BIST 9.916
DOLAR 35,04
EURO 36,40
ALTIN 2.939,03
HABER /  GÜNCEL

Başbakanlık Teftiş Kurulu görevlendirilecek

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, “Başbakanımız görüşmelerin sonunda bir karar verdi. O da kendi yetki ve sorumluluğunda ...

Abone ol

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, “Başbakanımız görüşmelerin sonunda bir karar verdi. O da kendi yetki ve sorumluluğunda bulunan Başbakanlık Teftiş Kurulu’nu görevlendirecektir” dedi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında açıklama yaptı. Arınç, asansör faciası hepimizi üzdü. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyorum, ailelerine de baş sağlığı diliyorum. Arınç, şunları söyledi:
“Birkaç gün önce yaşadığımız İstanbul’daki iş kazasıdır. Bu kaza sonucunda hayatını kaybeden 10 yurttaşımızla ilgili olayın araştırılması ve soruşturması oldu. 3 saat boyunca Mecidiyeköy’de eski Ali Samiyen Stadı arazisinde yapılan bina inşaatında vuku bulun bu elim facia üzerinde ilgili bakan arkadaşlarımız hem olayın nasıl meydana geldiği öncesi ve sonrasıyla muhtemel sebepler konusunda fikirlerini ifade ettiler. Bildiğiniz gibi 6 Eylül günü buralarda bir inşaat var. O inşaatta da maalesef 10 işçimiz yaklaşık bin 250 kilogram ağırlığında kartonpiyer insan ve yük asansöründe 32’inci kattan düşmek suretiyle asansörün düşmesi sonucunda hayatlarını kaybettiler. Bu sadece İstanbul ve kendi çevrelerinde değil şüphesiz herkes için büyük bir acı ve kayıp oldu. Allah’tan rahmet diliyoruz. Genç arkadaşlarımız hayatlarını kazanmak için bu zor işlerde çalışan gece gündüz emek sarf eden bu arkadaşlarımızın böyle bir facia soncunda hayatlarını kaybetmelerinden büyük bir üzüntü duyduk. Kardeşler var ve memleketlerine 3-5 kuruş kazanarak bunları göndermek ve aile bütçelerine katkı sağlamak isteyen işçi kardeşlerimiz var. Bu acı milletimizin acısıdır. Hepimiz üzgünüz. Onlara Allah’tan rahmet diliyorum. Yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum.”
Asansör kazasına ilişkin adli soruşturmanın devam ettiği ve soruşturmaya müdahalelerinin söz konusu olmadığını ifade eden Arınç, şunları aktardı:
“Bir iş kazası olduğu anlaşılıyor. Bununla ilgili olarak olay saatlerinde hemen intikal eden Çalışma ve Sosyal, Güvenlik Bakanımız bildiğiniz gibi saat 3,00 sıralarında olay yerine intikal etti. Başbakanımız bilgilendirilmişti. İlgili kurumlarda olay yerinde görevlendirildi. Sayın Faruk Çelik’in konu hakkında verdiği bilgileri etraflıca dinlemiş olduk. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bir adli soruşturma başlatıldı. Adli soruşturma devam ediyor. Olay meydana gelmesiyle ilgili olarak idari bakımından bir sorumluluk var mıdır? Hemen hemen her olaydan, özellikle ölümlü olaylardan sonra adli soruşturma yalnız kalmıyor idari soruşturma da devam ediyor. Bu konuda da ilgili bakanlıkların bir çalışması var. Bu çalışma sonuncunda da kusurlular ve ya eksiklikler, dikkatsizlikler sebebiyle meydana gelmişse bu olay en çok suç neredir bunların ortaya çıkarılması için gerekirse keşif ve bilirkişi incelemeleri yapılmak suretiyle herhalde haklarında davlar açılacaktır. Kanunun öngördüğü cezaları mutlaka muhatap olacaklardır. Adli soruşturmaya bir müdahalemiz söz konusu değil. Olay anından itibaren İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı olay üzerinde soruşturma başlatmıştır. İdari soruşturma hem vali hem de ilgili kurumlar tarafından belediyeleri de kapsayacak şekilde onların sorumlulukları dikkate almak şekliyle oda başlatılmış ve devam etmektedir.”
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun talimatıyla Başbakanlık Teftiş Kurulu soruşma başlatacağını belirten Arınç, sözlerine şöyle devam etti:
“Sayın Başbakanımız görüşmelerin sonunda bir karar verdi. O da kendi yetki ve sorumluluğunda bulunan Başbakanlık Teftiş Kurulu’nu görevlendirecektir. Başbakanlık Teftiş Kurulu’nu da sadece bu spesifik muasır değil. Bildiğiniz bundan 3 yıl önce çok büyük bir özenle çıkardığımız iş sağlığı ve güvenliği kanunu bu geçtiğimiz 3-4 yıl içerisindeki uygulamaları ve bir verimlilik analizi yapılmak suretiyle bir eksiklik var mıdır? Yeni yasal düzenlemelere ihtiyaç var mıdır? Bu olaylarla ilgili olarak süreçler nasıl devam etmektedir. Yetki ve sorumluluklar kimdedir. Öyle bir olay vukua geldiğinde kimler hangi noktalarda sorumluluk alabileceklerdir bunları Başbakanlık Teftiş Kurulu’na çok özel bir şekilde hazırlanması için Sayın Başbakanımız talimatlarını vermişlerdir.”
Hayatlarını kaybeden işçilerin ailelerine, ölüm geliri, ölüm aylığı ve diğer ödemelerin suratla yapılmasına karar verildiğini belirten Arınç, şunları aktardı:
“Bu bir iş kazası olduğuna göre ölen hayatlarını kaybeden yurttaşlarımız için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızın sağladığı imkanlar nedir? Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın sağladığı imkanlar nedir? Bunlar detaylı olarak görüşüldü. Bu yurttaşlarımızın her birine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızın sosyal güvenlik anlamında ölüm geliri, ölüm aylığı ve diğer ödemelerin suratla yapılmasına karar verildi. Bu konuda bir gecikme söz konusu değildir.”
ILO sözleşmesinin bazı maddelerinin yeni yasama döneminde TBMM onaylanması için gönderileceğin belirten Arınç, şunları söyledi:
“ILO sözleşmelerle ilgili 167 ve 176 maddeler konusu vardı. İş sağlığı ve güvenliği kanunu çıktığı zaman bu sözleşmelerin hükümlerini kapsayacak düzenlemeler yapılmıştı. Bu bakımdan tek başına ILO sözleşmelerin bu maddelerine ilişkin bir gecikme söz konusu değildi. İş sağlığıyla ya da işçi güvenliği ile ilgili ön gördüğü konuları esasen bu kanun çıkarken fazlasıyla karşılamış bulunmaktaydı. Bunlardan biliyorsunuz 167 sayılı inşaat işlerinde güvenlik ve sağlık sözleşmesi birisi. 176 sayılı maden işyerlerindeki güvenliğin sağlanması ile ilgili sözleşme diğeriydi. Bu kanunla bu hükümler getirmiş olmasına rağmen yine çağdaş, standartlar gereği ve Avrupa Birliği normları gereği ILO sözleşmelerinin bu maddelere ilişkin kısımlarının da onaylanması maksadıyla TBMM biran önce gönderilmesi ve yeni yasama döneminin başında kanunlaştırılması istenmiştir. Bunlarda gerçekleştirilecektir.”
Başbakan Ahmet Davutoğlu, hafta içerisinde bakanlıkları ziyaret edeceğini aktaran Arınç, “Başbakanımız bu hafta içerisinde bütün bakanlıkları ziyaret etmek suretiyle o bakanlıkların çalışmaları, yetkileri, sorumlulukları konusunda kapsamlı brifing alacaktı. Bu çalışmaya öncelikle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından başlamak suretiyle yapacağını da söyleyebilirim” diye konuştu.
İş güvenliği eylem planı yapılması ve kamuoyuna açıklanması kararının alındığını ifade den Arınç, şunları aktardı:
“Başbakanlık Teftiş Kurumu’nun çalışmaları, adli ve idari soruşturmaların sonuçları ve aynı zamanda da bakanlıklar arasında komite kurmak suretiyle aralarındaki koordinasyonu en şekilde sağladıklarını ve bu konuda eksiklikler varsa bunların ön görüldüğü bir çalışma yapılacak. İş güvenliği konusu artık Türkiye için hayati önemli konu olduğu anlaşılmıştır. Bu sadece 10 tane işçimizin bir asansörün düşmesi sonucu vefatı ile ilgili de değildir. Son zamanlarda o kadar garip olaylar yaşamaya başladık ki bildiğiniz gibi bir damperli kamyon şehir içerisinde damperi kalkık vaziyette kilometrelerce yol alabiliyor ve sonunda da üst geçide çarpmak suretiyle geçit çökertiliyor ve altında kalan minibüsün şoförü hayatını kaybediyor. Bir başka yerde bir barajın yakınında insanlar piknik yaparken sular birden geliyor uyarılar yapılmışta olabilir ama insanlarımız burada hayatlarını kaybedebiliyorlar. Mesele sadece 10 işçimizin hayatını kaybetmesiyle değil 300 vatandaşımızın Soma madenlerinde hayatını kaybetmesiyle de bunu bağlantılı düşünebiliriz. O kadar yasal düzenleme yapıyoruz. O kadar işçi sayımız artıyor. O kadar güvenlik tedbirleri alıyoruz ama buna rağmen eğer bu iş kazaları olup hayatımız kaybedilebiliyorsa nerede bir eksiklik var, uygulamada nere de bir aksama var bunları da görebileceğiz.”
Son 5 yıl içerisinde inşaat sektöründe 351 civarında işçinin hayatını kaybettiğini söyleyen Arınç, “İş kazaları konusunda pek çok sektör incelemeye alınarak en yüksek oranın inşaat sektöründe olduğunu da ortaya çıktı. Sayın bakanın verdiği bilgiler içerisinde görüyoruz ki son 5 yılın ortalamasıyla inşaat sektöründeki kayıplarımızın sayısı 351 civarındadır. Bazı yıllarda bu 400-500’ün üzerine çıkmıştır. Bazı yıllarda 200 civarında kalmıştır. Ama ortalaması 351 olarak görülmektedir. Binlerce insanın çalıştığı sektörlerin içerisinde bu kadar sayının görülmesi de biz önemsiyoruz” dedi.
1 milyon 391 bin 453 iş yerinin tehlike altında olduğunu vurgulayan Arınç, şunları söyledi:
“İş yeri istatistiklerine baktığımız zaman hemen hemen tüm iş yerleri bakanlığımız koyduğu kanun, kriterler ve yönetmeliklerde bir az tehlikeli sınıfımız var. Bir tehlikeli sınıfımız var. Bir de çok tehlikeli sınıfımız var. Çok tehlikeli sınıflar içerisinde iş yeri sayımız 226 bin 577 bunlar işyeridir. Bu tehlikeli sınıfları topladığımız zaman 1 milyon 391 bin 453 iş yerimiz var. Bunların tümünde çalışanlarımızın sayısı da 3 milyon 773 bin 092’ dir. Diğerleri de devam ediyor. Bütün buralarda iş yeri hekimlerimiz var. İş güvenliği uzmanı belgesi alanlarımız var ve teftiş görevlerimizi yapan 959 iş müfettişimiz, 544 iş sağlı ve güvenliği, 415 iş müfettişimizde işin yürütülmesi yönünde teftiş görevlerini icra ediyorlar.”
Arınç, şöyle devam etti:
“İş kazası meslek hastalığı istatistiklerine baktığımızda feryat edecek çok büyük zor durumda kaldığımız ifade edebilecek sonuçlar yok. Bir kişinin hayatı bile bizim için çok önemlidir. Bu hayatını kaybetmeler noktasında iş sağlığı ve güvenliği bakımından bir eksiğimizin olup olmadığını uzun boylu tartıştık. En çok ölümlü iş kazası inşaat sektörümüzde oluyor. Nakliyat ikinci sırada geliyor. Ölümlü iş kazası sayısı 115’dir. Sonra maden sektörü geliyor. Tahminlerimizin dışında Soma kazası yok. Soma başlı başına bütün yılların ortalamasından şüphesiz fazla oldu. 2008 yılında maden de ölümlü iş kazası sadece 66’dır. 2009 yılında 20, 2010 yılında 125, 2011 yılında 116, 2012 44 ve ortalaması 74 kişidir. Metal iş kolunda 52, makine iş kolunda 27, gıda sektöründe 26, tekstil sektöründe 22, mobilya sektöründe 11 olarak görülüyor.”
(İHA)