Başbuğ iddianamesi kabul edildi

İnternet andıcı davası kapsamında tutuklu yargılanan eski Genelkurmay Başkanı Başbuğ, iddianamede 'Ergenekon örgütünün TSK'ya sızmış üst düzey üyesi' olarak nitelendiriliyor.

Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ hakkında internet andıcı davası kapsamında hazırlanan iddianame kabul edildi.

Özel Yetkili 13. İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'nin kabul ettiği iddianamede emekli orgeneral için "TSK içine sızmış üst düzey Ergenekon üyesi" suçlaması getiriliyor.

İddianamede İlker Başbuğ'un, "Türkiye Cumhuriyet Hükümeti'ni zorla ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek" suçundan 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapis istemiyle yargılanması isteniyor.

Tutuklu yargılanan Başbuğ, "Devletin imkân ve kabiliyetlerini kullanarak kurulan internet siteleri üzerinden hükümete ve millete yönelik psikolojik harekât faaliyetleri uygulamakla" da suçlanıyor.

Mahkeme, Başbuğ aleyhindeki davanın "İrtica ile Mücadele Eylem Planı" davasıyla birleştirilip birleştirilmeyeceğine ise daha sonra karar verecek.

Başbuğ'un "üst düzey Ergenekon üyesi" olarak nitelenmesi, İnternet Andıcı ve İrtica ile Mücadele Eylem Planı davalarının Ergenekon davalarıyla birlikte düşünüldüğüne işaret ediyor.

İddianamede, Başbuğ'un Albay Dursun Çiçek imzalı İrtica ile Mücadele Eylem Planı adlı belge için 26 Haziran 2009 tarihinde yaptığı basın toplantısında, "Şu anda elimizde olan hukuki anlamda bir kâğıt parçasıdır." dediği de aktarılıyor.

2008-2010 yılları arasında genelkurmay başkanlığı yapmış olan Başbuğ hükümeti devirmeye yönelik faaliyet yürütmekle suçlanan en üst düzey TSK üyesi.

Kara propaganda siteleri iddiası

6 Ocak tarihinde İstanbul'da gözaltına alınan eski Genelkurmay Başkanı emekli orgeneral İlker Başbuğ'un tutuklu yargılanmasına karar verilmişti.

Başbuğ hakkında internet andıcı davası kapsamındaki suçlamaların odağında Adalet ve Kalkınma Partisi ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a karşı propaganda için internet siteleri kurdurmak ve finanse etmek yer alıyor.

Davayla ilgili soruşturma kapsamında ifade veren diğer subaylar, emir-komuta zinciri altında hareket ettiklerini söylemişlerdi.

Söz konusu internet sitelerinin yayın yaptıkları tarihte TSK'nın başında İlker Başbuğ bulunuyordu.

"Andıçta imzam yok"

İddiaları "trajikomik" olarak niteleyip reddeden Başbuğ ise cezaevine götürüldüğü sırada yaptığı açıklamada "Bu andıç bana arz edilmedi. Arz edilse mutlaka üzerinde parafım veya imzam olurdu. Ben bu siteleri kapattıran kişiyim" demişti.

Genelkurmay başkanlığından 2010 yılı Ağustos ayında ayrılan İlker Başbuğ 'Terör Örgütlerinin Sonu' başlıklı bir kitap yazmış ve kitapta Irak'ın işgalinden hemen önce Amerikan ordusuna Türkiye topraklarını kullanma izni vermeyen 1 Mart tezkeresini 'hata' olarak yorumlamıştı.

Başbuğ 27 Mayıs 1960'daki darbenin ardından tutuklanan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Rüştü Erheldun'dan sonra, cumhuriyet tarihinde tutuklanan genelkurmay başkanlığı görevi yapmış ikinci isim olmuştu.