BIST 9.949
DOLAR 35,24
EURO 36,72
ALTIN 2.981,57
HABER /  DÜNYA

Başbakan’ın önerisine yanıt verdi

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Başbakan Erdoğan’ın ‘Uzlaşılan 48 maddeyi yasalaştıralım’ önerisiyle ilgili olarak, "Öyle anlaşılıyo...

Abone ol

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Başbakan Erdoğan’ın ‘Uzlaşılan 48 maddeyi yasalaştıralım’ önerisiyle ilgili olarak, "Öyle anlaşılıyor ki Sayın Erdoğan, bu komisyondan kalkmanın bahanesini arıyor. Sayın Başbakan eğer siz demokratik ve özgürlükçü anayasa istiyorsanız, gerçekten samimiyseniz, gelin parlamento kapanmadan seçim barajı ve tutukluluk süresini düzenleyelim" dedi.
Hamzaçebi, CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen ile birlikte TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. AK Parti’nin TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen Torba Yasa düzenlemesine TMMOB ile ilgili verdiği önergenin ardından dün gece kariyer mesleğe dayalı olarak faaliyet yürüten Dışişleri Bakanlığı’nın birikimini yok edecek bir önerge daha verdiğini savunan Hamzaçebi, “Dışişleri Bakanlığı’nın başına dış politika heveslisi bir kişinin bakan olarak atanmasından sonra Türkiye, bütün komşu ülkelerle sorun yaşamaya başladı. Dış politika heveslisi bakan, bununla yetinmeyip başka dış politika heveslisi bazı kişileri, bazı cep diktatörlerini Dışişleri Bakanlığı’na alarak merkez memuriyetlerde değerlendirecek. Sayın Cumhurbaşkanı’na bir çağrıda bulunuyorum; hem TMMOB hem Dışişleri Bakanlığı’na yönelik düzenlemeler Türkiye’de demokrasiye ve kamu yönetimine vurulmuş darbelerdir. Bu iki darbeyi Sayın Cumhurbaşkanı önlemeli, iki maddeyi tekrar görüşmek üzere TBMM’ye iade etmelidir” diye konuştu.

ERDOĞAN’IN ÖNERİSİ
Başbakan Erdoğan’ın yeni anayasa ile ilgili ‘Uzlaşılan 48 maddeyi yasalaştıralım’ önerisini de değerlendiren Hamzaçebi, "Sayın Recep Erdoğan dün yaptığı konuşma ile nasıl kalkmak istediğinin, nasıl bahane aradığının örneklerini vermiştir" dedi. Başbakan Erdoğan’ın bu öneriyi yaparken CHP’yi ana muhalefetin başı olarak tanımladığını anımsatan Hamzaçebi, şunları söyledi:
"Başbakan’ın kibrini biliyoruz. Kibir, aslında korkudan kaynaklanır. Taksim Gezi Parkı etrafında bütün Türkiye’ye yaygınlaşan olaylardan sonra Sayın Başbakan’ın topluma vermek istediği korku, millet tarafından aşılmıştır ve Sayın Başbakan’ın kibri bozulmuştur. Hala muktedirin kibri edasıyla konuşmaya devam ediyor ama bununla toplumu dizayn etmesi mümkün değildir. ‘Ana muhalefetin başı’ 40 yıl önceki söylem. 40 yıl önceki siyasileri taklit ederek, baskı politikasını devam ettirmeye çalışan bir Başbakan var. ‘48 maddeyi yasalaştıralım’ diyor. Peki bu komisyon yeni bir anayasa yapmak üzere masaya oturmadı mı? ’Uzlaştığımız maddeleri ayrıca yasalaştırırız, uzlaşamadığımız maddeleri bir kenara bırakırız’ şeklinde komisyonun çalışma usullerinde bir cümle yok. Bu komisyon yeni bir anayasa yapmak üzere yola çıktı. Öyle anlaşılıyor Sayın Recep Erdoğan bu komisyondan kalkmanın bahanesini arıyor. Başkanlık sistemi ısrarını bir yandan sürdürecek, öte yandan ‘muhalefetin samimi olduğuna inansam başkanlık sistemi önerimi geri çekerim’ diyecek. O, başkanlık sistemi ısrarını iki nedenle sürdürecektir. Birincisi başkan olmak gibi bir hevesi var ama bu heves kursağında kalacaktır. Partili cumhurbaşkanlığı modeli Türkiye’ye gelmeyecektir. Sayın Başbakan partilere gelip ’Cumhurbaşkanı parlamento seçsin’ çağrısını bir gün yapacaktır. Bu çağrıyı ne zaman yapacağını bekliyoruz. Çünkü 2014’te cumhurbaşkanlığına aday olması halinde Sayın Recep Erdoğan’ı bu millet cumhurbaşkanı seçmeyecektir. Cumhurbaşkanlığı öyle çantada keklik değil. Sayın Başbakan’ı kibri, üslubuyla baş başa bırakıyoruz. Sayın Başbakan eğer siz demokratik ve özgürlükçü anayasa istiyorsanız, gerçekten samimiyseniz, bunun bazı örneklerini anayasa değişikliği veya yeni anayasa çalışmaları sonuçlanmadan şu anda gösterebilirsiniz. Çağrıda bulunuyorum; gelin parlamento kapanmadan seçim barajını indirelim. Bu, demokratikleşme konusunda çok önemli adım. Gelin tutukluluk süresini uluslararası standartlara indirelim. ‘Toplumsal Barışı Demokrasi ile Güvence Altına Almak’ ismiyle yayımladığımız kitapta 29 tane kanun teklifimiz var. Sayın Başbakan buradan seçsin beğensin, istediklerini yasalaştıralım. Bu örneklerden seçerek bunlardan bir kısmını yasalaştırabilirsek Başbakan’ın demokrasi konusunda samimiyetine inanacağız. Ancak buna hiç ihtimal vermiyorum. Başbakan’ın kafasında demokratik, özgürlükçü bir anayasa yok. Onun kafasında başkan olması dışında hiçbir proje yok. Üzerinde mutabık kalınan maddeler dahi başkanlık sistemi yolundaki bir takım garnitür düzenlemelerden ibarettir. Sayın Başbakan’a ‘Bunların hepsini bir kenara bırakalım gel başkanlık sistemini yapalım’ çağrısı yapsak, koşa koşa gelecek.”

’BAŞBAKAN’IN BU ÖNERİSİ YENİ ANAYASA YAPILMASINI GÜÇLEŞTİRECEK YA DA İMKANSIZLAŞTIRACAKTIR’
CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen ise, Başbakan Erdoğan’ın yeni anayasa ile ilgili önerisini anlamsız olarak nitelendirdi. Anayasanın bir bütünlüğü olduğunu belirten Türmen, "Anayasanın içine serpiştirilmiş, birbiriyle bağlantılı olmayan maddeleri geçirirsek, anayasa yapılmış mı olacak? Anayasanın yapılmasından beklediğimiz yararlar, toplumla mutabakat, demokratikleşme, 12 Eylül anayasasından kurtulma gibi temel amaçlar var. Bu amaçlar gerçekleştirilmiş mi olacak? Hayır, olmayacak. 48 maddenin geçirilmesi, müzakereleri güçleştirecektir. Geri kalan maddeler anayasanın dışında bırakılacak. Başbakan’ın bu önerisi, yeni anayasa yapılmasını güçleştirecek ya da imkansızlaştıracaktır” dedi.
Dün gece Meclis Genel Kurulu’nda Dışişleri Bakanlığı ile ilgili verilen önergenin devletin temellerine vurulmuş ciddi bir darbe olduğunu savunan Türmen, “Hiçbir tecrübesi, özelliği olmayan, siyasi iktidara yakınlığı dışında hiçbir niteliği olmayan bir kişiyi alacaksınız büyükelçi yapacaksınız. Ondan sonra da merkeze geldiği zaman karar mekanizmalarını etkileyebilecek makamlar vereceksiniz ve ondan sonra bu Dışişleri Bakanlığı’ndan bir politika bekleyeceksiniz. Dışişleri Bakanlığı memurları, siyasi iktidara bağlı olmadan devlete hizmet verirler. O nedenle dışişlerini siyasallaştırmamak, devlet memurlarını partileştirmemek, dış politika çıkarları açısından büyük bir önem taşımaktadır" diye konuştu.
Basın toplantısında soruları da yanıtlayan Hamzaçebi, bir soru üzerine CHP’nin Mısır’da Mursi’ye karşı yapılanı darbe olarak nitelendirdiğini ve bunu kınadığını söyledi. Hamzaçebi, “Konu bu değil, Sayın Başbakan Mursi üzerinden bir mağduriyet yaratmak istiyor. Mısır’da yapılan askeri darbeyi kendine yapılmış gibi değerlendiriyor” dedi.
Hamzaçebi, dün TMMOB düzenlemesiyle ilgili üç siyasi partinin grup başkanvekilleri olarak TBMM Başkanı Çiçek ile görüşmelerine ilişkin soru üzerine, bu düzenlemenin tekliften çıkarılmasını istediklerini, Çiçek’in bu taleplerini AK Parti’ye ileteceğini söylediğini, şimdi bunun sonucunu beklediklerini kaydetti.
İstanbul Milletvekili Şafak Pavey’in İstanbul Belediye Başkanlığı adaylığı haberleriyle ilgili olarak ise Hamzaçebi, “CHP, İstanbul Belediye Başkanı adayını açıklamış değil. Birçok yetenekli arkadaşımız bu göreve layık görülebilir. Şafak Pavey de öyle. Bu göreve kimin aday olacağına partinin yetkili organları karar verecektir" dedi.
(İHA)