıçın böyle düşünmediği anlaşılıyor. Tabii genelkurmay başkanının sembolik değeri de vardır. Silahlı kuvvetlerin bir numarasını terör örgütü kurmakla suçlamak da önemli bir ithamdır. Tutuksuz yargılama yoluna gidilmesi bence uygundu ama yargıcın kararı başka oldu.

Nuri Elibol

(Türkiye Gazetesi yazarı)

Türkiye sivil asker ilişkilerinin yürütülmesinde ciddi mesafeler kat etti. Bu nedenle bu Türkiye'de bir ilktir. Eskiden telaffuz etmek bile mümkün değildi. Tabii silahlı kuvvetler keşke kendi asli görevi olan yurt savunmasına, terörle mücadeleye tüm gücünü harcayıp böyle suçlamalar hiç olmasaydı. Ben üzülüyorum ama kimsenin de rütbesi ve konumu gozetilerek farklı muamele görmesine de karşıyım.